|
|
| BOLU-14 | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
maviş Yönetici
| Konu: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 19:00 | |
| Genel BilgilerİL TRAFİK KODU : 14 Yüzölçümü : 8458 km ²Coğrafya :Bolu ili Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölgesinde, 30º 32’ ve 32º 36’ doğu boylamları, 40º 06’ ve 41º 01’ kuzey enlemleri arasında yer almaktadır. 8458 km² alanı olan İlimizin batısında; Sakarya ve Düzce, güneybatısında; Bilecik ve Eskişehir, güneyinde; Ankara, doğusunda; Çankırı ve Karabük, kuzeyinde; Zonguldak illeri vardır. İlin merkez ilçe haricinde 8 İlçesi, 4 beldesi ve 511 köyü vardır. ;Coğrafi Konumu Bolu’nun doğusunda Çankırı, kuzeydoğusunda Karabük, kuzeyinde Zonguldak ve Karadeniz, batısında Düzce, güneyinde Ankara bulunmaktadırTopoğrafya :Dağlarİl topraklarının % 56’ sını kaplamaktadır. lin güneybatı - kuzeydoğu istikametinde Bolu Dağları; en yüksek yeri 1980 m. ile Çele Doruğu, ve Abant Dağları (1748 m.), Gerede'nin kuzeyinde Arkot (1877 m.) ve Göl Dağları (1112 m.)dır. En güneyde ilk iki sıradan daha yüksek olan ve genel olarak Köroğlu Dağları (en yüksek yeri 2499 m.) adı verilen volkanik dağlar uzanır. Bolu'nun güneyindeki uzantısı Seben Dağları 1854 m. Mudurnu civarında Ardıç Dağları 1443 m. Güneydeki Çal Tepesi ise 1640 m. yüksekliğindedir. Ovalar:İl Yüzölçümünün % 8’ini kaplayan ovalar genel olarak batı – doğu istikametinde uzanırlar. 725 m. yükseltideki Bolu Ovası ve 1300 m. yükseltideki Gerede Ovaları en genişleridir. Diğer ovalar ise Yeniçağa Ovası, Mudurnu Ovası ve Göynük ilçesinin güneyinde Himmetoğlu Ovasıdır. Akarsular: Bolu’da en önemli akarsular Büyüksu, Mengen Çayı, Aladağ Çayı, Mudurnu Çayı , Göynük Suyu, Çatak Suyu ve Gerede Çayıdır. Göller :Yörede morfolojik yapının karmaşıklığı, akarsu sayısının çokluğu, yükselti farklılıkları ve eğimin fazlalığı gibi faktörler çok sayıda gölün oluşmasına neden olmuştur. Havzaların ve çanakların yüzölçümlerinin küçüklüğü göllerin de küçük alanlı olması sonucunu doğurmuştur. Abant Gölü, Yeniçağa, Çubuk, Sünnet, Yedigöller, Karagöl, Sülüklügöl, Karamurat en önemli göllerdir. İklim : Bolu genellikle Batı Karadeniz ve Karadeniz iklim tiplerinin içinde yer almaktadır. Bunun yanında güneybatı bölümlerinde Marmara ve İç Anadolu iklim tipleri de görülmektedir. Son 52 yıllık verilere göre ortalama günlük güneşlenme süresi 5 saat 49 dakika, yıllık yağış 536 mm. yıllık ortalama yağışlı gün sayısı ise 137 gündür. Bitki Örtüsü :Bolu'da hakim bitki örtüsü ormanlardır. İl topraklarının %55'i ormanlarla kaplıdır. Karadere, Seben ve Aladağ Ormanları yurdumuzun en zengin ormanlarıdır. Hakim ağaç türleri kayın, gürgen, ıhlamur, dişbudak, meşe, kızılağaç, karaağaç, kavak, köknar ve sarıçamdır. Ulaşım Ankara–İstanbul karayolu üzerinde bulunan Bolu’ya sadece kara yolu ile ulaşım sağlanabilmektedir.Tarihçe :M.Ö. 1200’lü yıllarda bütün Hitit toprakları gibi Bolu da Friglerin elindeydi. M.Ö. 6. asırda Persler bölgeye hakim oldular. M.Ö. 336’da Büyük İskender Persleri yenerek Anadolu’nun bir çok yeri gibi Bolu’yu da ele geçirdi. Büyük İskender’in ölümü üzerine Makedonya yıkılınca Bolu bölgesinde Bitinya Krallığı kuruldu. Yazılı belgeler, o dönemlerden kalan arkeolojik eserler ve tarih kaynaklarına göre, Trak göçleri sonunda Sakarya ve Filyos Nehrinin yayı içine yerleşen halk "Bithyn" ismi ile anılıyordu. Bu yüzden Bolu'nun da içinde bulunduğu Kuzeybatı Anadolu'ya "Bithynia" denilmiştir. Bithynler tarafından Salonia Campus denilen Bolu Ovası ve çevresinin adı Romalılar tarafından “Claudio Polis” olarak değiştirilmiştir. Bolu isminin de “Polis”ten geldiği sanılmaktadır. Üç tepe üzerinde kurulmuş olan şehir içte ve dışta surlara sahipti. Şehrin kuzeyinde Halı Hisarı bölgesinde bu surların kalıntıları görülebilmektedir. 1071 Malazgirt zaferinden sonra batıya yayılan Türkmenler 3 yıl sonra Bolu’ya yerleştiler. Selçuklu Devleti’nin komutanları Artuk, Tutuk, Danişmend, Karateki ve Saltuk Beyler Süleyman Şah’ın emrinde İstanbul sınırına dayandılar. Bu akınlar sırasında Bolu, Horasanlı Aslahaddin tarafından fethedilmiştir. Bolu Yöresine Osmanlı akını ilk kez Osman Gazi tarafından başlatılmıştır. Bolu yöresinin tümüyle fethedilmesi ise Orhan Gazi döneminin ilk yıllarına (1324 - 1326) rastlar. Bir başka rivayete göre Osmanlılar zamanında bölgede, bol olarak Uluğ - Alim olması nedeniyle önceleri “Bol Uluğ”, zamanla yöre “BOLU” olarak isimlendirilmiştir. Yıldırım Beyazid'in ölümü ile başlayan şehzadeler savaşına Bolu, birçok kez sahne oldu. Bolu, Ankara Savaşı sonrası Timur’un talan ettiği bölgelerin dışında kaldığı gibi, bu tehlike bitinceye kadar, Osmanlı Devleti’nin 2. kurucusu sayılan Çelebi Mehmet’i de Kızık Yaylasında barındıran belde olmuştur. Çelebi Mehmet’in Osmanlı Devleti’nin birliğini sağlamasından sonra ise Bolu, düzenli bir yönetime kavuştu. 