|
|
| Maviş'le bir kahve molası!..... | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 18th Ağustos 2010, 04:07 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 22nd Kasım 2010, 03:53 | |
| VE SADECE MERHABA..................Bir sevda rüzgarı esse uzaklardan, bir ılık meltem,değse saçlarıma... alıp götürse hayallerimi bilmediğim, tanımadığım uzak yerlere…
Gözlerimi kapatıp dalıyorum mavi düşlere, Bir demet nergis kokusu yağıyor üzerime , bir demet sümbül kokusu.
Yağmurdan sonraki mis gibi kokan toprağın kokusu ılık ılık.....
Mavinin masumluğunu, kırmızının sıcaklığını,
yeşilin cıvıltılarını hissediyorum,doğanın bütün ritmini duyuyorum sanki. Sesimi alıp götürüyor sular uzak denizlere ...
Mavi ve dalgalı denizlerde küçük bir tekne oluyor kalbim; ki, rengi düş mavisi. Duygusal bir limana sığınma çabalaması içinde.
Sonra tamam diyorum cevabı hayır olan bütün sorulara...
Keşkelerimi bırakıyorum usulca korkunun kollarına,yalpalanmıyorum artık bir sağa bir sola...
uçurtmamı seviyorum artık rengini önemsemeden....
Ve sadece MERHABA diyorum MERHABA..... | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 22nd Kasım 2010, 03:58 | |
| AŞKIN 'ACI' HALİtam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...sokağa fırlayacaksın...sokaklar da dar gelecek...tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadarküçüleceksin...birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan..."önemli olan sağlık.""yaşamak güzel.""boş ver, her şey unutulur."sen hiçbirini duymayacaksın...gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmekisteyecek kadar çok seveceksin...hep ondan bahsetmek isteyeceksin..."ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başınıkaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...yalnız kalmak isteyeceksin...hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...ikisi de yetmeyecek...geçmişi düşüneceksin...neredeyse dakika dakika...ama kötüleri atlayarak...onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...gittiğin yerlere gitmek...bu sana hiç iyi gelmeyecek...ama bile bile yapacaksın...biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...herkesi ona benzetip...kimseyi onun yerine koyamayacaksın...hiçbir şey oyalamayacak seni...ilaçlara sığınacaksın...birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...uyumak zor, uyanmak kolay olacak...sabahı iple çekeceksin...bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmakisteyeceksin...nafile...düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin...telefonun çalmasını bekleyeceksin...aramayacağını bile bile...her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...yüreğin burkulacak...canın yanacak...bir daha sevmemeye yemin edeceksin...hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin...yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...ama bir umut...onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...bu umut seni gitmekten alıkoyacak...gel gitler içinde yaşayacaksın...buna yaşamak denirse...razı mısın bütün bunlara...?hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?o halde aşık olabilirsin ...Can DÜNDAR | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 6th Şubat 2011, 06:02 | |
| Susmaya ne dersin?
Söyleyecek hiçbir şeyin yoksa, susmaya ne dersin?
Söyleyecek sözü olanları dinlemeye, anlamaya ne dersin?
Kitap sayfalarının arasında dolaşmaya…
Kâinatı okumaya…
Suratını okşayan rüzgârı, saçlarını ıslatan yağmur damlasını, ayaklarındaki kum tanelerini hissetmeye…
Güneşin batışını, hayata dair anlatacakları olan bir filmi, yıldızları, uzaklaşan bir gemiyi izlemeye…
Hastanedeki hastaları, cezaevlerindeki mahkûmları, kabristandaki mezar taşlarını görmeye…
Yollardaki bir taşı, bir düşeni, bir kendini kaybedeni kaldırmaya ne dersin?
Biraz düşünmeye, geçmişe, geleceğe gitmeye…
Sorular sormaya, hayata, kendine, dünyaya dair…
Kafa yormaya, hep ertelediğin konularda…
Bir cevap bulmaya, bir cevap veren bulmaya; içinden çıkamadığın problemlere dair…
Söyleyecek hiçbir şeyin yoksa, söyleyecek bir şeyi olanlardan bir şeyler öğrenmeye ne dersin?
Bugüne kadar söylenmiş sözlerin üzerinde durmaya; kiminin altını kırmızı, kiminin mavi, kiminin siyah kalemle çizmeye; kiminin üstünü çizmeye, kimine bir harf, bir kelime, bir ünlem eklemeye ne dersin?
Yeni bir şey söylemeyeceksen, daha önce söylenmiş sözleri bu kadar yüksek sesle, bu kadar kendi keşfinmiş gibi bağıra bağıra söylememeye ne dersin?
