Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 BİNGÖL_12

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty20th Mayıs 2010, 01:54




Genel Bilgiler

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=184020&RESIMISIM=bingol-t
Yüzölçümü: 8.125 km²
Nüfus: 253.739 (2000)
İl Trafik No: 12
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl, doğal güzellikleri ile tanınmaktadır. İle adını veren Bingöl Dağları’nda birçok küçük göl bulunmakta ve yöreye büyük bir çekicilik kazandırmaktadır.
Bingöl yöresinin prehistorik dönemleri hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, Bingöl Dağları’nda bulunan obsidyen (doğal cam) yataklarının, bu dönemlerde Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın doğal cam gereksinimini karşıladığı saptanmıştır.
M.Ö. I. binde Assur, Med, Pers, Seleukos egemenliğinde kalan Bingöl ve çevresi, daha sonra Sasaniler, Hazarlar, İlhanlılar ve Akkoyunluların hâkimiyetine girmiş, 1473 yılında, Otlukbeli Savaşı’ndan sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra 1926'da Elazığ, 1929 yılında Muş illerine bağlandıktan sonra 1936 yılında il olmuştur.
Coğrafi Konumu
Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan Bingöl ilinin doğusunda Muş, kuzeyinde Erzurum ve Erzincan, batısında Tunceli ve Elazığ, güneyinde Diyarbakır ili bulunmaktadır.
İklimi
Kara ikliminin hâkim olduğu Bingöl’de kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:37

ilçeler



Bingöl (merkez), Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere ve Yedisu.Genç İlçesi: İl merkezine 20 km uzaklıkta olan İlçe sınırları içinde, Sürekli (Diyarbug) köyü sınırlarında Pers Hükümdarı tarafından yapıldığı sanılan Daraheni (Kral kızı) Kalesi kalıntıları ile aynı köy sınırları içinde iki kümbet mevcuttur.




Kiğı İlçesi: İl Merkezinden uzaklığı 150 km'dir. İlçedeki başlıca tarihi yapılar, 1401-1402 'de Akkoyunlu .Fahrettin Kutluk Bey' in oğlu Pir Ali Bey tarafından yaptırılan Kiğı Camii, İlçe merkezinde Eskişehir Mahallesinde Balaban Bey Camii ve çeşmesi ile Çanakçı Köyünde Mürsel Paşa Abidesidir.


Solhan İlçesi: İl merkezine 60 km uzaklıktadır. Hazarşah Köyü Aksakal Mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada çok ilginç olduğu, kadar çok da güzel bir yapıya sahiptir. Gölün ortasında bulunan ada, göl üzerinde hareket etmektedir.


Yayladere İlçesi: İl Merkezinden uzaklığı 110 km.dir. İlçede hala birçok orijinal özellikleri bozulmamış olan Cenevizlerden kalma olduğu sanılan tarihi bir kale mevcuttur. Kalkanlı Köyü civarında ise içinde tarihin ilk çağlarında insanların barındığı tahmin edilen ve duvarları bir çok oyma sanatı ile süslü mağaralar ve bu mağaraların çevrelediği şelale ilgi çekici yerlerdir.


Yedisu İlçesi: İl merkezine olan uzaklığı 140 km. dir. Doğal güzellikleri arasında Şen Köyü şelalesi ve Akımlı'ya bağlı perçivenk mıntıkasında bulunan şelale yer almaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:42

Adaklı

Adaklı ilçesi 4 Temmuz 1987 gün ve 19507 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 19 Haziran 1987 tarih ve 3392 sayılı "103 ilçe kurulması Hakkında Kanun"la kurulmuştur.Adaklı ilçesi bu tarihten önce Kiğı ilçesine bağlı bir nahiye idi.
Uzun süre Kiğı ilçesiyle birlikte Erzurum'a bağlı bir köy statüsünü sürdüren Adaklı, 1926 yılında Erzincan'a, 1936 yılında nahiye olarak Bingöl iline bağlanmıştır. 1987 yılında da Bingöl'ün ilçesi olmuştur.
İlçenin köyleri ile birlikte yüzölçümü 879 km2'dir. Bu da, il yüzölçümünün yüzde 10.82'sine tekabül etmektedir. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir. İl merkezinden uzaklığı 66 Km.dir.
Bu ilçemizde ilçe belediyesi dışında belediye bulunmamaktadır. Belediye sınırları içindeki mahalle sayısı 5'tir. İlçenin 35 köyü ve bu köylere bağlı 75 mezrası bulunmaktadır.
1997 yılında Genel Nüfus Tespitine göre ilçe merkezinin nüfusu 4 604, köylerin nüfusu ise 6 825'tir. Km2 başına 13 kişi düşmektedir.

