Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İSMAİL BAHA SÜRELSAN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ne-fer
Yönetici
Yönetici
ne-fer



İSMAİL BAHA SÜRELSAN  Empty
MesajKonu: İSMAİL BAHA SÜRELSAN    İSMAİL BAHA SÜRELSAN  Empty8th Mart 2011, 18:15

İSMAİL BAHA SÜRELSAN  Surelsan

İSMAİL BAHA SÜRELSAN ( 1912-1998 )

Yozgat’ın tanınmış eşraflarından Ahmed Bahâüddin Efendi’nin oğlu olarak 1912 yılında Bursa’da dünyaya gelen İsmâil Bahâ SÜRELSAN,ilk ve orta öğreniminden sonra Işıklar Askeri Lisesi’nde eğitim gördü. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ise memuriyet hayatı başladı. İlk görevi Ziraat Müdürlüğü idi. 1972 yılına kadar,Ziraat Vekaleti Şube Müdürlüğü,Bakanlık Müfettişliği,Zirai Donatım Kurumu Baş Müşavirliği gibi görevlerde bulundu. Türk Sanat Mûsikîsi ile yakından ilgilenen SÜRELSAN emekli olduğu 1972 yılında ,TRT’de Türk Sanat Müziği Uzmanı olarak göreve getirildi.

Müziğe tutkun bir aileden geliyordu İsmâil Bahâ SÜRELSAN... Küçük yaşlarda bağlama çalmaya merak salmıştı. Daha sonra da tanbur’a gönül verdi. 1925 yılına kadar Bursa’da çeşitli mûsikî toplantılarına katılması,bilgisini arttırmasına yardımcı olmuştu. Bursa Mevlevihânesi’ne devam etmesi ise,mûsikî hayatının en önemli dönüm noktasıydı SÜRELSAN için. Işıklar Askeri Lisesi’nde müzik öğretmeni Mustafa Rahmi Otman’dan öğrendiği nota bilgisi,burada daha da ilerledi...

1927 yılında Kanuni Salim Bey’le kanun sazı üzerine çalışmaya başlayan İsmâil Bahâ SÜRELSAN,aynı dönemde klâsik Türk Kültürü’nün önemli bir dalı olan KARAGÖZ ile ilgili çalışmalar da yaptı...

İsmâil Bahâ SÜRELSAN,1945 yılında mûsikî çalışmalarına ağırlık verdi. Ankara’da uzun yıllar evinde düzenlediği Cumartesi toplantılarına katılan mûsikîseverlere bildiklerini öğretmeye başladı. Kısa sürede Cumartesi toplantıları bir kurs niteliğine büründü. Gelenlerin sayısı da her geçen gün artıyordu. Bu toplantılar sonunda çok sayıda öğrenci yetiştirdi İsmâil Bahâ SÜRELSAN...

Cumartesi toplantılarına katılarak feyz alanlar arasında Türk Sanat Müziği’nin son dönem ustalarından sayılan ünlü bestekâr Erol Sayan da bulunuyordu. Ünlü bestekâr SÜRELSAN,Türk Mûsikîsi’ni daha geniş kitlelere tanıtmak,yaymak ve öğretmek için ilkini Bursa’da gerçekleştirdiği uygulamalı konferanslarını Ankara’da da devam ettirdi.

Emekli olduğu yıl göreve başladığı TRT’de Türk Sanat Mûsikîsi Uzmanı olarak,çeşitli komisyonlarda görev yapan SÜRELSAN,Repertuar Kurulu Başkanlığı,Kültür Bakanlığı Türk Mûsikîsi Komisyonu üyeliği görevlerinde de bulundu. 1968-1972 yılları arasında ayrıca Ankara İlâhiyat Fakültesi’nde dini mûsikî dersleri de veren SÜRELSAN,1977 yılında sağlığı nedeniyle Antalya’ya yerleşme kararı aldı. Ünlü bestekâr SÜRELSAN,TRT Antalya Bölge Müdürlüğü’nde Türk Sanat Müziği uzmanlığı yaparken,Akdeniz Üniversitesi Türk Sanat Müziği Korosu Şefliği görevlerinde de bulundu.

Antalya Radyosu’nda hazırladığı açıklamalı Türk Sanat Mûsikîsi programları büyük ilgi toplayan İsmâil Bahâ SÜRELSAN’ın, bir müzikolog olarak çeşitli gazete ve dergilerde inceleme yazıları da yayınlandı.

