|
|
| Maviş'le bir kahve molası!..... | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
maviş Yönetici
| Konu: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:44 | |
| Bir kahve molasından meram, bir çift sözdür ki, o söz ruhumuzu dinlendirsin, dimağımızı sarhoş etsin. Hani denilmiştir: Gönül ne kahve ister ne kahvehane Gönül sohbet ister kahve bahane Derler'ki,Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış,Kaç fincan kahve içtik birlikte,Hesabı bırakın sadece hatırlayın.Şimdi anıları derleme zamanı,Kahvenizi alın elinize,Hadi buyrun sohbete.Yüreğimizden gelenleri derleyelim bu güzel sohbette.Hayata,sevgiye,arkadaşlıga,dostluga dair içimize işleyen tüm güzel yazıları ve şiirleri beraberce arşivliyelim.Gönül köprümüzü saglamlıyalım....Sevgi ve saygılarımla. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:46 | |
| BAKMAK GÖRMEK FARKETMEK!....
Yaşadığımız dünyada baktığımız ama görmediğimiz birçok güzellik görmemizi bekliyor.
Denizin hırçın dalgasında, dağ başındaki papatyada, bir sokak kedisinde o yaşama sevincini duymuyorsak, sadece baktığımız görmediğimiz içindir. Sabahları karşı komşuna günaydın demiyorsan, bakkalından iyi günleri esirgiyorsan, bir yaşlıya yardım etmiyorsan fark etmiyorsun demektir.
Çöpe atılan ekmeğe muhtaç yoksulu, giymediğin giysiye ihtiyacı olan fakiri görmüyorsan fark etmiyorsun demektir.
Yaşamak ne güzel değil mi? Nefes alabilmek. Ama en güzeli sadece kendin için değil başkaları içinde yaşayabilmek. Aldığın her nefesin bir parçası başkası için olmalı.
Senin yaşadığın mutluluğu, hüznü, sevgiyi, korkuyu başkalarıyla paylaşmadığın sürece ne kıymeti var ki. Komşunun, arkadaşının yaşadığı sevinci, hüznü, mutluluğu, korkuyu görmediğin sürece ona nasıl faydan dokunur. Buda bakmak değil görmek demektir. Fark etmek demektir...
Güneş doğarken çiçeklerin kıpırdanışlarını, yüzlerini ona çevirmelerini izledin mi hiç?
Çocuğun parkı gördüğünde yüzündeki gülümsemeyi? Yardım ettiğin bir yabancının sana bakışlarını? Dünyanın tek senin için yaratılmadığının farkına varmayı fark ettin mi? Cevabın evet ise ne mutlu ki bakmayı görmeyi ve fark etmeyi biliyorsun.
Bir gününü ayır ve evine bir bak. Çevrede sana lazım olmayan ama komşundan gördüğün için aldığın, belki ona senden daha çok ihtiyacı olan biri olduğunu düşüneceğin birçok eşyayla karşılaşırsın. Gardolabına baktığında, belki on belki daha fazla gömlek ya da eteğe sahip olduğunu görürsün ve genelde kaç aydır hemen hemen iki üç çiftini kullandığını fark edersin.
İnanın ki fark etmek için asla geç kalmayınız.Size uzanan ellere bakmayı, görmeyi ve fark etmeyi artık geciktirmeyin. Sevgileri fark edin. Üzüntüleri fark edin. Hayatın kısalığını, yarınların gizemini,dünün geçmişte kaldığını, fark edin.
Bakabilen, görebilen ve fark edebilen gönül gözlerimiz için binlerce kez şükürler olsun…
sevgi ve saygılarımla. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:48 | |
| Bir Çinli ye sormuşlar;
''Bu upuzun Çin set'ini bir boydan bir boya nasıl yürürsünüz'' Çinli yanıtlamış; ''önce ilk adımı atarım''
Bazen hayatımızda yapmaya karar verdiğimiz birçok yenilikler önümüze serilir. Masamızın üstü öyle bir dağılır ki, nereden başlayıp neyi önce yapacağımıza karar veremeyiz,
Aklımız ya da kalbimizin öncelikleri kendi içinde kavga eder ve biz karşıdan bunu izleriz. Bedenimiz ilk adımı atan bir bebek kadar çekingen ve korkak olur. Ürktüğümüz sebepsiz yere çekindiğimiz ilk adım...