Merkez İlçe

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173240&RESIMISIM=1162506827
Bingöl daha önce çevlik adıyla Palu ilçesine bağlı bir bucak iken, 1872 yılında Çapakçur adıyla ilçe olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında il yapılan Genç'in ilçe merkeziydi. 1936 yılında yine Çapakçur adıyla il olmuştur. Bununla ilgili 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 sayılı kanun 4 Ocak 1936 tarihinde 3179 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 1945 yılında Çapakçur'un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.
İl Merkezinin köyleriyle birlikte yüzölçümü 1854 km2 dir. Bu alan il yüzölçümünün % 22.82'sini oluşturmaktadır. İl merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1151 metredir.
Merkez ilçenin 3 belediyesi, 88 köyü ve bu köylere bağlı 104 mezrası bulunmaktadır. Belediye sınırları içinde 25 mahelle muhtarlığı vardır. Bunların 13 tanesi İl Belediyesi,7 tanesi Sancak Belediyesi, 5 tanesi ise Ilıcalar Belediyesi'nin sınırları içinde bulunmaktadır.
1997 Genel Nüfus Tespitine göre,Merkez İlçenin toplam nüfusu 107 615 dir. Bunun % 62.28'i kentsel, % 34.72'si kırsal nüfustur. Şehir merkezinin nüfusu 67 022'dir. Merkez ilçede km2 başına 58 kişi düşmektedir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:47

Genç



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173205&RESIMISIM=1162528856
Genç ilçesi, Bingöl il olmadan önce komşu vilayet Sancak ve eyaletlere bağlı kalmış eski bir ilçe merkezidir. Osmanlı Devleti'nde 1878 yılında yapılan idari teşkilatlanma sonucunda kurulan Bitlis vilayetine bağlanan Genç ilçesi, 1924-1927 yılları arasında Genç Vilayeti haline getirilmiştir. 1927 yılında ilçe haline getirilerek Elazığ iline bağlanmıştır. 1936 yılında Bingöl vilayeti kurulunca Genç ilçesi bu vilayete bağlanmıştır.
İlçenin yüzölçümü 1646 km2'dir. Bunun il yüzölçümüne oranı yüzde 20.26'dır. İl merkezine en yakın ilçe olup, 20 km. uzaklıktadır. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1125 metredir.
İlçe sınırları içinde ilçe belediyesi ile birlikte 2 kasaba belediyesi bulunmaktadır. Toplam mahalle muhtarlığı 13'tür. Bunlardan 5 tanesi ilçe belediyesi, 7 tanesi Servi belediyesi, 1 tanesi de Çaytepe belediyesi sınırları içindedir. İlçe sınırları içinde 62 köy ve bu köylere bağlı 243 mezra bulunmaktadır.
1997 Genel Nüfus Tespitinde ilçenin nüfusu 36 692 kişidir. İlçe merkezinin nüfusu 18 255, köylerin nüfusu ise 18 437'dir. İlçe genelinde km2 başına 22 kişi düşmektedir.

Karlıova

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173209&RESIMISIM=1162511599
Daha önceleri Muş iline bağlı ve Bingöl adını taşıyan bir ilçe merkezi idi. 1936 yılında il haline getirilen Bingöl'e bağlanmıştır. 1938 yılında yürürlüğe giren bir kararname ile ilçenin adı Karlıova olarak değiştirilmiştir.
İlçenin yüzölçümü 1349 km2 dir. Bunun il yüzölçümüne oranı yüzde 16.60 dır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1940 metredir.İl merkezinden uzaklığı 70 km.dir. Bir doğa harikası olan "Güneşin Doğuşu" bu ilçe sınırları içinde izlenebilmektedir.
İlçenin 1 belediyesi, 47 köyü mevcuttur. Mahalle muhtarlığı sayısı ise 3'tür. Köyaltı yerleşim birimi sayısı (mezra) 26'dır.
1997 Genel Nüfus Tespitine göre, İlçenin nüfusu 29 868'dir. Nüfusun yüzde 32.23'ü ilçe merkezinde, geriye kalan yüzde 67.77'si kırsal kesimde yaşamaktadır. İlçede kişi başına 22 kişi düşmektedir.


