|
|
| Bebek ve Hastalıklar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Admin Admin
| Konu: Bebek ve Hastalıklar 13th Haziran 2010, 19:34 | |
| Bebek ve Hastalıklar Burun Problemleri Bebeklerin burnu sık sık tıkanabilir. Burun tıkanıklığını geçirmenin en iyi yolu, burna tuzlu su (serum fizyolojik) damlatmaktır.
Burun damlasını damlatmak için bebeğinizi sırtüstü yatırıp başını arkaya eğin. Kolunuzla ya da gövdenizle de kollarını tutun ya da birisinden yardım isteyin. İlacı yavaşça her iki burun deliğine sırayla damlatın.
Ayrıca bir burun aspiratörü kullanarak da bebeğinizin burnunun içindekileri kolayca temizleyebilmeniz mümkündür.
Burun Kanaması
Bebeğinizin burnuna gelen bir darbe, sert bir şekilde sümkürmesi ya da burnunu karıştırması sonucu burun kanaması olabilir. Ayrıca bebeğinizin burun damarlarının ince olmasından dolayı veya yazın burun kanallarının kurumasından dolayı da gerçekleşebilir.
Burun kanaması esnasında bebeğinizin başını öne eğerek burun kemiklerinin altından parmaklarınızla burun deliklerini mandal gibi sıkıştırın ve 10 dakika bu şekilde bekleyin. 10 dakika sonra eğer kanama durmamışsa 10 dakika daha aynı işlemi yineleyin. Çok soğuk suyla ıslatılmış bir bezi ya da buz torbasını da burnunun üzerinde tutabilirsiniz. Kanama durmuşsa burun deliklerinin içi hariç bebeğinizin burnunu ıslak bir pamukla silebilirsiniz. Kulak Problemleri Kulak yolunun derininde kulak zarı bulunur. Kulak zarı, ses dalgaları geldiğinde titreşen ince bir zardır. Orta kulak, kulak zarının arkasında bulunan ve hava ile dolu bir boşluktur. Kulak zarı titreştiği zaman orta kulak boşluğundaki küçük kemikçikler de (örs, üzengi, çekiç) titreşir ve sesi iç kulağa iletir. İç kulakta sesi beyine ileten sinirler uyarılır. Orta kulak ile burnun gerisindeki geniz arasında, östaki tüpü adı verilen küçük bir kanal bulunur. Östaki tüpünün görevi, orta kulak boşluğundaki havanın basıncını dış ortamdaki atmosfer basıncı ile eşitlemektir. Esnerken veya yutkunurken kulaktan gelen sesler, bu basınç eşitleme işlemine aittir.
Küçük çocuklarda en çok görülen rahatsızlık kulak iltihabıdır. Kulak iltihabının çoğunluğu da dış kulak ve orta kulak enfeksiyonları ile kulakla boğazı birleştiren kanalın tıkanması oluşturur. Bu enfeksiyonlar eğer zamanında tedavi edilmezse, ilerde tehlikeli olabilirler. Kulak ağrısı belirtileri; aşırı duyarlılık, iştahsızlık ve ateştir.
Dış Kulak İltihabı
Dış kulak yolunu döşeyen deride ortaya çıkar. Çocuğunuzun klorlanmış suda çok kalırsa veya kulağına yabancı bir cisim sokup kulak derisini çizerse bu dış kulak iltihabına yol açabilir. Belirtileri; üzerine yattığında kulağı ağrısı çekmesi, dış kulak kanalında kızarıklık, kulaktan akıntı gelmesi ve kulak içinin kaşınmasıdır.
Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)
Akut otitis media, kulak zarı arkasındaki orta kulak boşluğunun iltihabıdır. Çocuklarda östaki tüpü erişkindekinden daha kısadır ve bu nedenle mikropların burundan orta kulağa ulaşması daha kolaydır. Bunun sonucunda orta kulakta iltihap sıvısı birikir; sıvının yaptığı basınç ağrıya ve kulak zarının titreşememesine neden olur. Bu nedenle orta kulak iltihabı sırasında bir miktar işitme kaybı meydana gelir. Uygun ilaç tedavisi ile bakteriler öldürüldüğünde orta kulaktaki sıvı da ortadan kalkar ve işitme düzelir.