İlk defa yaptığımız bir işteki ilk adım. Bizi ikiye bölen bedenimizin ve ruhumuzun bir parças olan bazı isteklerimiz bu ilk adımı atmayı zorlaştırabiliyor. İnsandaki bencil taraf sevilme,beğenilme, istenme iç güdüsü bir çelme takıyor atacağımız adıma.
Ya olmazsalar sarıyor bedenimizi.Yapmak ve yapmamak arası git geller yaşanıyor sonra...
Başlamış bir iş yarım sayılır sözü aklınıza geliyor ve atıyorsunuz ilk adımı.
Bende bu gün bu koca sayfada küçük bir adım attım. Henüz sizleri tanımıyorum. Henüz yolun çok başındayım.Upuzun Çin set'ini aşmak için ilk adımı attım.Yazmayı ve okumayı seven biriyim..
İnsanın sevdiği bir işi yapması kadar mutluluk ve huzur verici olay başına ender gelir.Bana uzatılmış bu köprüyü aşabilmeyi umuyorum. Benim iyikilerim keşkelerimden fazla bunun içinde ALLAHA her zaman dua ediyorum.İyi ki böylesine bir adım attım...
Sizlerde hayatınızdaki belki küçük belki büyük değişiklikler için ilk adımı atın.
Yenik bir ordu gibi savaştan kaçmanın zayıflık olduğunu,güneşten korunmanın tek yolunun selvi gölgesi olmadığını,körlüğün gözde değil kalpte daha tehlikeli olduğunu öğrenmemiz gerekiyor artık.
Hadi benim gibi küçük bir adım atın bu gün.... | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:49 | |
| Hayallerimizi yıkmak
Beklide dünyayı pembe gören de kara gören kadar yanılabilir. Ama en azından mutlu yaşar. Çevremizde olup bitenlerden, kendi içsel dünyamızdaki iniş ve çıkışlardan elimizde olmadan etkileniriz. Kimi zaman hayallerimizi kırarken bazen de hayallerimizi satıyoruz. Bazen savaşıyor bazen de yenik düşmüş bir asker gibi teslimiyeti kabul ederek boyun büküyoruz yazgımıza… Ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz zirvede görünüyor daha yolun başında korkup kaçıyoruz. Oysa hayallerimizi kırmak kadar, en başta bu yolculuk için valizimizi hazırlarken içine kararlılık ve azmimizi de koyarsak daha başarılı olacağımız kesin. Yaşadığımız zorluk ne kadar büyük olursa elde edeceğimiz başarıda o kadar gurur verici olur…
Dünyayı pembe görmek, en mutsuz olduğumuz anda bile sahte gülücükler değildir. Dünyayı pembe görmek üzgün anlarımızda karşımıza çıkan bir ikinci seçenek demektir. Kötü bir durumla karşılaşınca önümüze çıkan ilk seçenek pes ettiren, yenilgiyi erken kabullenmenizi sağlayan dünyaya kara baktığımız yönümüzdür. Oysaki ikinci bir seçenek mutlaka vardır. Savaşmamızı isteyen yenik düşsek bile savaşmamızı, en azından ardında pişmanlık bırakmamak için savaşmamızı söyleyen dünyaya pembe bakan yönümüzdür.
Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemidir. Biraz dikkatli baktığımızda açlığın, yoksulluğun, çaresizliğin, savaşın, kinin ve nefretin istemeden bile olsa yüzümüze vuran sıcaklığıyla karşılaşıyoruz. Karşımıza çıkan iki seçeneği seçip karar vermeye zorlanıyoruz. Ya kara bakıp pes etmek ya da pembe bakıp dünyayı değiştireme sekte en azından bu cehennemi birkaç günlüğüne cennete çevirmek mümkün.
Mutluluk sabun köpüğündeki baloncukta ise, ya patlayacağı için üzülürsün. Ya da patlayana kadar üzerindeki renkleri fark edip mutlu olursun. Unutmaman gerekense yeni bir baloncuk yapabileceğin olmalı…
| |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:50 | |
| Ben maviye yükledim anlamları,Seninle ilgisi yok'.....