Kiğı

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173212&RESIMISIM=1162551117
Kiğı millatan 20 asır önce Etiler'in ve daha sonra Urartular'ın egemenliğinde kalmıştır. Bir süre İskitlerin taarruzuna uğrayan Kiğı ,İskender ve Haleflerinin kurdukları devletlerin egemenliği altında kalmıştır.Milattan önce ikinci asırda Roma'ya bağlanmıştır. Romalılardan sonra Bizans'a bağlanan Kiğı, Arap-Bizans akımları sırasında sık sık müslüman arapların saldırısına uğramıştır. Bu saldırılar geçici olmuş ve Emevilerin zayıflamasıyla yine Bizans'a bağlanmıştır.
Türk akımları ile Kiğı bölgesi, akıncı ve göçebe Türklerle dolmaya başlamış ve 1071 Malazgirt Savaşından sonra Kiğı Anadolu Selçuklularının bazı beyliklerinin, Akkoyunluların ve nihayet Osmanlı Türklerinin egemenliğinde kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kiğı, Erzurum eyaletine bağlı Sancak beyliği halinde idare edilmekte idi. 1281 yılından itibaren kaza olarak Erzurum'a bağlı kalmış ve bu bağlılığı 1926 yılına kadar devam etmiştir. 1926 yılında Erzincan'a ve 1936 Yılında da yeniden kurulan Bingöl iline bağlanmıştır.
İlçenin yüzölçümü 438 km2 dir. Bu alan il yüzölçümünün yüzde 5.39'udur. İlin deniz seviyesinden yüksekliği 1700 metredir. İl merkezinden uzaklığı 75 km'dir. Bölge tamamen engebeli ve büyük bir bölümü ormanlarla kaplıdır.
İlçe merkezi dışında belediye bulunmamaktadır. 4 mahalle muhtarlığı, 28 köyü ve 71 mezrası mevcuttur.
1997 Genel Nüfus Tespiti sonucuna göre, ilçenin nüfüsü 6 797'dir. Kentsel nüfüs oranı yüzde 74.31'dir. Kırsal nüfus oranı ise yüzde 25.69'dur. Km2 başına 16 kişi düşmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:52

Solhan

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173215&RESIMISIM=1162557405


Vilayetlerin yeniden teşkilatlanması sırasında Solhan, 1864 yılında Erzurum eyaletine bağlanmıştır. I. Dünya Savaşı yıllarında kısa bir süre Rus işgaline uğramıştır. 1929 yılında nahiye olarak Muş iline ve 4 Ocak 1936 tarihinde de Bingöl iline bağlanmıştır.
İlçenin yüzölçümü 1114 km2 dir. Bunun il yüzölçümüne oranı yüzde 13.71'dir. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1395 metredir. İl merkezine uzaklığı 60 km'dir.Bir doğa harikası olan "Yüzen Ada" bu ilçenin sınırları içindedir.
İlçenin 2 belediyesi, 26 köyü mevcuttur. Köyaltı yerleşim birimi (mezra) sayısı 133'tür. Belediye sınırları içinde 7 mahalle muhtarlığı vardır. Bunların 4 tanesi ilçe belediyesi, 3 tanesi de Arakonak Belediye sınırları içindedir.
1997 Genel Nüfus Tespitine göre, İlçenin toplam nüfusu 35.327'dir. Bu nüfusun yüzde 49.84'ü kentsel, yüzde 51.36'sı kırsal nüfustur. İlçede km2 başına 32 kişi düşmektedir.
Yayladere
</TD></TR>
Yayladere, M.Ö. 2100 yıllarında Komuklar'ın ve Hurrilerin, daha sonra Hititler'in, Urartular'ın, Persler'in, Romalılar'ın yönetimlerinde kalmıştır. 1071 Malazgirt savaşından sonra Selçuklula
r'ın, 1080-1201 yılları arasında Saltuk oğullarının, 1473 tarihine kadar Uzun Hasan'ın hakimiyeti altında kalan ilçe toprakları, 1514 Çaldıran savaşından sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Holhol olan eski adı 1959 yılında Yayladere olarak değiştirilmiştir. Adaklı ilçesi ile birlikte 1987 yılında aynı kanunla ilçe statüsüne kavuşturulmuştur.
İlçenin yüzölçümü 419 km2 dir. Bu da İl yüzölçümünün % 5.16'sıdır. İl merkezinden uzaklığı 110 km'dir. Deniz seviyesinden yüksekliği ise 1550 metredir.
İlçe merkezi dışında belediye bulunmamaktadır. İlçenin 20 köyü, 80 mezrası bulunmaktadır. Belediye sınırları içindeki mahalle muhtarlığı sayısı ise 6'dır.
1997 Genel Nüfus Tespitine göre, ilçenin toplam nüfusu 3 274'tür. Bu nüfusun yüzde 88.52'si ilçe merkezinde, yüzde 11.48'i de kırsal kesimde yaşamaktadır. Km2 başına 8 kişi düşmektedir
Yedisu