1324 – 1692 yılları arasında Bolu, 36 kazası olan bir sancak beyliği idi. XVI. Yüzyılda Bolu, ikinci derece Şehzade sancaklarından biri oldu. 2. Bayezit döneminde Şehzade Süleyman (Kanuni) buraya atandı. 1683-1792 yılları arasında Bolu, Voyvodalıkla yönetildi. II. Mahmut zamanında ise Mutasarrıflığa dönüştürüldü. (1811) Tanzimat sonrası Bolu; Kastamonu eyaletine bağlandı (1864). 1909 yılında ise tekrar Mutasarrıflığa dönüştürüldü.Mondros Mütarekesi’nin yürürlüğe girmesi ve İzmir’in işgal edilmesinin ardından Bolu yöresinde ilk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Gerede’de örgütlendi. Bolu 1. Dünya Savaşı’nda ve sonrasında düşman işgaline uğramadı fakat maddi zarar gördü. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yapılan milli mücadele dönemlerinin sonunda Bolu, 10 Ekim 1923'de Mutasarrıflık devrini tamamladı ve vilayet haline getirildi. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 19:02 | |
| İLÇELER Dört DivanCOĞRAFİ DURUMUBolu topraklarının doğu kısmını kaplayan Dörtdivan İlçesi, daha önceleri Gerede İlçesinin bir nahiyesi idi. Güneyden Ankara'nın Çamlıdere İlçesi, doğudan Gerede İlçesi, Kuzeyden Yeniçağa İlçesi, Batıdan Bolu Merkezi, güneybatıdan Kıbrısçık İlçesi ile komşu ve sınırlıdır. Dörtdivan İlçe merkezinin yerleşim alanı 6.278 dönüm, köyleri ile birlikte yüzölçümü ise 79.268 dönümdür. İlçenin rakımı 1340 m.dir. 30 köyün bağlı olduğu Dörtdivan ‘da 3.335 kişi ilçe merkezinde, 6.193 kişi köylerde olmak üzere toplam 9.528 kişi yaşamaktadır. TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİlçemizin Yağbaşlar Köyünün Mürseller Mahallesinde Bizans kale kalıntıları vardır. Yukarısayık ve Sorkun köyleri arasında bir tepede Himmet Dede Türbesi, Kılıçlar köyünde Kırklar Türbesi, Çalköy'de Şehriban Nine Türbesi, Merkez Camii yanında Secamehmet Dede Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca Yağbaşlar Köyü Mürseller mahallesinde Ayvadibi Şifalı Suyu bulunur. ULAŞIMKara ulaşımının çok kolay olduğu bir yerdir. TEM otoyolu ilçenin hemen yanından geçmektedir. Dörtdivan Ankara'ya 156 km. Bolu'ya 42 km, Gerede’ye 116 km. Yeniçağa'ya ise 7 km.'dir. Gerede COĞRAFİ DURUMU : Gerede, Bolu topraklarının doğu kısmını kaplar. Bolu'nun en eski ilçesidir. Güneyden, Ankara İli'nin Kızılcahamam ve Çamlıdere İlçeleri ile komşudur. Doğudan, Çankırı İli'nin Çerkeş ve Eskipazar, batıdan Dörtdivan ve Yeniçağa, kuzeyden Mengen, güneyden Kıbrısçık İlçeleri ile komşu ve sınırlıdır.İlçe, deniz seviyesinden 1350 m. yüksekliktedir ve yüzölçümü 1255 km²'dir. Gerede İlçemizin nüfusu, 25.188 kişi İlçe merkezi, 16.203 kişi köyler olmak üzere toplam 41.391’dir. 92 köyü vardır. TARİHİ VE TURİSTİK YERLERAsar Kale, Keçi kalesi kalıntıları, Kiliseli Han, Y.Tekke Camii, A. Tekke Camii Türbesi, Yıldırım Beyazıt Camii, Ramazan Dede Türbesi, gezilip görülebilecek tarihi eserler ve yerlerdir. Şehrin kuzeyinde Esentepe, Arkut Dağlarında yaylalar, İlçenin 3 km. batısındaki Gerede Gölü, 20 km. doğusundaki Karagöl ve Kapaklı Gölleri başlıca mesirelik alanlardır. Esentepe bölgesinde kış sporları ve kayak yapmak mümkündür. Ayrıca yaz aylarında çim kayağı yapma imkanı vardır. İlçede el sanatlarından bakırcılık, deri imalatı, kemercilik, demircilik, marangoz işleri yapılmaktadır. Her yıl Temmuz ayı içinde geleneksel “Esentepe Yağlı Güreşleri” yapılmaktadır. Her yıl Eylül Ekim aylarında yapılan Gerede Panayırı da ilçeye ticari canlılık getirmektedir. ULAŞIMKarayolu ulaşımının çok kolay olduğu İlçe, TEM otoyolu ve D.100 karayolu üzerindedir. Gerede Ankara'ya 139 km. Bolu'ya 52 km.dir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 19:02 | |
| GöynükCOĞRAFİ DURUMUBolu İli’nin güneybatısında yer alan Göynük İlçesi’nin yüzölçümü 1437 km², denizden yüksekliği de 720 m.dir. İlçenin doğusunu Mudurnu, batısını Sakarya’nın Taraklı, kuzeyini Akyazı, güneyini Ankara’nın Nallıhan, Eskişehir’in Sarıcakaya ve Bilecik’in Yenipazar ilçeleri çevrelemektedir. Göynük’te 4.984 kişi merkezde, 13605 kişi de köylerde yaşamaktadır. 