Kantemiroğlu hakkındaki inceleme yazısı UNESCO Türkiye Millî Komitesi tarafından bastırıldı ve Kültür Bakanlığı yayınları arasında yer aldı.

1991 yılında Devlet sanatçısı ünvanını alan sanatçı,klâsik köklere ve ilmî değerlere bağlı olarak tam 75 eser bıraktı arkasında...

Türk Sanat Mûsikîsi’nin son döneminin en önde gelen bestekârlarından olan İsmâil Bahâ SÜRELSAN,eserlerinde klâsik mûsikînin bütün kaidelerine bağlı olduğu ve melodik yapılarının da ileriye dönük bir anlayışın hakim olduğu görülür.

1977 yılında yerleştiği Antalya’da müzik çalışmalarına devam eden İsmâil Bahâ SÜRELSAN,1991 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan ve kendi adını taşıyan Mûsikî Evi’nin kurucusu olarak önemli bir hizmete imza attı.

1996 yılında ilk mezunlarını veren İsmâil Bahâ SÜRELSAN Mûsikî Evi’nde çok sayıda öğrenci Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği dallarında eğitim gördü. Birçok öğrenci de buradan aldığı eğitimle,Konservatuar sınavlarında başarı sağlayarak eğitim hakkını kazandı.

13.Nisan.1998’de hayata veda eden,ünlü bestekâr İsmâil Bahâ SÜRELSAN,Türk Sanat Müziği’ne kazandırdıklarıyla ölümsüzleşecek...

Dillerden düşmeyen bestelerinden,

“Beni ihmal,bana isyan,beni guryan et”,
“Bir ince fidansın,eğilir bükülürsün”,
“O tebessüm o tavırlar”,
“Yaz Günleri” ve
“Sandal” .
romantik sözleri ve melodisi ile hep tazeliğini koruyacak.

Türk Sanat Müziği’ne armağan ettiği romantik şarkılarıyla her zaman yaşayacak olan İsmâil Bahâ SÜRELSAN,tüm yaşamı boyunca bildiklerini genç nesillere aktarmayı bir görev bilen “USTA” olarak anılacaktır...

Öğrencileri,SÜRELSAN’ın engin bilgilerinden yararlanma şansı yakaladıklarını belirterek, “O Türk Mûsikîsi’nin önemli bir ismiydi. Yokluğu büyük kayıp. O’nu her zaman saygı ve sevgiyle anacağız.Hocamız Türk Mûsikîsi’ni yaygınlaştırmak için 86 yaşına kadar hep çalıştı. O’nu kendimize örnek alacağız” demişlerdir.

Sürelsan, Devlet Sanatçısı ünvanının yanısıra,1991 yılında Türk Yazarlar Birliği’nce “Yılın Kültür Adamı” seçildi,merkezi ABD’de bulunan AEG Sema Vakfı’nın da onursal başkanlığını yürüttü. Sürelsan’a 1995 yılında da Selçuk Üniversitesi tarafından “Fahri Doktorluk” payesi verilmiştir.

Sanatçıyı Antalya’ya getiren Gültekin Çeki, “ O’nun en büyük erdemlerinden birisi de ömrünü öğrencilerine adamasına rağmen bu gayretinin paraya dönüştürülmesini hiçbir zaman kabul etmemesi idi” diyor.Gültekin Çeki,ustayla ilgili bir anısını da şu sözlerle anlatıyor; “ Antalya’ya gelişinde benim de çok katkım olmuştu,bizzat ben getirmiştim. Refikası Hamiyet Sürelsan’la beraber arka koltuğa oturdular. Kucağına da kanunu alınca “Hocam bagaja alalım arzu ederseniz” dedim. Kanun’una o kadar düşkündü ki,önerimi kabul etmeyip Ankara’dan Antalya’ya kadar o ağır kanun’u kucağında taşıdı.

1994 yılında tatil nedeniyle bulunduğumuz Antalya’da hocamızı arayarak kendisini eşimle beraber ziyaret etmek istediğimizi belirttim. Kendisi gayet kibar ve nazik bir şekilde teklifimizi kabul etti ve saat tam 17.00’de bizi bekleyeceğini söyledi. Ben diğer arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla

Hocamız,randevu saatinde çok titizdi ve bizde saati çok güzel ayarlayarak saat:16.58’de kapı zilini çaldık ,yukarı çıktığımızda saat tam 17.00 idi,kapıda saatine bakarak , “Sizi tebrik ediyorum,tam zamanında geldiniz” dedi.