Yedisu, 200 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. 1951 yılına kadar Çerme köyü olarak, 1951 yılından sonra Kiğı ilçesine bağlı Çerme Bucağı olarak idari taksimatta yerini aldığı görülmektedir. 1970 yılında YSE Müdürlüğünce Çerme merkezinde yapılan ve yedi musluk ihtiva eden çeşmeden dolayı Yedisu ismini almıştır. Yedisu ilçesi, 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yüyürlüğe giren 9 Mayıs 1990 tarih ve 3644 sayılı "130 İlçe Kurulması Hakkındaki Kanun"la kurulmuştur.
İlçenin yüzölçümü 426 km2 dir. İl yüzölçümüne oranı yüzde 5.24'tür. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir. İl merkezinden uzaklığı 124 km'dir. İlçe dağlık ve sarp bir arazi yapısına sahiptir. doğusunda Çavuşlu Dağı , güneyinde Şeytan Dağı (2.906 m.) batısında Bağır Dağı , kuzeyinde Koşan Dağları (3.078 m.) bulunmaktadır.
İlçenin bir belediyesi, 14 köyü ve 64 mezrası mevcuttur. Belediye sınırları içinde kalan mahalle muhtarlığı sayısı ise 4'tür.
1997 Genel Nüfus Tespitine göre, İlçe nüfusu 3 788'dir. Nüfusun yüzde 64.78'I ilçe merkezinde, yüzde 35.22'si kırsal kesimde yaşamaktadır. Km2 başına 9 kişi düşmektedir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:54

BİNGÖL

COĞRAFYA

Doğu Anadolu Bölgesi Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ili Muş, Erzurum, Erzincan, Tunceli, Elazığ ve Diyarbakır illeri ile çevrilidir.

İl Merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1.151 metre olup, arazi yapısı dağlık ve engebelidir.

İl genelinde yazların sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı geçtiği karasal iklim şartları hüküm sürmektedir.

Bingöl İli Doğu Anadolu Bölgesi Yukarı Fırat bölümünde yer alır. Doğusu Muş, kuzeyi Erzurum ve Erzincan, Batısı Tunceli ve Elazığ, Güneyi ise Diyarbakır İlleri ile çevrilidir. Bingöl İli 41º 20 ve 39º - 56º doğu boylamları ile 39º - 31 ve 36º - 28º kuzey enlemleri arasında yer alır.

İlin Merkez dışında Adaklı, Genç, Karlıova, Kiğı, Solhan, Yayladere ve Yedisu olmak üzere 7 İlçesi bulunmaktadır. İl Merkezi denizden 1151 metre yükseklikte Çapakçur ovasının kuzeybatı köşesinde Murat suyuna Genç İlçesi civarında kavuşan Göynük suyunun bir koluna hakim düzlük üzerinde kurulmuştur. Elazığ – Tatvan yolu üzerindeki Bingöl, daha önceleri burada vadi içinde kurulu iken şehrin 1950’lerden sonra hızla gelişmesi sonucunda hakim olan düzlüğe taşınır.