Akut orta kulak iltihabı, çocukluk çağının sık görülen bir hastalığıdır. Üç yaşına kadar olan çocukların 2/3'ü en az bir kez orta kulak iltihabı geçirmektedir. Akut orta kulak iltihabının tedavisi antibiyotiklerle yapılmaktadır. Etkili antibiyotik tedavisi yapılsa bile, çocukların %40'ında 3-6 hafta daha orta kulakta iltihaplı olmayan bir sıvı kalmakta ve daha sonra düzelen, hafif derecede işitme kaybına neden olabilmektedir.
Sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda orta kulak iltihabı da sıktır. Bu nedenle, çocuk yuvalarında olduğu gibi kalabalık ortamlara ilk kez girmeye başlayan çocuklarda ,özellikle ilk iki yıl içinde, soğuk algınlığı ve kulak problemlerine daha sık rastlanır.
Orta kulak iltihabının başka türleri de vardır. Efüzyonlu otitis media (seröz otitis media), altı haftadan uzun süreli orta kulakta sıvı bulunmasıdır. Bunun nedeni, bazı çocuklarda akut otitis media geçirmemiş olmalarına rağmen östaki tüpünün orta kulağa hava götürme fonksiyonunu yapamamasına bağlıdır. Eğer iltihap uzun sürerse orta kulakta ve kulak zarında hasar meydana gelebilir ve kulak zarında iyileşmeyen bir delikten sürekli akıntı başlar. Buna kronik otitis media adı verilir. Bu tür orta kulak iltihaplarının tedavisi bir Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları uzmanı tarafından yapılmalıdır.
Belirtiler ve Bulgular :
Büyük çocuklar kulakta dolgunluk hissi, ağrı ve işitme kaybı şikayetlerini ifade edebilirler. Küçük çocuklarda ise ilk belirtiler huzursuzluk, uyku bozukluğu veya iştahsızlık olabilir. Her yaştaki çocukta ateş olabilir. Bu belirtiler genellikle burun akıntısı ve öksürük gibi orta kulak iltihabına eşlik eden üst solunum yolu enfeksiyonu şikayetleriyle birlikte bulunur. Şiddetli orta kulak iltihaplarında kulak zarında delinme meydana gelebilir. Bunun sonucunda orta kulaktaki iltihap kulak yolundan akar, ağrı azalır ve ateş düşer. Kulak zarındaki delik çoğunlukla tedavi sonucunda kendiliğinden kapanır.
Hastalığın önlenmesi :
Yenidoğan bebeklerde anne sütünden geçen maddelerin sağladığı bağışıklık, akut otitis media gelişmesini önler. Anne sütü emen çocukların beslenme sırasındaki pozisyonu, biberonla beslenen çocuklarınkine oranla östaki tüpünün normal fonksiyon yapması için daha uygundur; bu nedenle anne sütü emen çocuklarda orta kulak iltihabı, biberonla beslenen çocuklara oranla daha az görülmektedir. Eğer çocuğun biberonla beslenmesi gerekiyorsa, oturur pozisyonda beslemek yatırılarak beslemekten daha iyidir.
Hastalığın süresi :
Orta kulak iltihabının düzelme süresi değişken olabilir. Hiç tedavi edilmediğinde bile 48 saat içinde kendiliğinden düzeldiği olmaktadır. Bazen de, antibiyotiklerle tedavi edilmesine rağmen 2 hafta ile 2 ay arasında orta kulakta sıvı kalmaya devam etmektedir. Bu sıvı genellikle kendiliğinden kaybolur, ancak bu süre içinde işitme azalmış olabilir. Orta kulak iltihabı bulaşıcı değildir, ancak asıl nedeni olan üst solunum yolu enfeksiyonu bulaşıcı olabilir.
Evde uygulanabilecek tedavi :
Orta kulak iltihabı önce mutlaka doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir. Evde uygulanabilecek yöntemler, çocuğun rahatlatılmasına yöneliktir. Ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile çocuğun rahat uyku uyuması sağlanabilir. Kulak akıntısı olan çocuklar yüzmemeli, banyoda ise kulağa su teması tıkaçlarla önlenmelidir. Doktorunuz kulak tıkacını nasıl hazırlayacağınızı veya ne tür bir tıkaç temin etmeniz gerektiğini size açıklayacaktır.