Eve girdiğimizde terliklerimiz de hazırdı ve kendisi bizi buyur etti ve sohbete başladık. Bunları anlatmamın nedeni,hocamızın beyefendi haline yakışan bir titizliği vardı ve bu titizliğini mûsikîde de en iyi şekilde gösterirdi özel hayatında olduğu gibi...

Bize beklediğimizden çok fazla zaman ayırdı ve kendisinin yanında dört saate yakın bir zaman kaldık,anılarını öğrendik,mûsikî sohbetlerini dinledik.

Hatta bir ara kendisine Kanun’u görmeyi çok arzu ettiğimi söyledim ve beni kırmayarak Kanun’u getirdi,çantasıyla beraber masanın üstüne koydu. Kanun’u yaklaşık 13-14 yıldır açmadığını ,bizim için kanun’u çıkaracağını söyledi,çantayı açtığında eskiden kanun çalanların kullandığı kollukları ve yüksük,akort anahtarını da bize gösterdi. İyi ki hocamızı ,o beyefendi insanı ziyaret etmişiz,keşke kendisiyle çalışma imkanı bulabilseymişim...

İsmâil Bahâ SÜRELSAN’ı anlatan satırlarımıza onun bir öğrencisinin ölümünden sonra yazmış olduğu bir yazıyla veda etmek istiyoruz:

________________________________________________________________

Bir Öğrencisinden.....

O’da yok artık
Bahârda lale misal bir kadeh al gel,
Bu lacivert göğe sevdalara dal gel,
Bakarsın ansızın almış seni toprak,
Bu lacivert göğe sevdalara dal gel.
Tıpkı bestesini yaptığı bu Ferahfeza şarkı gibi oldu herşey. Toprak,Türk Mûsikîsi’nin yaşayan en büyük bestekârı ve otoritesini yanına aldı.

İsmâil Bahâ SÜRELSAN Mûsikî Evi’nde yüzlerce kişiden oluşan gönül ordusu artık öksüz...

Tartışılması gereken hiçbir şey olmaması gerek bugün. Sizlerin o konserlere neden bir türlü gelmediği ,Büyükşehir Belediyesi’nin O’nun adını alacak olan konservatuarı açmakla açmamak arasında bu kadar çelişkiye düşmesi çaresiz,zevklerinizi tartışmaya itiyor bizleri.

İsmâil Bahâ SÜRELSAN bizlere Türk Mûsikîsi hakkında bildiğimiz herşeyi öğretti ancak bildiği herşeyi öğretmesine imkân yoktu,çünkü dehalık sadece ona özgü idi.

Başta dünyalar tatlısı eşinin,biz öğrencilerinin ve Türk Mûsikîsi camiasının başı sağolsun.

Ben onu yine kendisinden öğrendiğim ve onu da çok sevdiğini bildiğim bir Yahya Kemâl güftesinin,iki kıtası ile uğurlamak istiyorum.

Ömrün şu biten neş’esi tam olsun Erenler
Son meclisi cam üstüne cam olsun Erenler
Şükranla veda ettiğimiz cam-ı Fenaya
Son pendimiz ahlafa devam olsun Erenler

Caizse harabatı ilahide de herşey
Yaran yine rindan-ı Kiram olsun Erenler
Tekrar mülaki oluruz bezm-i ezelde
Evvel giden ahbaba selam olsun Erenler
Ruhunuz şâd olsun hocam....

Okan ÜNVER

Alıntıdır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İSMAİL BAHA SÜRELSAN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Baha şarkıları
» BAHA - İNAN Kİ
» BAHA ALBÜMLERİ
» Ismail Olgay
» Baha - Bir Kızıl Goncaya Benzer

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: THM-TSM-POP-ENSTRÜMANTAL VE DİĞER MÜZİK TANITIMLARI :: THM-TSM-POP-ENSTRÜMANTAL VE DİĞER MÜZİK TANITIMLARI :: Türk Sanat Musıkisi Bestekarları-
Buraya geçin: