Ağzımız bir bakıma vücudumuzun dış dünya ile bağlantıyı sağlayan giriş kapısı sayılır. “Sağlık ağızdan başlar” sözü yanlış olmaz.
Ağız sağlığı sadece sağlam diş demek değildir... Bu sebeple de çok değişik dış etkilerle karşılaşır. Sözgelimi sıcak yiyecekler ve içecekler sert gıda parçacıkları birbirinden farklı mikro organizmalar.
Bütün bunlarla başa çıkabilmek için ağzımızın içi tümüyle bir mukoza tabakasıyla kaplıdır. Ağız mukozasının kan dolaşımı çok iyidir hücreler hızlı ve sık bölünür bu nedenle ağız içindeki yaralar vücudun başka yerlerine göre çok hızlı iyileşir. Yine de farklı uyaranlara bağlı olarak ağız mukozasında bazı değişiklikler meydana gelebilir.
Tükürük salgısı ağız boşluğunun ve dişlerin kendini temizlemesinde ve bağışıklık savunmasında önemli bir yere sahiptir. Tükürük bezleri günde yarım litreye yakın salgı üretir. Tükürüğün içindeki maddeler ve nötral pH değeri ağızda zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını önler. Yaşlanmayla veya bazı ilaçların yan etkisine bağlı olarak ağızda tükürük salgısının azalmasıyla bu savunma bozulabilir. Genel durumu bozuk olan hastalar diyabetikler ve bağışıklığı bozulmuş olan kişiler ağız hijyenine özellikle dikkat etmelidir.
Örneğin sigara içenlerde binlerce kanserojen kimyasal molekül ağza girmektedir. Alkol alanlarda özellikle sert alkollü içkilerin tahriş edici etkileri de bunlara eklenebilir. Tütün ve alkol tüketimi miktarına göre ağız içi kanserleri riski bunları kullanmayan birine göre belirli bir şekilde artmaktadır.
Meyve ve sebze tüketiminin az olduğu yani koruyucu antioksidanların az alındığı durumlar ve ağız hijyenine dikkat edilmemesi de risk faktörlerindendir. Ağız mukozasındaki kronik yara yerleri keskin diş veya protez kenarları ağızdaki kronik mantar enfeksiyonları papilloma virüsleri ağız sağlığını tehdit eden oluşumlardır.
Diyabetiklerde ağız mukozası değişimleri sağlıklı kişilere göre daha sıktır. Deri metabolizma kan hastalığı gibi bazı hastalıklarda ve kemoterapi gibi tedavilerin yan etkisi olarak da ağız mukozası iltihapları (stomatit) görülebilir.
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Ağız hastalıklarının erken tanısı için üç-beş gün gibi bir zamandan uzun süren mukoza değişimleri veya genel olarak bu zaman zarfında düzelmeyen değişiklikler ve özellikle aşağıdaki belirtiler bir diş hekimi veya doktor tarafından incelenmelidir:
-Ağız mukozasının başka yerlerinden daha sert olduğu hissedilen beyaz veya kırmızı bölgeler
-Ağız içindeki kronik yaralar (iki haftadan uzun süren)
-Kanayan yaralar
-Özellikle ekşi sıcak veya baharatlı gıdalarla artan yanma hissi
-Tükürük salgısında artma ya da azalma
-Diş etlerinde kanama
-Yutma güçlükleri
-Ağız tabanında veya dilde ağrı hareket kısıtlılığı dolgunluk hissi
-Solunum güçlükleri
-Kronik ağız kokusu
Düzenli diş hekimi kontrolü şart
Ağız hastalıklarında özellikle kötü huylu olanlarda erken tanı önemlidir. Ağız boşluğunun herkeste ama özellikle sigara içenlerde altı ayda bir diş hekimi veya doktor tarafından sistematik olarak kontrol edilmesi faydalıdır. Diş hekimi tarafından düzenli bir şekilde yapılacak diş temizliği de çok önemlidir. Dişlerin günde en az iki defa düzgün bir şekilde fırçalanması gereklidir.
Ayrıca en geç ayda bir iyi ışık koşulları altında herkesin düzenli olarak kendi ağız boşluğunu kontrol etmesi ve bir değişim fark ettiğinde hekime başvurması ağız sağlığı için çok yararlı bir koruyucu önlemdir.
DiKKAT!
Ağız içinde lökoplaki denilen çoğunlukla protez diş tahrişi tütün alkol gibi nedenlerle oluşabilen açık renkli (beyaz-sarı-gri) silinmekle geçmeyen mukoza değişimleri olabilir. Bunların bir ihtimalle ağızda tümöral oluşumların ön aşaması olabileceği bilinmeli ve fark edildiklerinde diş hekimine veya doktora danışılmalıdır.
AĞIZ MUKOZASI NEDEN DEĞİŞİR?
Enfeksiyon ve tümörlerin yanı sıra
ağız mukozasında değişimlere neden olan çeşitli nedenler vardır. Bu nedenleri şöyle
sırayalabiliriz:
Aft denilen beyaz çevresi kırmızı mukoza lezyonları.
Alerjik reaksiyonlar (ilaçlara belirli gıdalara protezlere veya ağız bakım ürünlerine bağlı)
Plaklar diştaşı diş çürükleri
AğIza iyi oturmayan protezler
Çok sıcak yiyecek ve içeceklere bağlı yanıklar
Vitamin (A B ve C) noksanlıkları demir veya folik asit noksanlığı
Zehirlenmeler
Ağız mukozasında kuruma (özellikle yaşlılarda)
Hormonal değişimler (hamilelik menopoz)
Dr. Hasan İnsel