Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Forumnefer'e hoş geldiniz.
Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Bir Yasaklı Şarkı (Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var)
Yazar
Mesaj
ne-fer Yönetici
Konu: Bir Yasaklı Şarkı (Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var) 21st Mart 2012, 05:43
Bir Yasaklı Şarkı (Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var)
Yazının sonuna kadar okuduğunuzda pek çok şey öğreneceğiniz muhakkak. Şarkının sözleri bu şekildedir:
Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var Mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var Eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam Bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var
Meşhur ittihatçı Doktor Nazım Mustafa Kemal Paşa'ya düzenlenen İzmir sûikastına karıştığı iddası ile İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanır ve idama mahkûm edilir. 26 Ağustos 1926'da idam cezası infaz edilir. Doktor Nazım'a son arzusu sorulur. Cevabı şu olur:
Gidin paşa’ya söyleyin, ‘ bu rûzgâr-ı bî-mededin inkılâbı var.
Bu, cümle yasaklı şarkının 4.mısrasını oluşturmuştur. Dr Nazım'ın idam kararı Mustafa Kemal Paşa'ya Marmara Köşkü'nde
bir balo sırasında imzalatılır. Paşa'nın rengi sararır ve kalemi elinden atar. İsmet İnönü "paşam zaaf
göstermeyiniz" diye uyarınca istemeye istemeye kararı imzalar. Mustafa Kemal Paşa, Dr. Nazım'ın son arzusu neydi?
diye sorar. Dr. Nazımın söylediklerini Paşa'ya aynen anlatırlar. Paşa hüzünlenir ve "bu şarkıyı kaldırın"
diye emreder. Bu şarkı repertuvarlardan çıkartılır ve yasaklanır.
Ta ki 1952 yahut 1953 yılına kadar.
Ziraat Bankası Genel Müdürü Midhat Dülger’in Kalender’deki büyük evinde yemekli bir toplantı vardır. Uzun yemek masasında kimler yoktur ki.. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Refik Koraltan, bakanlar, milletvekilleri... Herkes eşiyle gelmişti.
Konuşmalar yapılır. Adnan Menderes her zamanki gibi çok etkili ve nazik bir konuşma yapar. Ve nihayet sıra musîkiye gelmiştir.
Alaeddin Yavaşça sahnededir. Doktor Alaeddin Yavaşça birkaç eser seslendirir. Bir de bakar ki Adnan Menderes yerinden kalkıp salonu terkediyor. Bu hale Alaeddin yavaşça çok bozulur. "Hiç konserin ortasında kalkılır mı" diye içinden geçirir. Fakat tam o sırada ensesinde bir nefes hisseder. Ses Menderes'in sesidir. "Sayın doktor acaba repertuvarınızda bu imtidad-ı cevre şarkısı var mı?" diye sorar. Menderes arkadan dolaşıp gelmiştir. Yavaşça "var efendim" diye cevap verir. Menderes "lütfen okur musunuz? Rica edeceğim" diye ekler. "Hayhay efendim" der Yavaşça.
Ve Menderes gidip yerine oturur. Bu kez yüksek sesle şarkıyı tekrar ister. Zarafeti düşününüz. Belki repertuvarında yoktur diye düşünerek sanatçıyı küçük duruma düşürmemek için önce gelir kulağına fısıldar. Eğer repertuvarda varsa isteyecektir. Yavaşça "ne büyük incelik" diye içinden geçirerek az önce düşündükleri için utanır.
Menderes, Yavaşça'ya bu uşşak makamındaki şarkıyı tekrar okutur.
Mustafa Kemal paşa'nın yasakladığı şarkının işte o gün o yemekli toplantıda yasağı biter.
Menderes'in bu uşşak şarkıyı istemesi sebepsiz midir sizce? Hayır değildir. Zira Doktor Nazım, Menderes'in akrabasıdır.
Menderes, Yavaşça'ya "çok rica edeceğim doktor, bunu bir radyo emisyonunda okuyunuz ve okuduğunuz günü bana bildiriniz" diye talimat verir. Bunun üzerine Doktor Alâeddin Yavaşça bir öğlen programında şarkıyı okur. Menderes'e de yayını haber verir. Yayın biter bitmez Başbakan Menderes, doktoru arar ve heyecanlı bir sesle şunları söyler:
"Ağzınıza sağlık aziz doktor, çok memnun ve mahzuz oldum. Çok rica ediyorum, arkadaşlarınıza da eğer kendilerinde yoksa notalarını veriniz, repertuvarlarına alsınlar!”
Bu rûzgâr-ı bî-meded, bir gün bir inkılâb ile Menderes’i de vurur .
Bir Yasaklı Şarkı (Bu imtidâd-ı cevre kim bahtın şitâbı var)