Tıbbi tedavi :
Akut orta kulak iltihabı genellikle antibiyotiklerle ve östaki tüpünün fonksiyonunu düzeltecek ilaçlarla tedavi edilir. Bazen çocuğun kulak zarı iltihap nedeniyle çok şişerse ve şiddetli ağrıya neden olursa, kulak zarında küçük bir kesi (parasentez) yapılarak iltihabın boşaltılması gerekebilir. Bu işlemden sonra kulak zarı genellikle bir hafta içinde iyileşir. Ebeveynler sıklıkla kalıcı bir işitme kaybı olup olmayacağı konusunda endişe duyarlar. Eğer uygun tedavi edilir ve ilaçlar önerildiği doz ve sürede kullanılırsa kalıcı işitme kaybı olasılığı çok düşüktür.
Doktorunuza ne zaman başvurmalısınız ?
Orta kulak iltihabı, tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle kulak ağrısı veya kulakta dolgunluk hissi şikayeti olan çocuklar, özellikle de birlikte ateş ve geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu varsa, bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Yeni bir dişin çıkması, bir yabancı cismin kulak yoluna kaçması, pamuklu çubuklarla temizlik sırasında kulak yolunun tahriş edilmiş olması, veya sert kulak tıkaçları (buşon) nedeniyle de kulak ağrısı meydana gelebilir. Kulak yolunu ve kulak zarını ancak doktorunuz değerlendirebileceği için, şikayetlerin gerçek nedeninin bulunması ve doğru tedavi uygulanması için doktor muayenesi şarttır. Göz Problemleri Çapak
Doğum sırasında bebeğin gözüne kan ya da vücut sıvıları bulaşabildiği için doğumdan sonra göz iltihaplanması olabilir. Böyle bir enfeksiyon ya da tıkanan bir gözyaşı kanalı bebeğiniz uykudan uyandıktan sonra göz kapaklarını birbirine yapıştıran sarımsı renkte bir sıvının çıkmasına ya da gözlerinin sık sık yaşarmasına neden olabilir. Gözyaşı kanalları bebeklerde çok küçük olduğu için tıkanması normaldir.
Çapaklı göz için yapılabilecek en iyi şey pansumandır. Ellerinizi iyice yıkadıktan sonra kaynatılmış ılık suya batıracağınız pamukla bebeğinizin gözünü iç köşeden başlayarak dışa doğru silebilirsiniz. Eğer iyileşmezse ve göz çevresinde kızarıklık ve ağrı varsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Göz İltihabı (Konjunktivit)
Eğer bebeğinizin gözünde kanlanma, acıma, irinli akıntı varsa ve uykudan sonra göz kapakları birbirine yapışıyorsa göz ve gözkapaklarını kaplayan zar iltihaplanmış olabilir. Bebeğinizin saman nezlesi gibi alerjik bir durumu yoksa veya gözüne kirpik ya da toz kaçmasından dolayı böyle bir problem olmadıysa, mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Göz iltihabı virüs ya da bakterilerden dolayı olabilir ve doktorunuzun vereceği damla ya da merhem sayesinde hızla iyileşecektir.
Arpacık
Bebeğinizin alt ya da üst göz kapağında kırmızı ve ağrı veren bir şişlik varsa kirpik kökündeki bir enfeksiyon nedeniyle arpacık olmuş olabilir. Arpacık kendi kendine kuruyabildiği gibi, bazıları da birkaç gün içinde patlar ve iyileşir.
Arpacığın baş verip, olgunlaşıp patlaması için, bir parça pamuğu sıcak suyla ıslatıp arpacığın üzerine hafifçe bastırarak iki üç dakika tutabilirsiniz. Günde iki üç kere bu masajı uyguladığınızda arpacık hızla iyileşecektir. Patladığı zaman da yine kaynatılmış ılık su ve pamukla temizleyebilirsiniz.
Eğer arpacık iyileşmiyorsa, tüm göz şişmiş ve kızarmışsa doktorunuza danışmalısınız.
Şaşılık
Yeni doğan bebeklerin çoğu iki gözünü aynı anda uyumlu bir şekilde hareket ettiremeyebilirler, ancak zamanla öğrenirler. Eğer üç aylık olduğunda gözüne 20 cm uzaklıkta bir şey tutup sağa sola hareket ettirdiğinizde iki gözü uyumlu hareket etmiyorsa, doktorunuza danışmalısınız.
Bebeğinizin bir gözü tembelse, doktor gözünü çalıştırması için diğer gözünü her gün belirli bir süre kapattırabilir ya da gözlük verebilir. İki yaşından önce şaşılık, böyle bir tedaviyle iyileştirilebilir. İleri derecedeki şaşılıklar ise operasyonla giderilebilmektedir.
Grip - Soğuk Algınlığı
Grip hastalığı genellikle sonbahar ve kış aylarında sıklıkla görülen ancak halkımız tarafından pek önemsenmeyen bir hastalıktır. Damlacık enfeksiyonu yoluyla hasta ve taşıyıcı insanlardan sağlam insanlara bulaşan bu mikrop,çok kısa süre içerisinde akciğerlere yerleşmekte ve ağır tablolara neden olmaktadır.
Yüksek ateş,öksürük,bitkinlik,eklem ve baş ağrıları şeklinde kendisini gösteren bu hastalığın bilinen bir etkin tedavisi yoktur. C vitamini,iyi beslenme ve soğuktan korunmanın hastalık tedavisinde ve korunmasında yeri yoktur. Başta astımlı çocuklar olmak üzere kronik akciğer,kalp,böbrek hastalığı olanlar ile şeker hastası olan çocuk ve erişkinlerin bu hastalıktan mutlaka korunmaları gerekmektedir. Akciğerlerde harabiyete ve vücudun savunma sistemlerinde yetersizliğe neden olan bu virüs,daha sonra vücuda yerleşecek diğer mikroplara zemin hazırlamakta ve hastalar bu nedenle risk altında kalmaktadır. Hastalığın kendisi ya da eklenen diğer fırsatçı mikropları oluşturduğu enfeksiyonlar nedeniyle vücut bitap düşmekte ve başka bir kronik hastalığı olan çocuk ve erişkinler maalesef kaybedilebilmektedir. Hastalığın bir başka özelliği de ,hastalanan kişilerin mutlaka kesin yatak istirahatine gereksinim duymaları nedeniyle işe ve okula devamsızlık nedenleri arasında birinci sırayı almasıdır.
Tedavisi olmayan bu viral hastalıktan ancak aşı ile korunmak mümkündür. Grip hastalığının tüm topluma yayılmasında en önemli etken olan okul,işyeri,kreş,kışla gibi toplu yaşam yerlerinde bulunan kişilerin mutlaka aşılanması önerilmektedir.
Grip aşısı
Grip mikrobunun binlerce tipi vardır. Ancak bu mikroplar her sene salgın yapmazlar. İşte o nedenle dünya sağlık teşkilatı her yıl salgın yapması beklenen mikropları tespit etmekte ve o mikroplara karşı hazırlanan özel aşıları önermektedir. Aşı her yıl yenilenmekte ve o yıl salgın yapması beklenen grip tiplerini içermektedir. Grip aşılarının çeşitli tipleri vardır. Ancak özellikle çocuklarda hemen hemen hiç bir ciddi yan etkisi olmayan split (ayrıştırılmış-parçalanmış) aşı kullanılmalıdır. Risk altında olan bireylerin ve okul çocuklarının özellikle aşılanması gereklidir. Grip aşısı kullanımında yaş gruplarına göre bazı farklılıklar vardır. : *6ay-3 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 yarım doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 yarım doz yapılır. *3-9 yaş arası çocuklarda : ilk kez yapılıyorsa :bir ay ara ile 2 tam doz uygulanır. Daha önce grip aşısı ile aşılanmış çocuklarda :1 tam doz yapılır. *10 yaş üstü erişkin ve çocuklara her yıl tek doz uygulanmaktadır.
Pamukçuk Bebeğinizin yanaklarının iç tarafında, dilinde ya da damağında, silmekle kolayca çıkmayan, beyaz ya da sarı, hafif kabarık lekeler görülüyorsa ve beslenirken ağlıyorsa pamukçuk olmuş demektir. Bebeğinizde pamukçuk olmuşsa hemen önlem almalısınız, eğer emziriyorsanız ve meme uçlarınız çatlamışsa pamukçuk size de geçebilir.