BİNGÖL İLİNİN FİZİKİ COĞRAFYASI
A-JEOLOJİK VE JEORFOLOJİK ÖZELİKLERİ

İl sınırları içinde arazi oldukça engebeli ve yüksek olup, denizden yüksekliği 1250 metreyi aşar Dağlar ve tepelik alanlar çok geniş bir yer kaplar. Yükseklikleri 2000 metreyi aşan dağlık alanlar ise 1500-2000 metre arasında yükseltiye sahip olan tepelik alanların 3. jeolojik zaman (meozoik Tersiyer) da tektonik hareketler sonucunda meydana geldiği tespit edilmiştir. Bingöl dağlarının yapısında genellikle bazalt ve andezitler bulunur. Kuzey-Batı Güney-Doğu yönünde uzanan Bingöl dağlarının kuzey yamaçları hafif eğimli olduğu halde güney kesimleri oldukça sarptır.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
1- DAĞLAR

Bingöl arazisi çok dağlıktır. Yükseklikleri 3000 metreyi aşan dağlar bulunur. Dağlar üzerindeki yaylalar ve düzlüklerin yükseklikleri 2000 metreden aşağı düşmez. Ova niteliğindeki yerler bile 1000 metrenin üzerinde bulunmaktadır. Bingöl ovasının dört tarafı tarafı dağlarla çevirilidir.Dağların Yüksek kısımlarını doruklar, buzul gölleri, etek kısımlarını ise moren kalıntıları kaplar. Dağlar genellikle seyrek ormanlık olup, güney bölümlerinin bazı kısımları çıplaktır.


Meşe ormanları dağların 1200möetreden aşağı kısımlarında görülür. Volkanik sahaların en çok rastlandığı yer Göynük suyu ile Peri suyu arasındaki bölgedir.

Volkanik olan bu bölge çukurluk ve yükseltileriyle dağların genel durumunu bozacak niteliktedir. Ayrıca buradaki dağların bünyesinde kısmen bezalt türünde akıcı, kısmen andezit tipinde kıvamlı lavlar büyük yer tutar. Üçüncü zaman sonlarındaki tektonik olaylar neticesinde kırılmalardan sonra yeryüzüne çıkan lavlar bir örtü gibi etrafa yayılmıştır. Bu arada bazı kırılmalar sonucunda bu örtünün bazı kütleleri çökmüş, bazıları ise yükselmiştir. Bingöl İline adını veren Dağları bu zamanda oluşmuştur.


BAŞLICA DAĞ VE TEPELER


DAĞIN ADI YÜKSEKLİK

Bingöl Dağı 3250

Genç Dağı 2940

Şeytan Dağı 2906

Şerafettin Dağı 2544




OVALAR

Bingöl’de dağlar orta kısımlarda birbirinde uzaklaşarak genişlemiş ve bu genişleyen yerde Bingöl ovası meydana gelmiştir. Bu ovayı bir çok akarsular çeşitli yönlerde parçalanmıştır. Ovanın yüzölçümü 80 km² olup deniz seviyesinden yüksekliği 1150 metredir. Bingöl Ovası’ndan; Genç, Karlıova ve Sancak Ovaları gibi küçük ovalar da mevcuttur.

AKARSULAR


Peri suyu : İl sınırları içindeki uzunluğu ilin en önemli Peri Suyu’dur. Toplam 258 Km. uzunluğa sahip Peri suyu’nun İl sınırları içindeki uzunluğu 112 km’dir. Karagöl ve Bingöl Dağları’ndaki kaynaklardan çıkan sular Karlıova İlçesinin kuzeybatısında Elmalı dersi ve Çerme’de Kalmas deresi ile birleşerek Peri Suyu’nu meydana getirirler. Peri suyu buradan itibaren güneydoğu yönünde akıp Kiğı sınırları içinde çorik dağı’ndan Fas deresini, daha güneyden Çobi Suyu ve kalman deresini alarak il sınırlarından çıkar. Tunceli il sınırları içinde geçerek Muzur suyu ile birleşir. Elazığ’da yeşildere civarında Fırat’a karışır.