66 köyü vardır. TARİHİ ESERLERGazi Süleyman Paşa Camii ve Hamamı, Akşemseddin Türbesi, Ömer Sekkin Türbesi, Zafer Kulesi, Soğukçam Köyünde bulunan Frig Harabeleri ve Kilciler Köyündeki Bizans Kalıntıları İlçenin önemli tarihi eserleridir. SİVİL MİMARİGeleneksel Osmanlı mimarisinde yapılmış olan Göynük Evleri, bugün halen mimari özelliğini yitirmeden kalabilmiştir. Bu evler ilçeye gelen turistlerin çok büyük ilgisini çekmektedir. Restore edilen ve pansiyon olarak işletilen konaklar ziyaretçilerden yoğun ilgi görmektedir. GEZİ VE MESİRE YERLERİ :Sünnet Gölü, Çubuk Gölü ve Çatak Kaplıcası, gezilmesi ve görülmesi gereken turistik yerlerdir. Çubuk Yaylası, Arıkçayırı Yaylası, Bulanık Yaylası, Değirmenözü Yaylası, Hacımahmut Yaylası en önemli yaylalarıdır. ULAŞIMBolu’ya 96 km.lik yolla bağlı olan Göynük İlçesinden İstanbul, Ankara, Adapazarı ve Bolu’ya otobüs seferleri vardır. KıbrısçıkCOĞRAFİ DURUMUBolu’nun güney kısmında yer alan Kıbrısçık ilçesi 621 km² alana sahiptir. Denizden yüksekliği ise 1130 m.dir. İlçenin batısında Seben İlçesi, kuzeyinde Bolu ve Dörtdivan, güneyinde ise Ankara’nın Beypazarı İlçesi bulunmaktadır. Yoğun göçle karşı karşıya gelen Kıbrısçık İlçemizde 2.549 kişi İlçe merkezinde, 2985 kişi köylerde olmak üzere 5.534 kişi yaşamaktadır. 22 köyü vardır. TARİHİ VE TURİSTİK DEĞERLERAlcının Kaya Ulu Dere boyunda mağaralar, kaya evleri ve peri bacaları, gezilip görülmeye değer yerlerdir. Kıbrısçık Yaylaları : Köroğlu Dağlarının güney yamaçlarındaki düzlük alanlarda bulunurlar. Belen, Karaköy, Kökez, Bölücekkaya, Karadoğan ve 1825 metredeki Devevira önemli yaylalardandır. KARAGÖL (Orman İçi Dinlenme Yeri) Kıbrısçık - Beypazarı yolu üzerinde İlçeye 22 km. mesafede bulunan Karagöl, 1 hektar genişliğinde oldukça derin bir göldür. Çevresi tamamen ormanlık olan ve Orman İşletmesince koruma altında olan gölde kamp yapmak için çok güzel yerler vardır. Gölde çok sayıda yaban ördeği olmasından dolayı avcıların çok uğradığı bir yerdir. ULAŞIMKıbrısçık İlçesi, Bolu'ya 65 km. uzaklıkta olup, yolu asfalttır. Ankara’nın Beypazarı ilçesine uzaklığı ise 52 km.dir. İlçeden her gün Bolu ve Beypazarı’na minibüs seferleri yapılmaktadır. MengenCOĞRAFİ DURUMU :Mengen, batısında Bolu Merkez İlçe, kuzeyde Zonguldak'ın Devrek İlçesi, doğuda ve kuzeydoğuda Karabük İlinin Eskipazar ile Yenice İlçeleri , güneyde ise Bolu'nun Gerede ve Yeniçağa İlçeleri ile çevrilidir. İlçenin rakımı 610 m., yüzölçümü 883 km² dir. 2 beldesi ve 55 köyü olan İlçenin nüfusu; 5411 kişi İlçe merkezinde, 11093 kişi köylerde olmak üzere 16.504’dür. TARİHİ VE TURİSTİK YERLERKayabükü, Akören - Kisecik Mevkiinde ve Çayköy'de kilise kalıntıları bulunmaktadır. Güneyhisar'da, Avşar'da; ev Kayası, Karakaya'da; Balkayası ve Oyukkaya, Teberrikler köyünde Yanıkdeğirmen mağaraları bulunur. İlçenin Yedigöller’e 56 km.lik yol bağlantısı vardır. İlçemiz ormanlık bir bölgede olduğundan, yüksek yaylalar bulunmaktadır. Başlıca yaylalar; Soğucak, Akçakoca, Bürnük, Sırıklı, Göl Yaylası, Aktepe, Ağalar, Elemen ve Afşar Yaylalarıdır. Ağalar Gölü, Dipsiz Göl, Yayladağ Gölü, Bölükören Gölü, Kemal Savaş, Şirinyazı ve Hızarderesi Göletleri önemli mesire yerleridir. Her yıl Eylül ayında düzenlenen Aşçılar Festivali İlçeye canlılık kazandırmaktadır. ULAŞIMBolu’ya 56 km. uzaklıktadır. Ankara - İstanbul karayoluna 20 km. uzaklıktadır. Günün her saatinde Zonguldak ve Bartın’dan kalkan otobüslerle ülkemizin bir çok yerine ulaşılabilmektedir. Ayrıca Bolu - Mengen arasında da düzenli minibüs seferleri vardır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 19:03 | |
| Mudurnu COĞRAFİ DURUMU :Kuzeyinde Düzce , kuzeybatısında Sakarya’nın Hendek İlçesi, kuzeydoğusunda Bolu, doğusunda Seben , güneyinde Ankara’nın Nallıhan İlçesi, batısında Göynük ve Akyazı İlçeleri bulunmaktadır. İlçenin rakımı 840 m. yüzölçümü 1349 km²'dir. 1 beldesi ve 74 köyü vardır. İlçe merkezi 5.955, köyleri ise 19.193 nüfusa sahiptir. TARİHİ VE TURİSTİK YERLER :Yıldırım Bayezit Camii ve Hamamı, Kanuni Camii, tarihi evler, Şeyhül Ümran, Şeyh Tevfik Efendi, Şeyh Fahreddin Rumi, Abdurrahim Tırsi, Karaarslan Baba, Davud-i Halveti Türbeleri görülmesi ve ziyaret edilmesi gereken yerlerdir. Her yıl Temmuz ayının ilk pazar gününde binlerce kişinin katılımıyla Şeyh-ül Ümran günü kutlanmaktadır. Ahiliğin çok eski bir geçmişi olan Mudurnu’da her hafta Cuma günü Cuma Namazından önce esnaf duası yapılır. Esnaflar arasında “orta parası” adıyla para toplanarak, ihtiyacı olanlara yardım edilir. Mudurnu’da her yıl Ekim ayının 2'nci haftasında Ahilik Kültürü Haftası düzenlenmektedir. Karamurat, Sülük, Abant Gölü ve çevresindeki yaylalar görülmesi gereken doğal güzelliklerdir. Kaplıca turizmi bakımından Babas ve Sarot Kaplıcaları çok elverişlidir. Mudurnu İlçemiz tarihi Türk evleri bakımından oldukça zengindir ve kentsel sit alanı olarak koruma altındadır. ULAŞIM İlçe merkezi üç ayrı yönden gelen karayollarının birleştiği bir yerde kurulmuştur. Bolu'ya olan uzaklığı 50 km.dir. Ankara - Mudurnu arası 200 km, Akyazı 70 km, Adapazarı ise 100 km.dir. SebenCOĞRAFİ DURUMU :Seben, Bolu'ya 54 km. uzaklıkta olup doğusunda Kıbrıscık, güneyinde Ankara’nın Nallıhan İlçesi, batısında Mudurnu ve kuzeyinde Bolu ile çevrilidir. İlçemiz Köroğlu dağlarının güney eteklerinde 665 km² yüzölçümüne sahip ve rakımı 625 m. dir. Bu yüzölçümünün ancak 100 km²'lik bölümü tarıma elverişli alandır.29 köyün bağlı olduğu Seben İlçesinin; 4334 ilçe merkezi ve 4537 köy nüfusu vardır. TARİHİ VE TURİSTİK YERLER :Kuzeyindeki Kartalkaya Kayak Merkezi, 78 ºC sıcaklığındaki şifalı sularıyla Kesenözü Köyündeki Pavlu kaplıcaları, Firigyalılardan kalma kaya evleri, Çeltikdere Köyü civarındaki kilise kalıntısı, peri bacaları ile en önemlisi yayla turizmi başlıca turizm potansiyelimizdir. Haziran - Temmuz aylarında her köy hacet bayramları düzenlemektedir. Ayrıca her yıl Ekim ayında da Seben Panayırı ve Elma Festivali yapılmaktadır. Kiraz Dağı çevresinde toplanmış, ortalama 1400 m. yükseklikte olan Seben yaylalarının en önemlileri Gerenözü ve Kızık yaylalarıdır. Seben Kaya Evleri : Çeltik Deresi, Hocaş, Kaşbıyıklar, Yuva, Solaklar ve Alpağut Köylerinde derin vadiler içinde yükselen kayalar içine oyulmuş 3-4 katlı kaya evlerine rastlanmaktadır. ULAŞIM54 km'lik asfalt yolla Bolu'ya ve 42 km'lik asfalt yolla Nallıhan'a bağlıdır. Stabilize yolla Kıbrıscık, Beypazarı ve Mudurnu'ya bağlantısı vardır. Ankara’ya uzaklığı 200 km.dir. İlçeden her gün düzenli olarak Bolu’ya ve belirli günlerde Ankara ile Nallıhan’a yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. YeniçağaCOĞRAFİ DURUMU :Yeniçağa, Bolu İli'nin 39 km. doğusunda yer alan bir ilçedir. Ankara - İstanbul D-100 karayolu ve TEM otoyolu ilçenin içinden geçmektedir. Doğusunda Gerede, batısında Bolu İl merkezi, kuzeyinde Mengen, güneyinde Dörtdivan ilçelerine komşudur. Denizden yüksekliği 990 m., yüzölçümü 22.500 hektar olan Yeniçağa’nın kuzeyinde ve hemen yakınında kendi adıyla anılan yaklaşık 400 hektarlık Yeniçağa Gölü yer almaktadır. Göl çevresi dışında kalan arazi engebeli ve dağlıktır. İlçenin nüfusu 6.364 kişi merkezde, 3716 kişi köylerde olmak üzere 10.080’dir. TARİHİ VE TURİSTİK YERLER:İlçenin eski yerleşim yeri olan Eskiçağa Köyünde, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış bir cami, hamam ve türbe bulunmaktadır. Ayrıca Yeniçağa İlçe merkezinde de Sultan 5. Reşat zamanında yapılmış Şehir Hamamı vardır. Ankara - İstanbul Karayolu üzerinde bulunan ilçenin hemen kıyısında uzanan Yeniçağa Gölü , tabii güzellikleri ile dikkat çekmektedir. 400 hektar alanı kaplayan ve çeşitli göl kuşlarının olduğu göl, avcılar için çok müsait bir avlanma yeridir. Göl kıyısında, kıyı boyunca uzanan ağaçların altı, güzel bir mesire ve dinlenme yeridir. Göl kenarında turistik tesisler vardır. ULAŞIMUluslararası D-100 karayolu ve TEM otoyolunun ilçeden geçmesi nedeniyle günün her saatinde yurdun her yerine ulaşım sağlanabilmektedir. İlçeye bağlı 16 köyün tamamına yaz-kış aylarında kolaylıkla ulaşılabilmektedir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 19:03 | |
| Bunları Yapmadan Dönmeyin Abant Gölü, Gölcük, Yedigöller, Sünnet Gölü, Sülük Gölü, Aladağ Göleti, Esentepe, Akkayalar ve Bolu Yaylalarını GEZMEDEN ; Göynük ve Mudurnu İlçelerindeki Türk Evlerini ile Seben Kaya Evleri’ni GÖRMEDEN Kartalkaya’da kayak, Abant’ta yamaç paraşütü, Aladağ-Beşpınarlar’da doğa sporları, Yedigöller’de kamp YAPMADAN; Bolu Yemeklerini TATMADAN Bolu’dan fındık şekeri, Bolu çikolatası, çam balı, kaymak, Bolu tereyağı, çam kolonyası, Bolu patatesi ve saray helvasını almadan, DÖNMEYİN. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 22:12 | |
|
En son maviş tarafından 30th Mayıs 2010, 22:16 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 30th Mayıs 2010, 22:14 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 02:54 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 02:55 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 02:58 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 02:59 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 02:59 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:02 | |
| KÜLTÜREL DETAYLAR
Kültür-Dil
İlimizde konuşma ve yazı dili sade bir ifade tarzıyla Türkçe’dir.Ağız ve şive olarak belirgin şekliyle: niçun gelmeyan, napıyen,oluncası,gelincesi,nem ben,bilmeyonku gibi örneklendirilebilir.Gün,hafta ve ay adları resmi takvimimizde olduğu gibi kullanılmaktadır. Sadece pazar günü “kapalı pazar veya dernek” pazartesi “Bolu pazarı” günüdür.
Edebiyat
Anadolu’da bir çok yerde makamı olduğu bilinen YUNUS EMRE’nin ilahileri ve şiirleri Bolu ve çevresinden derlenen çok sayıdaki cönklerde görülmektedir. Hatta Yunusun ilahileri ile düğün törenlerinde gelin ve damat yeni bir kumaş üzerinden birkaç kez yürütülür.Mengen ilçemizin Gökçesu nahiyesinde Yunuslar Köyü ve Yunus mezarı diye ziyaret edilen bir yer vardır.
Kemal Ümmi XV. Yy.da yaşamış mutasavvıf şairdir.Her yıl ,ömrünün önemli bir bölümünü geçirmiş olduğu Bolu’nun Sazak bölgesindeki Tekke Köyünde adına geleneksel anma günü düzenlenmektedir.
XVI.yy sonlarında yaşadığı bilinen destan kahramanımız Köroğlu Bolu deyince akla gelen isimlerden biridir. Ayrıca kılıç kalkan ile oynanan Köroğlu oyunu mevcuttur.İl merkezinde Belediye meydanında bulunan Köroğlu heykeli dikkat çekicidir.
1772 yılında Yeniçağ Şahnalar köyünde doğan asıl adı İbrahim olan Aşık Dertli 1845 yılında Ankara’da vefat etmiştir.Şair Dertli’nin anıt mezarı Bolu Gerede karayolu üzerinde Şahnalar köyünde bulunmaktadır. Her yıl anma günü düzenlenmektedir.Geredeli Figani,Mudurnulu Yağcı Emin çıraklarıdır.
Anlatmalar
Geredeli Aşık Figani Nasihat Destanı Erenler pendini guşeyle cana A akil doğru sözü arar demişler “Men aref” bağını kıldınsa me’va Senin içün her dem bahar demişler
Şu kahpe felekten murat alınmaz Yalancı dünyada ebet kalınmaz Malı olmıyanın dostu bulunmaz Çaylar denizlere akar demişler
Çok zaman gün bulut içinde kalmaz. Derler bunalıp da hiç adam olmaz Altun yere düşmeyince pul olmaz Er düştüğü yerden kalkar demişler
Figani pendimi yabana atma Rey senin ister tut,istersen tutma Eğer arif isen sözü uzatma Südsüz inek durmaz malar demişler
Bilinen en yaygın Köroğlu efsanesi,destanı,türküsü,oyunudur.Ayrıca Akşemseddin Hz.’lerinin, Mudurnu’da mezarı bulunan Şeyh’ül İmran, Karaarslan,Ümmi Kemal gibi zatların kerametlerine dair anlatımlar da mevcuttur.
Halk arasındaki anlatımlardan biri şöyledir :
Gerede soğuk iklimiyle bilinen bir ilçedir.Zamanında Evliya Çelebi burada konaklamış.Bir müddet kaldıktan sonra yolu başka yere düşmüş.Derken orada bir Geredeliye rastlamış.Sormuş ona:
-Nereden geliyorsun?
-Gerede’den geliyorum
-Peki,Gerede’ye yaz geldi mi?
-Onbir ay yirmidokuz gündür oradaydım.
-Yaz gelmediydi ama bugün geldi mi bilmem. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:04 | |
| Şiirler
Ninni
Ağzına verdim bir sormuk Sırtına da vurdum bir yumruk Dana dana dastana Danalar girmiş bostana O zalım danayı bıçakladım hu hu Amanın yavrum gızları gucakladım
Hazma Bey’den aşmadım Güzel yavrum neni Yollarını şaşmadım Mini mini gızım hu hu
Türküler
Estireyim mi estireyim mi Yavrum sana fistan kestireyim mi Üç o yandan beş bu yandan Yavrum bir de Abant yaylasından Köprünün altında diken Yavrum yaktın beni gül iken Mevlam seni de yaksın Üç günlük gelin iken
Köroğlu
Hey hey efeler hey hey Benden selam olsun Bolu Beyine Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır At kişnemesinden kargı sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir Hey hey efeler hey hey Ben bir Köroğluyum dağda gezerim Esen rüzgarlarda hile sezerim Demir külünk ile başın ezerim Dağlar seda verip seslenmelidir Hey hey efeler hey hey Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icat oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır Mani
İşte geldim büklüm büklüm Çeşme önünde yarim Sırtımdaki davul yüküm Boduçmu dolduruyon İşte geldim hanenize Söz verdin de gelmedin Selam verdim cümlenize Çocuk mu kandırıyon
İncirim var ezilecek Fındık toplayan gelin Tülbentlerde süzülecek Fındık dalda kalmasın Çok bekletme benim ağam Eğil bir yol öpeyim Mahallem var gezilecek Ahdım yerde kalmasın
Kalıplaşmış Sözler
Acıtma arsız edersin,acıktırma hırsız edersin
Ağızdan burun yakın,kardaştan karın yakın
Ağzı eğri olsa da,zengin karısı söylesin
Allah dört gözden ayırmasın
Allah kötüler bahtı versin
Ana baba tahtını yapar bahtını yapamaz
Bolu’lunun taşınca ayranı,tanımaz bayramı
Burası Bolu, öyne de olu, böyne de olu
Çok endeleyen ya kele, ya köre
Dilmi güzel, dilber mi güzel
Ekmek elin, su gölün, odun abant’ın
Engelsiz döngel yenmiyor
Evin geniş olacağına elin geniş olsun