Bütün soruları silmek istiyor yüreğim. Anlamını yitirdi hepsi bir bir.
Bildiğim sana ve MAVİye hasretliğim. Sol yanımın MAVİye tutsaklığı.
Şimdi sen yoksun… MAVİlerim saat kadranına, umutlar bir sonraki vuruşa, gülüşleri hiç sorma.
Gece MAVİlerindeyim. Sabahı yudumlamak sevdasına.
Bir MAVİ gecede başlamıştı sevdamız
ve MAViye çalmıştı bütün umutlarım o gece.
Unutturmuştun bana karanlığın siyah olduğunu
ve sözlerinle fark ettim ilk kez bütün gecelerin MAVİ olduğunu.
Bir MAVİ geceydi o bütün gecelerden güzel.
Bir MAVİ geceydi o benim için ömre bedel.
Ve sonra… Bir gidişin vardı ki mutluluğuma inat.
Bir gidişin vardı ki kırıldı içimde kol kanat.
Umutlarımın MAVİsini alıp gittin,
denizlerimin MAVİsini çalıp gittin.
MasMAVİ bir dünyama simsiyah bir çivi çakıp gittin.
Gittin, ve sen her yalan gibi bittin...
Ben MAVİye yükledim anlamları, seninle ilgisi yok...
MAVİyi tanıdım renklerin içinde. Masallarımın rengini MAVİ yaptım...
Ve sen yüreğime dokunduğunda MAViye boyandı dünyam, aşk MAVİye boyandı...
Çocukken dinlediğim masallara inanıp, MAVİden bir masal yazdım bize...
Ben MAVİye sonsuz bir anlam yükledim, seninle ilgisi yok...
Ben MAVİyi çok fazla sevdim, ben bu aşkı çok sevdim ve bunları yaşadım, seninle bir ilgisi yok...
Şimdi gitsen çok fazla şey yıkılacak içimde, MAVİlerim bitecek, masallara olan inancımda...
Şarkılar dinleyip ağlayacağım geceler boyu seni özlerken...
Koyu bir yangın olup kalacak içimde, aşkın en büyük acım olacak...
Yaşamı sevmekten de vazgeçeceğim büyük bir ihtimalle insanları sevmektende...
Ben hep severek yaşamak istiyorum bu hayatı...
"Gitme" diyorsam da yalnızca bunlar için...
Yoksa seninle bir ilgisi yok!!!
| |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:53 | |
| Böyle Bir Denizde Boğuldum Böyle bir denizde boğuldum ben, Masmaviydi, Işıl ışıl. Bakmaya bile kıyamadığım, Gözlerimi ayıramadığım, Böyle bir denizdi, Mavi. Dalgaları; Başka kıyılara vuran, Yakamozları; Ay ışığında hoş duran, İçinden çıkılmayan, Öyle bir denizdi o, Masmaviydi. Çabaladıkça battığım, Battıkça boğulduğum bir denizdi. Fırtınalarından hep korktuğum, Dalgalanmalarından yıldığım, Öfkesinden bıktığım, Yüreğimde açtığı oyuklardan, Kaçmak istedikçe, battığım. Şimdi ise, Kıyısına bile uğramadığım, Öyle bir denizdi işte, Maviydi. Böyle bir denizde boğuldum ben, Masmaviydi. Ayşe Manav
En son maviş tarafından 6th Kasım 2013, 02:52 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:53 | |
| BULUŞMAK ÜZERE
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım
CAN YÜCEL | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 01:54 | |
| Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir. İstemediğin sürece hiçbir şey için ödün vermeyeceksin. Çünkü gün gelir verecek hiçbir şeyin kalmaz . Her şeyi sen istediğin için yapacaksın,başkası senden istediği için değil. Ve sen,sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar da mutlu olacaktır. Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle. Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil. Herkesin gidebileceği bir yol vardır. Sen yeter ki yanında yer almayı bil. Ne sen kimse için mecburi istikametsin,ne de bir başkası senin için... Seninle gelmek isteyenleri yanına al. Belki beraber daha çok şey katabilirsiniz bu hayata. Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında,zorlama kendini. Hayat rahat ve anlayışlı insanlarla, Ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel...