Murat Nehri : İlin en önemli akarsularından biridir. Aynı zamanda Fırat’ın en büyük kollarından biridir. Nehir kaynağını Van Gölünün kuzeybatı ucundaki Aladağdan ve Bingöl dağlarından aldıktan sonra Malazgirt, Muş, Bulanık ve Bingöl gibi yer yer yüksek ovaları ve dağları doğu-batı doğrultusunda aşarak Elazığ İli sınırlarına girer.

Keban ilçesinin kuzeydoğusunda karasu ile birleşerek Fırat Nehrini meydana getirir. Murat Nehri’nin Bingöl İli içindeki toplam uzunluğu 96 km.dir.


Göynük Suyu : Murat Nehri’nin bir kolu olan Göynük suyunun başlangıç ve bitiş noktaları İl sınırları içinde kalmaktadır.Bingöl dağları’nın batı yamaçlarındaki Karkapazarı Köyünden doğup çoriş dağlarından bazı dereleri alarak Ekinyolu Köyü yakınındaki Mendo Suyu ile birleşir. Bundan sonra Genç İlçesi yakınındaki Murat Nehri’ne karışır.


GÖLLER


Bingöl İli sınırları İçerisinde büyüklük açısından önemli sayılabilecek herjangi bir göl yoktur. Fakat çok sayıda buzullar tarafından açılmış sirk adı verilen küçük göl vardır. Bu göllerin en önemlileri şunlardır : Gölbahri, Kerkis Gölü, Zırlır Gölü, Sar Gölü, Kuş Gölü, Harem Gölü, Er Gölü, Kıllı Göl, Manastır Gölü, Belli Göl, Karlı Göl, Çili Göl ve İçme Gölüdür.


BASINÇ VE RÜZGAR


İlkbaharla birlikte hava ısınmaya başlasa da çevredeki dağların yüksekliği sebebiyle dağlık kısımların nisbetten soğuk olur. Ova ve dağlar arasında görülen basınç farkından ötürü ovaya doğru bir hava akımı görülür. Sonbahar ve kış mevsiminde ise Sibirya’daki yüksek basınç merkezi Bingöl’üde etkisi altına alır. İlde hakim olan rüzgarlar genellikle batı –kuzeybatı istikametinden eserler.

TABİ-İ BİTKİ ÖRTÜSÜ

Doğu Anadolu’nun en zengin orman alanlarına sahip olan İllerden biri olan Bingöl’de ağaç türü olarak meşenin meydana getirdiği ormanlar yaygındır. Bu ormanlar 1900 m. Yüksekliğe kadar yayılış gösterir. Ancak ormanların uzun süre tahrip edilmesi sonucunda ve ormanların tam anlamıyla yok edildiği yerlerde bozkır (Step) bitki örtüsü görülür.



İlin toplam arazisi 812.537 hektar olup bu arazinin kullanım durumu şöyledir; %7.28’i tarım arazisi, %27.92’si orman, % 10.25’i ağaçlandırma alanı, % 51’i mera, % 2.2’si çayır ve % 1.3’ü diğerleridir.


İKLİM


Kuzeyden sokulan nemli-serin hava kütlelerine açık olması ve yükselti faktörü sebebiyle Bingöl ve çevresi yazları sıcak,kışları soğuk geçmektedir.


Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Bingöl’de yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derecedir. Yıllık yağış tutarı 873.7 mm. kadar olup, kar yağışlıgün sayısı 24.5 gün, donlu gün sayısı ise 94.1 gün kadardır.İlimizde belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç'te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova'da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı'da Kiğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı'da Karer Yaylası'dır.

Hayvancılık için de çok elverişli olan bu yaylalar, Beritan aşireti (Bertyan) ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir. Yine bu yaylalarda yapılan arıcılıktan elde edilen bal yurdun her tarafından aranır duruma gelmiştir. İKLİM: Kuzeyden sokulan nemli-serin hava kütlelerine açık olması ve yükselti faktörü sebebiyle Bingöl ve çevresi yazları sıcak,kışları soğuk geçmektedir.Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün verilerine göre Bingöl’de yıllık ortalama sıcaklık 12.1 derecedir. Yıllık yağış tutarı 873.7 mm. kadar olup, kar yağışlı gün sayısı 24.5 gün, donlu gün sayısı ise 94.1 gün kadardır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:55