Doktorunuz, enfeksiyonu temizlemek için damla ya da merhem verecektir. Pamukçuğun size de geçmemesi için siz de tedavi olmalısınız. Bebeğinizde pamukçuk olduğu zaman yemesi kolay şeyler vermelisiniz. Biberondan besleniyorsa, biberon emziğinin yumuşak ve temiz olmasına dikkat etmeli ve her öğünden sonra steril etmelisiniz. Eğer emziriyorsanız, meme uçlarınızın mikrop kapmaması için özen göstermeli, emzirdikten sonra suyla yıkamalısınız. Eğer doktorunuz koruyucu bir merhem vermişse emzirmeden sonra sürmeli ve sonraki emzirmeden önce yıkamalısınız.
Pamukçuk bebeğinizin anüs çevresinde de görülebilir. Bu durumda bebeğiniz bezini kirlettiğinde vakit kaybetmeden bezini değiştirmeli ve doktorunuzun tavsiye edceeği merhem veya ilaçları kullanabilirsiniz. | |
| | | Admin Admin
| Konu: Geri: Bebek ve Hastalıklar 13th Haziran 2010, 19:38 | |
| Kusma
Yeni doğan bebeklerin, doğumdan önce yuttuklarını çıkarmak için ilk günlerde kusmaları normaldir. Anne sütü veya biberon maması ile beslenen bebeklerin de beslenmeden kısa bir süre sonra ağzında pıhtılaşmış süt veya mama içeriğinin gelmesi de olağandır. Özellikle beslenmeden sonra gazı çıkarılmadan yatırılmışsa sütün ya da mamanın bir kısmını çıkartacaktır.
Kusmanın Sebepleri
Kusma, genelde bir hastalığın sebebi olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle ishal, kabızlık gibi bağırsak enfeksiyonu ve sinir sistemi enfeksiyonlarında, mide rahatsızlıklarında veya diğer rahatsızlıklarda kusma görülebilir. Bebekler heyecanlandığında, ilgi beklediğinde, fazla beslendiğinde veya yediği besine dayanıksızlığı da kusmaya yol açabilir.
Kusma İle İlgili Neler Yapılabilir?
Bebeğiniz kusarken yan yatırmalı ve ağzının içerisindekileri temizlemeli, böylece solunum yollarının tıkanmasını engellemelisiniz. Kusmadan sonra bebeğin el ve yüzünü yıkayarak ateşi varsa ılık bir banyo yaptırabilirsiniz. Sık sık küçük miktarlarda anne sütü veya kaynatılmış su vererek, midesinde kalmasını sağlayabilirsiniz. Kusmanın Geçmemesi
Eğer kusma iki öğünden fazla sürerse, aynı zamanda ishalse ve su kaybı varsa, ya da fışkırır gibi kusuyorsa veya her beslenmeden sonra hemen kusuyorsa mutlaka doktora gidilmeli ve kusmaya yol açabilecek bir hastalığın olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kabızlık Kabızlığın Belirtileri
Her bebeğin bağırsaklarının çalışma düzeni ve dışkılama sıklığı farklıdır. Eğer bebeğiniz normal sıklığının dışında birkaç gün dışkı yapamadıysa, sert ve yoğun, zaman zaman çakıl taşı gibi dışkılıyorsa, bunu yaparken acı çekiyorsa veya dışkısında kanlı izler varsa kabız olmuş demektir. Bebeğiniz bezini kirletirken yüzünün kırmızı olması normaldir, kabız olduğu anlamına gelmez.
Kabızlığın Sebepleri
Kabızlık, genelde beslenme alışkanlıklarından ve düzensizliklerinden dolayı olur. Bazı enfeksiyon hastalıkları, metabolik hastalıklar ve bazı ilaçlar da kabızlığa neden olabilir. Ek besinlere geçiş ve diş çıkarma da kabızlığa neden olabilecek etkenlerdir.
Kabızlığı İyileştirmek İçin Neler Yapılabilir?
Ek gıdalara geçiş döneminde verilen yiyecekler, kabızlığa neden olabilir. Kabızlığa yol açtığı düşünülen gıda, daha ileri bir tarihte ve azar azar verilebilir. Muz, patates ve pirinç lapası, kabızlığa neden olabilecek gıdalardır. Daha fazla meyve ve sebze püresi verilebilir. Bir yaşına kadar inek sütü verilmemelidir. Sulandırılmış meyve suyu ve öğünler arasında kaynamış ılık su kabızlığı yumuşatabilir. Bebeğiniz için hazır mama kullanıyorsanız ölçüsünü tekrar gözden geçirip doktorunuzun önerdiği ölçüye sadık kalmalısınız. Kabızlığın Geçmemesi
Eğer kabızlık üç günü aşmışsa ve kabızlıkla beraber yeşil sarı renkte safralar varsa veya dışkıda kan varsa bebeğinizi mutlaka doktorunuza götürmelisiniz. Doktorunuz dışkı yumuşatıcı ilaçlar ve ılık suda oturma banyosu tavsiye edebilir. Ayrıca dışkılama sırasındaki acıyı azaltmak için anüs bölgesine sürülecek merhem verebilir. Kabızlık geçtikten sonra da bebeğinizin beslenme alışkanlığını gözden geçirmeli ve kabızlığı engelleyecek bol lifli gıdalar vermelisiniz.
İshal İshalin Belirtileri İshal, en fazla 6 ay-2 yaş arasındaki bebeklerde görülür. Yenidoğan bebeklerde anne sütüyle beslenmeden dolayı altın sarısı renkte ve günde 7-8 kez dışkılama normal sayılmaktadır. Her bebeğin bağırsak çalışma düzeni farklı olduğu için sizin kendi gözlemleriniz çok önemlidir. Bebeğinizin dışkısı normalden daha sulu ise ve daha sık ise ishal olmuş demektir. İshalin diğer belirtileri de ateş, bulantı, kusma, karın ağrısı, iştah kaybı ve kilo kaybıdır.
İshalin Sebepleri İshal, genelde mikrobik nedenlerden dolayı meydana gelir. Virüs, bakteri ve parazitlerin bulaştığı yiyecekler ve su ishale neden olabilir. Boğaz, kulak ve idrar yolu enfeksiyonlarında, antibiyotik kullanımı sırasında da ishal ortaya çıkabilir. İnek sütü de en çok ishale sebep olan yiyeceklerden biridir. İshal süresince inek sütü yerine yoğurt vermeyi deneyebilirsiniz.
İshali İyileştirmek İçin Neler Yapılabilir?
İshal sırasında bebeğiniz sıvı kaybına uğrayacağı için bol sıvı tüketmesini sağlamalısınız. İçme suyunu kaynatmak yararlı olacaktır. Anne sütü alan bebekler emzirilmeye devam edilmelidir. Bebeğinizi yemesi için teşvik etmeli, sık sık ve az az beslemelisiniz. Bebeğinizi katı gıdalarla beslenmeye geçmişse, pirinç lapası, kuru ekmek, patates ve muz püresi gibi nişastalı yiyecekler verilmelidir. Bunun yanında kaynatılmış su ve bu suyla yapılmış ayran ve taze meyve suları içirilip sıvı tüketimi artırılmalıdır. İnek sütü ile beslenen bebeklere, bunun yerine yoğurt verilebilir. Bir yaşın altındaki bebeklerde ishal kesici ilaçlar kullanılmamalıdır. Eczanelerde ve sağlık kuruluşlarında bulunan tuz-şeker karışımı elektrolit çözeltilerden temin edebilirsiniz. İshalin Geçmemesi
Eğer ishal 24 saatten fazla devam ederse, su kaybı varsa veya dışkıda kan görülüyorsa bebeğinizi mutlaka doktora götürmelisiniz. Su kaybının belirtileri, bebeğin huzursuz olması fakat gözyaşının yetersiz olması, bebeğin gözlerinin ve bıngıldağının çökük olması, karın derisini çekip bıraktığınızda eski haline yavaş gelmesi, ağız ve dilinde kuruluk olması ve istekle su içmesidir. | |
| | | Admin Admin
| Konu: Geri: Bebek ve Hastalıklar 13th Haziran 2010, 19:41 | |
| Pişik Pişik Nedir?
Pişik genellikle altbezinin bebeğenizin tenine temas ettiği noktada hafif kabartılı bir kızarıklık biçiminde ortaya çıkar. Kötüleştiği zaman kızartılı küçük şişlikler, içi su dolu kabarcıklar ve buna benzer biçimde bebeğe acı veren deri değişiklikleri görülebilir. Eğer pişik infekte olursa bu deri döküntüleri parlak kırmızı bir renk alabilir ve genişleyebilir. Küçük kırmızı döküntüler bezin temas alanının dışında çıkarak yayılabilir.
Pişiğin Nedenleri
Pişiğin nedeni genel olarak derinin tahriş olmasıdır. Bu tahrişin nedeni altbezinin küçük gelmesi, çok sıkı bağlanmış olması ya da gerekli sıklıkta değiştirilmemesidir. Eğer kumaş altbezi kullanıyorsanız bu bezleri temizlemek için kullandığınız sabun ve temizleyiciler de tahrişe neden olabilir. Aynı zamanda kullanıp atılan tipte hazır altbezlerinin bazı veya bebeğinizin altını temizlemek için kullandığınız hazır "ıslak bez" ler de tahrişe neden olabilir. Altbezinin üzerine bebeğe giydirilen sentetik esaslı giyecekler altbezinin temas ettiği alanda ısı ve nemin yükselmesine neden olur. Tahriş olmuş derinin ısı ve neminin yükselmesi bazı mikropların üremesi için ideal ortamı yaratır. Bu durumda pişik "infekte" olur. Eğer pişik infekte olmuşsa bu genellikle bir mantar infeksiyonudur ve buna neden olan da genellikle Candida adıyla bilinen bir mantardır. Böyle bir durumda aynı zamanda deriyi etkileyen başka mikroplar da (bakteriler) olabilir. İnfeksiyon pişiğin tedavisini çok güç bir hale getirebilir.
Pişik Nasıl Önlenir?
Pişiği önlemenin ve tedavi etmenin temel kuralı altbezinin kapladığı alanın temiz, kuru ve serin tutulmasıdır. Bu amaç bebeğin alt bezi sıklıkla değiştirilmeli ve olabildiğince altı açık tutulmaya özen gösterilmelidir. Böylece bebeğin teni hava aldıkça koruyacaktır. Uyku sırasında bebeğin altını kumaş bezle bağlamak geçerli bir yöntemdir. Bu durumda bebeğin altı uykuya daldıktan hemen sonra kontrol edilmeli ve ıslaksa hemen değiştirilmelidir. Bu kontrolün bebeğin uykuya dalmasından hemen sonra yapılmasının nedeni bebeklerin idrarlarını genellikle bu arada yapmalarıdır. Bebeğinizde pişik oluşumunu önlemek veya ortaya çıkmış bir pişiği tedavi etmek için aşağıdaki yöntemleri deneyin. Eğer sonuç alamazsanız doktorunuzla konuşun. Doktorunuz size kısa bir süre için kortizonlu bir preparat önerebilir. Ancak borik tinkür içeren herhangi bir bileşiği doktorunuz özel olarak önermediği sürece kullanmamalısınız, bu bebeğinizin cildine zarar verebilir.
Bebeğimin Pişiği Mikrop Kapmışsa Ne Yapabilirim?
Şayet bebeğinizin pişiği infekte olmuşsa aşağıdaki ipuçlarının herhangi bir yararı olmayacaktır. Bu durumda doktorunuz infeksiyonun tedavisi için başka bir tedavi önerecektir.
Pudralamak Yararlı mıdır?
Talk pudrası ve mısır nişastası önerilmez; talk pudrası bebeğinizin ciğerlerine zarar verebilir, eğer bir mantar infeksiyonu varsa mısır nişastası bunu kötüleştirebilir.
Bebeğim İçin Özel Bir Bez Kullanabilir miyim?
Eğer kumaş altbezi kullanıyorsanız bezleri yıkadıktan sonra 15 dakika kadar kaynatarak tüm mikropların ölmesini ve kimyaasl maddelerin uzaklaştırılmasını sağlamalısınız. Bazı hazır altbezleri içerdikleri emici bir jel sayesinde derinin kuru kalmasını sağlayabilirler. Bu tip altbezlerinin kullanımı bazı bebeklerde pişik oluşmasını önleyebilir. Ancak burada unutulmaması gereken en önemli nokta altbezlerinin sıklıkla değişmesi gerektiğidir.