Ve unutma aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir... | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:07 | |
| Hayatın yarattığı renkleri, yüreğimizin derinliklerinde hissettiğimizde nasılda mutlu oluruz.. Bazen hayat pembe gelir insana..her yer pesbembe,bastığın yer bile pamuk şeker gibi yumuşacaktır.. sonra mavi ye geceriz,huzur dolu her yer masmavi, o mavinin içinde kaybolmak isteği ile,çılgınca koşmak cok mutluyum diye haykırmak gelir içinizden..Ya yeşil..cennet misalidir,yeşile gectiğiniz de, gözlerinizi kapatıp bu huzur dolu rengi içinize cekersiniz.. Kırmızı neşelendirir enerji verir bedeninize, kahkahalar atma isteği gelir.. beyaz boşluk duygusu verir bana.. renkleri aramak ister gibi telaşa kapılırım,ölümü hatırlatır ve birden siyaha gecerim..
Herşey siyahlaşır..Siyah ,beyaz,siyah,beyaz..
İşte bu hayatın renk karmaşası içinde sürüklenir gideriz..
Hayatınız,hep pembe,mavi,yeşil,kırmızı geçsin ... | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:08 | |
| "UNUTURSUN " DEYİŞİNE
unutmak, yıldızların ciğerine saplanan
bir lâle yaprağına gömmektir sevgiliyi
unutmak, bir kaktüsün küllerinde ansızın
alevli bir tapınak eylemektir sevgiyi
unutmak, semendere zehir sunmaktır, gülüm
taş dolu yüreklerin lügatinde bulursun
unutmak, sessizliğe yine kanmaktır, gülüm
unutulursa şair, sen de unutulursun
bir dağın bir kuyuya tohum ektiği yerde
balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde
kralın, kölelerin emrinde yürüdüğü
geminin bir köpükte okyanus aradığı
ay’ın arzı terkedip gökte durduğu ânda
serseri bir kurşunun ay’ı vurduğu ânda
başını ellerinin arasına al ve dur
işte o lahza gülüm, bu can seni unutur
unutmak, bir saatin kırılan camlarında
zamanı çürüterek öldürmektir sevgiyi
unutmak, bayramlığı giydirilen çocuğun
aldatılan göğsünde vurmaktır sevgiliyi
unutmak, bir ülkenin tozlu kaldırımlarında
taşlara boğdurmaktır yağız atlı yiğidi
unutmak, susturmaktır yolların ayrımında
şairlere can veren muhteşem bir ağıdı
unutmak, koparmaktır çiçekleri dalından
sisli bir yalnızlığın ekseninde bulursun
unutmak, ayırmaktır arıları balından
unutulursa şair, sen de unutulursun
Nurullah Genç | |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:09 | |
| Lekesi Üzerinde Kalmış Bir Doğumun Çocukları
Mevsimler öfkelenip koparırken fırtınalarını bir akşam üstü… Adın yazılıyordu, sağır bir geceyi taşıyan gökyüzüne.. Vedaları ıslatırken yağmurlar,.. İntihar çiçekleri yetiştiriliyordu her surette. Adın ile başlamayan bir masal duyarsam eğer.. , Dilimin kemiği kırılır, sözcükler içinde kalır.. Antik acılar düşürür o an göz bebeklerim..
Mavisini şakağına dayarken bir gökyüzü.. Ürkek bir gecenin koynunda saklanıyordu bulutlar... Radara yakalanırken bir kaç alkolik yıldız yer yüzünde, Şişede durduğu gibi durmuyor diyordu tutulmuş tüm dilekler.... İnadına kahkahalar koparırken yüzünden sobelenmiş bir çocuk … Dengesini yitiriyordu hayat.. Elim şimdi sende!
Hangi zaman kipinde özlesem seni.. Ağzımda geniş bir uçurum.. Kirpiklerimden o an düşersin korkusu.. Anla işte. Naaş’ı henüz kaldırılmamış bir ölüden farksızım sensiz..
Yok olmanın kaçta biri sen eder? Az değildir bilirsin, tesadüflerin denkleştirilmesi.. Ve biriktirilip tekrar rastlaşmak hayali … Zaman ağzından düşen milyon küfür sayılırken..
Ellerinin arasından kayıp gidiyorsa yarınlar,.. Martılar yakıyorsa denize karşı birer sigara.. Eziliyorsa, rüzgarın altında papatyalar … . Lekesi üzerinde kalmış bir doğumun çocuklarıyız biz ... bırak dokunma üstü kalsın..
İsmet BAYGIN | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:11 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:12 | |
| "Olmasa da olur" dediğimiz insanlarla doludur hayatımız; tanıştığımız,selamlaştığımız; klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz, cevaplarını merak etmediğimiz sorular sorduğumuz. İyi insan olmadıkları için mi uzak dururuz onlardan? Hayır,hiç öyle değil! Gönülde biter her şey; akla faydalı gelse de samimi bir ilişki, gönlün hayır dediğine ısınmak mümkün olmaz. İster dünyanın en yakışıklısı, ister en güzeli olsun; ister en zengini, ister en komiği.. Sevmek büyük bir sorumluluktur; emek vermek lazımdır, ilgilenmek.... Sevdiğin her insanın hayatına bir anlam katmalısınız; zorlu ve vazgeçilmez bir serüven olmalı.. Dostlar vardır çiçek gibi; koklar koklamaz alır götürür bütün yüklerinizi.... Dostlar vardır soba gibi; yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi.... Dostlar vardır; yağmurda,fırtınada sığınak, güneşte gölge.... Dostlar vardır; yıldız gibi, hava kapalıyken bile, kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde.... Dostlar vardır; arada bir uğrayıp alt üst eder hayatınızı; dili zehir zemberek,bakışları keskindir.... Dostlar vardır; iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir size.... Dostlar vardır; yüreğine kök salmış bir ÇINARdır, hiç bir şey deviremez; gönülden gönüle kurulmuştur köprüler, ne yaşansa atılamaz.... Dostlarımız vardır; bizlere benzerler biraz.... Dostluklar vardır; erken dolar vadesi.... Dostluklar vardır; devam eder dünyada da,ahrette da.... İşte böyle dostlardır; hayatını güzel kılan.... Gönül, her yerde onları arar....
(DOSTLARIMA SEVGİLERİMLE) | |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:13 | |
| DENİZ TÜRKÜSÜDolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.Ömrünün geçtiği sâhilden uzaklaştıkçaVe hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlıkBaşka bir çerçevedir, git gide, dünyâ artık.Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ...Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masalaO saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla.Lâkin az sonra lezîz uyku bir encâma varır;Hilkatin gördüğü rü'yâ biter, etrâf ağarır.Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri,Tâ uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri...Mûsıkîsiyle bir âlem kesilir çalkantı;Ve nihâyet görünür gök ve deniz saltanatı.Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: "Yol nereye?"Ayılıp neş'eni yükseltici sarhoşluktan,Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan!Duy tabîatte biraz sen de ilâh olduğunu,Rûh erer varlığının zevkine duymakla bunu.Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!...İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.YAHYA KEMAL BEYATLI | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:15 | |
| Hayata dair güzel olan her şeyi paylaşmak adına...SEYRET SUS VE DİNLE!..... Seyret, sus ve dinle Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf gibi günü karşılıyordu.Dedi ki, "Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş bana gülümseyerek gün başlıyor."Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu.Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor."İiiiiiiiihhhhhh , bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden bozuyor?"Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi.Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini seyre...Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu.Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi:"Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu?Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE."Dağ denize sordu:"SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?"Deniz, "Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin...Alıntıdır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:15 | |
| Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını.
Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve suyun sırrı iyice açığa çıkıyordu.
Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsada nehirden , o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze... Çağlayanlar, şelaleler, akarsular.. Hepsi kayboluyordu bir anda. Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla.... okyanusa taşındığını.
Karar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.... g eçen karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken 'Dur !'' dedi su.
Durdum! ...
'Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar.' dedi.