Fukaranın döngeli köhnümez
Kırk gün kıran olmuş, gene de eceli gelen ölmüş
Sevip dostuna, boşanıp kocana varma
Silahla yaşayan, silaha kurban olur
Uşağın hoşafta hakkı olmaz
Yük altındaki eşek anırmaz
Zaman sana uymazsa sen zamana uy
Allah göynünün muradını versin | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:05 | |
| Hayatın Dönüm Noktaları
Doğum gelenekleri denildiğinde ilk olarak hamile kadının yerine getirmesi gereken sorumlulukları göz önünde tutulmalıdır.Yöremizde bu inanışlar şöyle belirlenmiştir;
Hamile kadın,sahibinin haberi olmadan başkasının malına el süremez,aksi halde doğacak çocuk haramzade olacaktır.Tüylü nesnelere bakılırsa çocuğun tüylü olacaktır.Ela gözlü evlat isteyen anne aya bakar.Hamile kadın manda kaymağı yemez,yerse vakitsiz doğar.Çocuğun adı doğduğu gün konur.Loğusa yatağı yedi gün bekletilir.Çocuk kırk günlük olunca annesi ve akrabaları ile hamama götürülür.Bebek kırklanırken annesine gösterilmez. Eğer görürse anneyi korku basar ve hastalanır.Bebek kırklanırken suyun içine güzel olması için altın atılır.çocuğun çabuk yürümesi için bir Cuma günü iki ayağı ip ile bağlanır ve camiye götürülür.Camiden ilk çıkan erkeğe bu ip kestirilir buna köstek kesme denilir.Kız ve erkek çocuğun kundak giysileri doğumdan önce hazırlandığı için farklılık gözetilmez.Ancak kız çocukları için pembe,erkek çocuklar için mavi renkli giysiler tercih edilmektedir.Doğum yapan anneye bebek görmeye gidilmektedir.Akrabalar,komşular bebek görmeye hediyeleri ile birlikte giderler ve orada misafirlere loğusa şerbeti ikram edilir. Loğusa şerbeti “Nöbet şekeri” adı verilen kırmızı renkli şekerin suda eritilmesi ile yapılmaktadır.Halk arasında “Kırk basması,Al basması” denilen inanış gereği loğusa kırk gün odasında yalnız bırakılmaz .Çocuğun ilk çıkan dişini gören hediye alır. Bebek görmeye gidenin giysisinden bir parça iplik koparılır kundağa koyulur.
Evlenme geleneklerinde eskilerin büyük ölçüde terk edildiği görülmektedir. Nadiren kaçarak evlenme,içgüveysi,başlık parası yerine süt hakkı,kına gecesi kız ağlatma,resmi nikah ve imam nikahı,sağdıç ve yenge,çeyiz serme,urba görme,nişan ve düğün günümüzde devam eden geleneklerdir.
Sünnet ve ölüm gelenekleri dinsel törenlerle yerine getirilmektedir.Ancak sünnet ve düğünde bazı aileler davul dövdürür, köçek oynatır.
Bayramlar,Törenler,Kutlamalar
Dini bayramımız olan Kurban bayramı dini vecibelere göre kutlanmaktadır.Ramazan bayramına üç ay kala her evde hareket başlar.Dileyen üç ay orucuna başlar veya üç gün oruç tutar.Şaban ayının on beşinden sonra temizlik başlar.Camlar silinir,çamaşırlar yıkanır.Ramazana hazırlanırken komşu bayanlar toplanıp yufka açarlar. Ramazanda Kuran okunur,mukabeleye gidilir, her evde öncelikle fakir ve dul olanlar iftar yemeğine alınır, muhtaçlara yardım edilir. Ramazanın simgesi haline gelmiş iftar topu, sahurda çalınan davul olduğu gibi birde Ramazan pidesi vardır.İftardan önce kahvaltılık çıkartılır,çorba,pilav,dolma,et yemeği,komposto, tatlı, salata yapılır.Çok eskilerde Ramazan ayında Karagöz oynatıldığı, dışarıdan gelen cambaz ve kuklaların çok rağbet gördüğü anlatılmaktadır.Kandillerde hamurdan lokma dağıtılır.Sahurda keşli cevizli makarna yenilmektedir.
| |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:08 | |
| Gelenekler
Nevruz Geleneklerİ
21 Mart günü baharın gelişini kutlamak amacıyla halk gruplar halinde mesire yerlerine giderler. Bugün aynı zamanda türbeler ziyaret edilir,dilekler tutulur. Kırlarda çeşitli eğlenceler düzenlenir. Maniler söylenir,niyet çekilir, baharın ilk çiçekleri toplanır. Sabah erken kalkılır, nevruzun ilk suyu ile yıkanmak geleneği vardır ve bugün özenle giyinilir. Soğan kabuğu ile boyanmış yumurta pişirilip yenilerek bolluk ve bereket dileklerinde bulunulur. Yüksek bir tepeye ateş yakılarak baharın geldiği müjdelenir. Mudurnu ilçesinde nevruz “Hep cennet”,Göynük ilçesinde “Mart Dokuzu”, gibi isimlerle anılmaktadır.
Hıdrellez Gelenekleri
6 Mayıs Hıdrellez,Hızır ve İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştuğu gündür. Bugün pikniğe gidilip salıncağa binilmektedir, böylece günahların atılacağına inanılmaktadır.
Gece süt mayalanmadan bırakıldığında Hızır’ın geleceği ve süte dokunarak mayalanacağı düşünülmektedir.Eğer mayasız süt yoğurt olursa bir sene boyunca o yoğurttan yoğurt mayalanır.Süt yoğurt olursa bu yoğurttan birer parmak alınarak diğer yiyeceklere de sürülür.Kekik bitkisinin hıdrellezden sonraki günlerde toplanırsa şifalı olacağına inanılır. Genelde kutlamalar için suyun ve yeşilliğin bol olduğu bir yer tercih edilir.Bir gün önceki akşam herhangi bir gül ağacının dibine küp gömülmekte ve sabah manilerle açılmaktadır. O gün hiçbir tarla,bahçe işi yapılmaz. Ev isteyenler evlerinin bahçesine ev, bebek isteyenler bezden bebek yaparlar. Ateş yakılıp üstünden atlanır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:09 | |
| İnanışlar
Cuma günü öküz koşulmaz, ev işi yapılmaz. Salı günü yeni bir elişine başlanılmaz,Salı sallanır. Ayın başında ekin ekilmez. Kadın hasta olduğunda sandığına açmaz, turşuya el değmez, turşu bozulur.Kırkı çıkmamış bebeği görmeye gitmez, bebek sarılık olur. İki bayram arası düğün olmaz. Güneş tutulurken namaz kılınır, ay tutulurken silah atılır. Kara kedi uğursuzluk sayılır. Köpek uluması hayra yorulmaz. Baykuşun bir evin bacasına konması ve ötmesi o evden ölü çıkacağına delalettir. Kazak başlarken lastik örgü yarım bırakılırsa iş üremez. Üzerine kuş pislemesi talihin açılacağına işarettir. Gece dışarıya çöp atılmaz, cin çarpar.Gece sakız çiğnenmez, ölü eti çiğnenir. Kapı eşiğine oturulmaz, iftiraya uğrarsın.Kız istemeye gidilirken hayırlı olması için Perşembe akşamı tercih edilir.Önce sağ ayakkabı giyilir.
Seyirlik Oyunlar
Çok eskilerde özellikle Ramazan ayında iftardan sonra hayal perdeleri kurulup Karagöz,Kukla gösterilerinin yapıldığı söylenmektedir. Ancak İlimizde bu işi yapan ustalara rastlanılmamıştır. Gösteri için başka illerden gelmişlerdir. Kına gecelerinde ve düğünlerde köy seyirlik oyunları sergilenmektedir. Bu oyunlar arap oyunu,şimşelek gelin, ördek,deve oyunu yüzük saklama, kız kaçırma, damat kaçırmadır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:10 | |
| El Sanatları Ve Hediyelik Eşya Mudurnu ilçesinde iğne oymacılığı ve Kıbrısçık yöresinde kaval yapımı, Gerede’de bakırcılık ve dericilik, Göynük’te ağaç işlemeciliği el sanatlarının başında gelir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:11 | |
| Halk Oyunları Yöre oyunlarını kadın ve erkekler ayrı mekanlarda oynamaktadırlar.Halk oyunlarımız en az iki kişi tarafından oynanıp,kadınlarda bu sayı altıdan fazla olmaz. Oyunlar karşılıklı ve yön değiştirerek daire ve çizgi formunda oynanır. Oyunlar bireysel olup son ve komut veren gibi özel kişiler yoktur. Çiftetelli gibi düz oyunlarda en ince özellik, kadın veya erkeklerin göbek atma ve omuz sallamasıdır. Kadın ve erkek oyunlarında sekme,sürtme,atlama(hoplama) ve yürüme ayakta yapılan temel hareketlerdir. Oyunların tümünde kollar dirsekten kırılarak yanlarda sabit veya önde belle omuz arasında aşağı ve yukarı hareket ettirilir. Yörede türkü adları aynı zamanda oyun adları olmuştur. Kadın oyunlarının hemen hepsi türkü eşliğinde oynanır. Türküye genelde tef çalan kadın söyler. Günümüzde tefin yerini teyp kasetleri almıştır. Düğünlerde yaşlılar ve gençler aynı anda oyuna kalkamazlar. Özellikle Kıbrısçık ilçesi halk oyunları ve giysileri açısından zenginlik göstermektedir.
Bu oyunlar:Pıt pıt (Men men) , Atlama (Gazel) Düz oyun (Çiftetelli), Ah Karadeniz, Değirmen, Ziller, Yemenimin uçları, Ada yolu, Halimem, Estireyim mi, Ördek, Karaköy kaşık oyunu oynanmaktadır. İlimizde köçek adı verilen oyuncular günümüzde de bu geleneği devam ettirmektedirler. Köçekler kadın elbisesi giyerek zilleriyle birlikte eğlencelerde oynarlar. Ördek oyunu ilimizin en çok dikkat çeken oyunlarındandır. Ördeğin uyuduğunu gösteren bölümde oyuncular bahşiş almadan oyuna devam etmezler. Yöremizde oynanan bazı oyunların öyküsü vardır.
Bunlardan Karaköy Sekmesi oyununun öyküsü şöyledir; Karaköy’den bir çoban köyün hayvanlarını her sene Haymana yaylasına beslemeye götürmektedir. Süresi bitince tekrar köye geri döner ve bir kızı sever. Kızı ailesinden istetir,fakat başlık parası fazla gelir. Bunun üzerine köyün ağası çobanı yanına çağırarak başlık parasını vereceğini söyler, ancak çoban, ağanın koyunlarını bir yıl içinde Haymana’ya götürüp iyice besledikten sonra geri getirecektir. Çoban bu şartı kabul eder ve gider. Süre birmiş ancak çoban dönememiştir. Bunun üzerine çobanın nişanlısı bu türküyü yakar. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:12 | |
| Yöre Mutfağı (Gastronomi) Bolu aşçıları ile ünlüdür. Mengen’den yetişen aşçıların tarihi, padişah mutfağına kadar dayanmaktadır. Atatürk’ün aşçısı da Mengenliydi. Mengenli ustalar günümüzde bizim memleketimizde olduğu kadar diğer ülkelerde de tanınmaktadır. Her yıl yapılan Mengen Aşçılar Festivali kültür ve turizme katkısı açısından büyük önem taşımaktadır. Yörede genellikle mutfak, yemek ve oturmak amacıyla kullanılmaktadır. Evlerin yapımında mutfağın geniş olmasına ayrıca özen gösterilmektedir. Köylerde hemen hemen her evin bahçesinde toprak veya tuğladan yapılmış fırın bulunmaktadır. Odun ateşinde fırında pişen hamurun veya yemeğin lezzeti oldukça farklıdır. Yörede düğünler “ekmek atımı” denilen gözleme dağıtımıyla başlamaktadır. Okuyucu düğün için gezerken her eve gözleme bırakır. Bu gelenek kız istemeye giderken de uygulanmaktadır. Ancak, zamanla bu kaybolmaya yüz tutmuş geleneklerimiz arasına girmişti. Düğün yemekleri komşuların bir araya gelmesi suretiyle yapılır. Yayla çorbası, yaprak dolması, et yemeği, hoşaf, börek, baklava düğün yemekleri arasında yer alır. Ayrıca, kedi batmazı, paşa pilavı, cevizli çörek, yoğurtlu bakla çorbası, kabaklı gözleme, katık keş yöreye özgün yiyeceklerdir. Mudurnu’nun saray helvası yurt çapında ün yapmış bir kuru tatlı çeşididir. YÖRESEL YEMEKLERİMİZ :Yayla çorbası, patates çorbası, ovmaç çorbası, kızılcık tarhana çorbası, tarhana çorbası, nohutlu çorbası, yoğurtlu bakla çorbası, imaret çorbası, çiğ börek, kabaklı gözleme, acı su bazlamacı, çantıklı pide, etli mantı, ekmek aşı, patatesli köy ekmeği, kedi batmaz, mantar sote, orman kebabı, kaldırık dolması, kaşık sapı, Mengen pilavı, Kıbrısçık pilavı, keşli cevizli erişte, höşmerim, Mengen kuzu güveç, katık, kaşık atmaç, bakla çullaması, paşa pilavı, kabak hoşafı, kara kabak tatlısı, palize, coş hoşafı, karavul şerbeti, kızılcık şurubu, saray helvası, Bolu Beyi tatlısı, Mudurnu baklası, uğut tatlısı. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:13 | |
| Turizm Aktiviteleri Kültür TurizmiMüzeler ve Ören yerleri Bolu Müzesi Merkezde, Kültür Merkezi binası içerisinde 1981’de hizmete açılmıştır. Müzede prehistorik dönemlerden Osmanlı dönemine kadar eserler mevcuttur. Bithynion Bugünkü şehrin merkezinde yer alan antik kent, Roma döneminde de Claudiopolis olarak adlandırılmıştır. Günümüz yerleşiminin, antik şehrin üzerine kurulması nedeniyle ayakta kalmış hiçbir yapı bulunmamaktadır. Çeşitli yıllarda yapılan kazılarda bir tapınak ve tiyatroya ait olduğu sanılan parçalarla, çeşitli dönemlere ait sikkeler, kaplar, şişeler, heykeller ve mezar stelleri bulunmuştur. Phryg Kaya Kabartması Göynük ilçesinde, Soğukçam köyündedir. M.Ö. 8.-7. yüzyıllara tarihlenen Phryg kaya kabartması aynı zamanda da kitabe özelliği taşımaktadır.Seben Kaya Evleri (Eski Yerleşim Bölgesi) Seben ilçesine bağlı ve birbirlerine çok yakın olan Çeltik Deresi, Hoçaş, Kaşbıyıklar ve Yuva köylerinde derin vadiler boyunca yükselen kaya kitlelerinin yüzeyinde birkaç katlı kaya evlerine rastlanmaktadır. Yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda bölgenin ilk Hıristiyanlık döneminde sık bir yerleşim merkezi olduğu tespit edilmiştir. Burada yaşayan insanlar, kaya kitlelerini işleyerek içinde yaşanabilir mekanlar elde etmişlerdir. Ayrıca ilçe merkezine yakın Solaklar köyü, Alpagut köyü ve Muslar Mahallesi’nde de kaya evleri vardır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:15 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:17 | |
| Kadı CamiiBüyükcami Mahallesi’nde bulunan cami, 1499 yılında Demirtaş Paşa’nın oğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin mihrap bölümü beş kenarlı olarak dışa taşkın inşa edilmiştir. Kesme taştan yapılan caminin ahşap dış kapısı, kündekâri işçiliğinin ince örneklerinden biridir.Saraçhane Camii İl merkezindedir. Kitabesine göre 1750 yılında Silahtar Mustafa Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Dikdörtgen planlı ve ahşap çatılı olan caminin doğu ve güney cephe duvarlarında sivri kemerli çeşmeleri vardır.İmaret Camii 16. yüzyılda Şemsi Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin dış kapısı üzerinde kitabesi vardır. İl merkezindedir. IIıca Camii Şehir merkezine 5 km. mesafedeki Karacasu sınırları içinde bulunmaktadır. Kitabesine göre cami, 1510–1511 yıllarında İsfendiyaroğlu Musa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ve kubbelidir.Karaköy Camii İl merkezinin 7 km. batısında, Karaköy sınırları içinde bulunmaktadır. Cami 1562–1563 yılında Musa Paşa’nın oğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı, ahşap çatılı olan cami, çinileri, mihrap ve minberdeki işçiliğiyle dikkat çekmektedir.Süleyman Paşa Camii Göynük ilçesinde bulunur. 1335 yılında Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılan iki eserden biri olan cami yıkılınca yerine II. Abdülhamit’in emri ile bugünkü cami yapılmıştır. Tek kubbeli ve tek minarelidir. Geç devir mimari özelliklerini taşır.Mudurnu Yıldırım Camii Mudurnu ilçesinde bulunan cami, 1382 yılında Yıldırım Bayezit tarafından şehzadeliği zamanında yaptırılmıştır. Kareye yakın dikdörtgen planlı caminin ana mekanını 19,43 m. çapında bir kubbe örtmektedir. Üç bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Osmanlı mimarisinin ilk büyük kubbeli yapılarından olup, sekiz istinatlı camilerin de ilk örneklerinden olduğu kabul edilmektedir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BOLU-14 31st Mayıs 2010, 03:18 | |
| | |
| | | maviş Yönetici
| | | | | BOLU-14 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|