Kendini biraz hesaba çekmeye, cevaplarının doğruluğunu kontrol etmeye, hatalarını kabul etmeye…
Biraz bozmaya ezberlerini…
Biraz değiştirmeye kurduğun cümleleri…
Teslim bayrağını çekmeye…
Yeni şeyler öğrenmeye…
Yeni şeyler söylemek için susmaya…
Ama susarken de içine hiçbir ima katmadan, sadece susmaya…
Bir şey biliyormuş gibi değil. Kâle almıyormuş gibi değil. Kendini ağırdan satıyormuş gibi de değil. Gümüş olan söze tercih edilesi bir altın değerinde olduğundan hiç değil…
Daha yolun başındaymış, daha öğrenecek çok şeyi varmış, söyleyecek hiç ama hiçbir şeyi yokmuş gibi susmaya…
Bir “Konuşursam yer yerinde oynar havasında” değil. “Fırtına öncesi sessizlik” gibi de değil. Sesini akort ediyormuş gibi hiç değil.
Söyleyecek sözü olmayan herhangi bir insan gibi…
Susmaya ne dersin? | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 6th Şubat 2011, 06:10 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 22nd Şubat 2011, 04:56 | |
| | |
| | | ne-fer Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 22nd Şubat 2011, 05:01 | |
| MUTLULUĞU ÇOGU ZAMAN PARADA SANDIM... PARA İÇİNDE YÜZEN MUTSUZ YÜZLERİ GÖRDÜM.. BİR TAS YEMEĞE SERVET MİSALİ BAKAN MUTLU GÖZLERİ DE... MUTLULUK YETİNMEYİ BİLMEKTİ........
Ellerinize sağlık. Harika bir paylasım efendim.Ömürlü olun inşallah. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 1st Mart 2011, 07:05 | |
| Sevmek de hayata dair, sevilmek kadar...
Mutluluk da hayata dair, hüzünlü kalp sancıları kadar...
Ayrılıklar da hayata dair en az büyük aşklar kadar..
. Umut da hayata dair, en umutsuz anlarda bile ayakta kalabilmek kadar...
Başarısızlıklar da hayata dair, başarıya kalkan kadehler kadar...
Korkular da hayata dair sevinçler kadar...
Zaferleri kutlamayı bilmek de hayata dair, zaferi kazanmak kadar ve bazen kaybetmeyi kabullenmek de...
Bahar sarhoşluğu da hayata dair kış ayazı kadar...
Ve ölüm de hayata dair en az yaşamak kadar... | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 20th Ağustos 2011, 02:32 | |
| Kanatlar ve Koltuklar
Güzel şeylerden bahsetmek lazım biraz da. Her yeni Pazartesi sabahı başlıyor yine dertler. Bir gün önce kayboluyor da sonra mı ortaya çıkıyor? Veya biz mi kaşıyoruz zorla yara yapmak için… Hiç mi keyif yok şu dünyada?
Varsın olmasın!
Mutluyken bir dert çıkarıp vaktimizi harcıyoruz da Dertliyken mutlu olup neden şımartmıyoruz ki kendimizi? Baksanıza zaman nasıl da çabucak akıyor. Bu satırları ki bilir hangi haftanın başında yazıyorum Sizse hangi günün kaçıncı saatinde okuyorsunuz. İşler çok yoğun, evde bir sürü yapacak şey, sınavlar başlıyor, onun aşkı bunun karamsarlığı şunun derdi…
DURUN!
1... 2... 3...
Bir nefes “derin olmasa da olur”
Sakinleşin ve bu yazıdan sonra sizi son günlerde en çok mutlu eden şarkıyı dinleyin. Mümkünse sesini de yükseltin.
Sonra buralardan biraz uzaklaşın ve hayalinizdeki dünyaya iki bilet alın. Yan koltuk boş kalsın, belki ihtiyacı olan biri gelir ve karşılıksız iyiliğin hazzını alırsınız. Bavul almayın. Kuş gibi özgürsünüz, kanatlarınıza yazık ağır gelir.
Nihayet vardınız.
Şimdi ikinci bir nefes daha alın. Yine en derini olmasın, ruhunuzu ferahlatsın yeter. Bu koca rüyada yapılacak çok şey ve onlarca seçenek var.
a. b. c...
Hangisini seçerseniz seçin, her halükarda doğru kararı vermiş olacaksınız zaten. Dilerseniz tüm şıkları deneyin veya kendinizinkileri yaratın.
Ne zaman mı döneceksiniz? Acele etmeyin. Ruhunuzda biraz huzur birikince o size haber verecek.
Artık yolu biliyorsunuz. Kim bilir belki bir gün yan koltukta karşılaşırız. | |
| | | | Maviş'le bir kahve molası!..... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|