Pişiği Önlemeye ve Tedavi Etmeye Yarayan İpuçları:
Bebeğinizin altbezini saat başı kontrol edin ve ıslandığı zaman hemen değiştirin. Altbezi değişiminde bebeğinizin altını dikkatle temizlemelisiniz. Bu temizliği yaparken ılık, çok hafif sabunlu veya duru su kullanabilirsiniz. Bebeğinize yeni altbezi bağlamadan önce altının iyice kuruluğundan emin olmalısınız. Bebeğinizin cildini nemden korumak için çinko asit içeren kremler, A ve D vitamini içeren kremler veya vazelin kullanabilirsiniz. Altbezinin üzerine sentetik malzemeden yapılmış giysiler giydirmeyin. Eğer pişik devam ediyorsa kullandığınız altbezinin tipini, alt temizliğinde kullandığınız "ıslak" mendileri veya sabunu değiştirmelisiniz. Eğer kumaş altbezi kullanıyorsanız bu bezleri yıkadıktan sonra kimyasal maddelerden ve mikroplardan arındırmak için en az 15 dakika süreyle kaynatmalısınız. EĞER:
Pişik bebek henüz 6 haftalık iken ortaya çıkarsa, İçi su dolu kabarcıklar ve küçük yaralar oluşmuşsa, Bebeğinizin ateşi varsa, Bebeğiniz kilo kaybediyor veya her zamanki kadar yemiyorsa, İçi su veya cerahat dolu büyükçe kabartılar meydana çıkmaya başlamışsa, Kırmızı döküntüler kollara yüze veya saçlı deriye doğru yayılıyorsa, Yukarıdaki tedavi önlemlerini bir haftadır uyguladığınız halde durumda herhangi bir düzelme görülmüyorsa HEMEN DOKTORUNUZA BAŞVURUN
Ateş Çocuğunuz kendini iyi hissetmiyor; üşüyor ve titriyorsa ve alnı sıcaksa ateşi var demektir. Ateşinin yüksek olması, hastalığının ağır olduğunu göstermez. Aynı şekilde, hafif ya da normal ateşinin olması bebeğinizin hasta olmadığı anlamına gelmez.
Bebeğin normal vücut sıcaklığı 36-37.5 °C arasındadır. 38 °C ve daha yüksek bir ateş hastalık belirtisi olabilir.
Bebeğinizin Ateşini Nasıl Ölçmelisiniz? Alnına elinizle veya dudağınızla dokunarak ateşi olup olmadığını anlayabilirsiniz. Yine de bundan daha emin olmak için bir termometre kullanmanızda fayda var. Dereceleri kolay okunabilen bir civalı termometre, kullanımı kolay ve güvenli olan sayısal termometre ya da sıcaklık gösteren şeritleriyle ısıya duyarlı olan şerit termometre kullanabilirsiniz. Ateşini ölçerken termometreyi koltuk altına koymanız en kolay ve en güvenilir sonuç veren bir yöntemdir. Cıva zehirli bir madde olduğu için cıvalı termometreyi bebeğinizin ağzına yerleştirip ateşini ölçmeniz hiç güvenli değildir.
Bebeğinizin ateşini ölçerken;
Dereceyi sıkıca tutup sallayın ki, cıva yuvasında toplansın Dereceyi, cıva yuvası koltuk altına gelecek şekilde yerleştirin ve bebeğinizin kolunu yanında sabit olarak tutun. Böyle yaklaşık 3 dakika bekleyin. Bu arada bebeğinizin sıkılmaması için ilgisini başka bir yöne çekecek etkinlikler belirleyin. Örneğin şarkı söyleyin, kitap okuyun.. Bebeğinizin Ateşini Nasıl Düşürebilirsiniz?
Bebeğinizi serin tutmalısınız. Doğal kumaşlı hafif giysiler giydirebilirsiniz. Yemek yemiyorsa bol bol içecek tüketmesini sağlayın. Ilık banyo yaptırabilirsiniz. Bir süngerle vücudunu ovabilirsiniz. 5-10 dakika kadar suyun içinde beklemesi yeterli gelebilir. Ayrıca, ateş düşürücü ilaçlar (antipiretik) verebilirsiniz.
Hangi durumlarda doktor çağırmalısınız?
Bebeğinizin yüksek ateşi varsa ( 38 °C ve daha yüksek ), Üç aydan küçükse, Kusuyor ve ishalse, Nedensiz bir şekilde ağlıyor ve inliyorsa, Alışılmadık bir şekilde uykulu ya da uyuşuksa, Beslenmiyorsa, Havale geçiriyorsa, Zor ve hızlı bir şekilde nefes alıp veriyorsa, Endişe etmeniz gereken durumlar; şuur kaybı, bununla birlikte görülen çırpınmalar ve birkaç dakika süren kas hareketleridir. Böyle durumlarda hemen çocuğunuzu doktora götürmelisiniz. | |
| | | | Bebek ve Hastalıklar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|