BİNGÖL



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178794&RESIMISIM=12




TARİHÇE

Bingöl adının nereden alındığına dair bir çok efsane vardır. Tarihi boyunca çeşitli medeniyetlerin akımlarının etkisinde kalan il, İslam kaynaklarında Cebel-u Cur adıyla geçmektedir. İslam orduları Diyar-i Bekir (Diyarbakır) iline geldiklerinde komutanları Halid Bin Velid, yardımcı komutanlardan Kibes'i Cebel-u Cur ve yöresini fethetmekle görevlendirilir. İslam orduları Kibes komutasında bu yöreye girerler. Şimdiki Kuruca(Gazik) köyü üzerinden Palu' ya yönelirler. İslam kaynaklarında Kuruca koyunun güneydoğu mıntıkasında Merel adında bir şehirden bahsedilmektedir. Merel o doneme göre medeni bir şehir görünümündedir . Bu şehir yani Bingöl İslam kaynaklarında Cebel-u Cur (Çapakçur) adıyla geçmektedir. Burayı fethe gelen Kibes bu yöredeki savşların birinde, buğun Sultan dağı diye adlandırdığımız dağda şehit olmuştur ve buraya gömülmüştür. o günden bugüne orası Sultan kibes-i Ziyareti diye adlandırılmaktadır ve halk tarafından ziyaret edilmektedir.Daha sonra ilimiz Palu ilcesine Cevlik adıyla bağlanır. Cevlik halk dilinde "Colig" adıyla da tanınır. "Colig" isimi hala etkin bir biçimde halk tarafından kullanılmaktadır.

Çapakçur adının Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde Büyük İskender tarafından verildiği rivayet edilmektedir.. Büyük İskender vücudundaki dayanılmaz ağrılar için nice hekimlere başvurduğu halde şifa bulamaz bunun üzerine Ab-i Hayat suyunu aramaya baslar. Uzun aramalardan sonra bu suyu Bingöl yöresinde bulur ve şifa bulur..Faydası gördüğü bu suya Cennet suyu anlamına gelen (Makdis Lisanı) Çapakçur adını vermiştir.. Doktorlarına ; " Sizin çare bulamadığınız ağrılarıma Allah cennet ırmaklarından deva verdi ." der ve Murat nehrinin kenarında kısa zamanda bir kale yaptırır ..Bu kaleye Çapakçur kalesi denilmiştir.

Bingöl İli 1844 yılında nahiye olarak Palu ilcesine bağlanır. 1872 yılında Palu ilçesinden ayrılarak Cevlig (Colig) - Çapakçur adıyla ilçe olur.. 1936 yılında aynı isimle il merkezi olur. 1945 yılında Bingöl adını alır.

Bingöl ün tarihi milattan önce 2000 yıllarına dayanmaktadır. Bu tarihten önceki yılları bilinmemektedir. Daha çok çevre illere yaylacılık yapan ilimiz yerleşime dayalı kent merkezi olana kadar çeşitli medeniyetlerin etkisinde kalmıştır ve kalıcı bir statüye kavuşmamıştır.. İlimizde tarihi kalıntılara rastlanmaması bu tezimizi doğrulamaktadır. İlimize bağlı Genç ve Kiğı ilçeleri yerleşik medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu ilçelerimiz il merkezinden ziyade köklü bir tarihe sahiptir.. Bu ilçelerdeki tarihi kalıntılar bunu göstermektedir.

Bingöl ün tarihi daha çok komşu illerin tarihi incelenerek meydana çıkarılmıştır.. Van, Bitlis, Ahlat, Diyarbakır, Erzurum, Tunceli şehirleri eski devirlerde bir beyliğe veya bir hükümdara başşehir olmuşturlar. Bingöl yaylaları ise bir otlak olarak bu beyliklere bağlı tutulmuştur.

Tarihçi Heredot bir eserinde Anadolu’yu bir takım bölgelere ayırmış ve her bölgeye ayrı bir isim vermiştir..Bugünkü Diyarbakır, Muş ve Bingöl illerini içine alan bölgeye "Komojen" ismini vermiştir. Bingöl ili Osmanlı zamanında komşu illere bağlı olarak idare edilmiş ancak Cumhuriyet devrinde il haline gelmiştir.