Hep cevrenizde OKYANUS yürekli dostlarınızın olması dileği ile ... | |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:17 | |
| DOSTBİLGİNE SORMUŞLAR... Sormuşlar bir bilgine: HAYAT ne? Diye..Demişbilgin; iki yönlü bir yol devam eder bilinmeze. Sen görmemezliktengelsen de vardır bir yoldaş her köşesinde. Bazen çıkarsın zorlukla darbir yokuştan bazen de aşarsın dertleri sanki uçuyormuş gibi inerekburadan. Peki, SEVGİ nedir? Demiş biri..Kalbine sığmayacak kadar geniş.Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz, kokusunu alamayacağın kadar uzakhayal edemeyeceğin kadar yakın... Ya KORKU nedir? Diye atılmış diğeri.Bir yağmur damlasındaki barut kokusu. Belki de saklanılan bir hayalyontusu ya bir miniğin haykırırışı, ya da yüreği yaralı bir kuşunferyadı. Pekiya UMUT nerededir? Diye atılmış bir umut avcısı.Bilinmezde değildirbilirim, demiş yerini kaygılı ve tasalı.Aradın boşuna heryeri amaunuttun en kolay yeri besbelli..Bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini. Peki DOST kimdir? Diye sormuş biri. Demiş; paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini, verdin mi desteğini, sordun mu halini, yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi. Hissettin mi DOSTLUĞU? Demiş diğeri. Bilgin demiş: Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi?Dostluk dediğin; tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi.. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: Maviş'le bir kahve molası!..... 19th Haziran 2010, 02:17 | |
| Söylenecek hiçbir şeyin yoksa, susmaya ne dersin?Söyleyecek sözü olanları dinlemeye, anlamaya ne dersin?Kitap sayfalarının arasında dolaşmaya...Kâinatı okumaya...Suratını okşayan rüzgârı, saçlarını ıslatan yağmur damlasını, ayaklarındaki kum tanelerini hissetmeye...Güneşin batışını, hayata dair anlatacakları olan bir filmi, yıldızları, uzaklaşan bir gemiyi izlemeye...Hastanedeki hastaları, cezaevlerindeki mahkûmları, kabristandaki mezar taşlarını görmeye...Yollardaki bir taşı, bir düşeni, bir kendini kaybedeni kaldırmaya ne dersin?Biraz düşünmeye, geçmişe, geleceğe gitmeye...Sorular sormaya, hayata, kendine, dünyaya dair...Kafa yormaya, hep ertelediğin konularda...Bir cevap bulmaya, bir cevap veren bulmaya; içinden çıkamadığın problemlere dair...Söyleyecek hiçbir şeyin yoksa, söyleyecek bir şeyi olanlardan bir şeyler öğrenmeye ne dersin?Bugüne kadar söylenmiş sözlerin üzerinde durmaya; kiminin altını kırmızı, kiminin mavi, kiminin siyah kalemle çizmeye; kiminin üstünü çizmeye, kimine bir harf, bir kelime, bir ünlem eklemeye ne dersin?Yeni bir şey söylemeyeceksen, daha önce söylenmiş sözleri bu kadar yüksek sesle, bu kadar kendi keşfinmiş gibi bağıra bağıra söylememeye ne dersin?Kendini biraz hesaba çekmeye, cevaplarının doğruluğunu kontrol etmeye, hatalarını kabul etmeye...Biraz bozmaya ezberlerini...Biraz değiştirmeye kurduğun cümleleri...Teslim bayrağını çekmeye...Yeni şeyler öğrenmeye...Yeni şeyler söylemek için susmaya...Ama susarken de içine hiçbir ima katmadan, sadece susmaya...Bir şey biliyormuş gibi değil.Kâle almıyormuş gibi değil.Kendini ağırdan satıyormuş gibi de değil.Gümüş olan söze tercih edilesi bir altın değerinde olduğundan hiç değil...Daha yolun başındaymış, daha öğrenecek çok şeyi varmış, söyleyecek hiç ama hiçbir şeyi yokmuş gibi susmaya...Bir "Konuşursam yer yerinden oynar havasında" değil."Fırtına öncesi sessizlik" gibi de değil.Sesini akort ediyormuş gibi hiç değil.Söyleyecek sözü olmayan herhangi bir insan gibi...Susmaya ne dersin? | |
| | | | Maviş'le bir kahve molası!..... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|