İlimiz Anadolu’nun düşman istilası görmeyen bölgelerinden birisidir. Bingöl’ün tarihi daha çok komşu illerin tarihi incelenerek çıkarılmıştır. Erzurum, Erzincan, Diyarbakır, Bitlis, Ahlat, Van ve Tunceli şehirleri eski devirlerde bir beyliğe veya hükümdara başşehir olmuştur. Bingöl daha çok bu beyliklere bağlı otlak olarak tutulmuştur. Şimdiye kadar Bingöl ili sınırları içinde bir şelıir kalıntısına rastlanmaması bunu doğrular.

Tarihçi Heredot bir eserinde Anadolu’yu bir takım bölgelere ayırarak bugünkü Muş, Diyarbakır ve Bingöl illerinin bulunduğu bölgeye “ KOMOJEN” ismini vermiştir. Bingöl ili Osmanlı Devleti zamanında komşu illere bağlı olarak idare edilmiş, ancak Cumhuriyet devrinde bir il haline gelmiştir.

CUMHURİYETİN ,İLANINA KADAR TARİHİ DEVRE VE OLAYLAR

HİTİT VE HURİ DEVRİNDE BİNGÖL


Huriler M.Ö. 2000 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesine gelip Fırat kenarında Urfa, Mardin, dolaylarında “VASUK.ANI” şehrini kurdular. Mitaniler Devleti diye tarihe geçen bir kavimdir. Doğu Anadolu’da tam bir hiikümdarlık kuran Mitaniler Hititler ile ilişkilerde bulundular. Hitit Kralı Telepinuşun ölümünden sonra Hititlerin Mitani himayesine girdiği sanılmaktadır. Hititler yeni krallık devrinde Torosları aşarak Mitani Devletini sıkıştırmaya başladılar Şuppilihiuma Mitani Prensini kendisine damat edinerek onları himayesine aldı. MÖ. 1 360 yıllarında Harput, Biııgöl ve Muş dolayları Hititlerin eline geçti.

URARTU DEVRİNDE BİNGÖL


Van Bölgesinde oturan Urartular hititlerin MÖ. 1200 yıllarında yıkılmasıyla batıya doğru genişleyerek Bitlis, Muş ve Bingöl’ü alarak Murat Vadisinde ilerlediler. Urartu Kralı Menuas Bingöl Yaylalarını koruyabilmek için Sebiterias, Bağın ve Mazgirt Kalelerini yaptırmıştır. MÖ. 745 yıllarından sonra Asur Kralı Tiglat Pileser’le Urartu Kralı 111. Sardur arasında yapılan savaşta Urartular yenildiler. Iran’da kurulan Medyalılar, l3 abiliter ile birleştiler. Urartuların’da yardımını alarak Asurluları yenerek tarihten sildiler. (M .0.612)


M.O. 550 Yıllarında Iran’dan Ansan Kabilesinden Kurus Medleri yenerek Pers Devletini kurdıı. Üç yıl sonra batıya akınlara başladı. Bingöl, Elazığ ve Tunceli dolaylarını aldı. MÖ. 546 yılında Lidya üzerine yürüdü. Lidyalıları da yenerek bütün Anadolu’ya sahip oldu. Gavgamela Savaşında yenilen Persler ellerindeki toprakları çıkardılar. Iskender imparatorluğu bu topraklara sahip oldu. İskender’in ölümünden sonra bölgeyi Selefidisler ele geçirdi. Arsak adında bir Türk Hükümdarı bölgeyi kurtarmak için hem Selefküsler, hemde Sasaniler ile mücadele ettiyse de başarı gösteremedi.

M.O. 200-189 yılları arasında komuk Türkleri tekrar canlandılar. Komoen Krallığını kurdular. Nemrut Dağının (Adıyaman Bölgesinde) güney batısında, bugünkü Samsat ilçesini (Samaysat-Samosata) başkent yaptılar. Doğuda ilerleyen Zaiadres bütün Sophone denilen Bingöl, Elazığ, Tunceli ve çevresini ele geçirerek Van’a kadar uzandı.

ROMA DEVRİNDE BİNGÖL


MÖ. 75 Yıllarında yukarı Aras havzasında kurulan Ermenistan Krallığı M.S.50 yıllarında varlığını göstermeye başladı.


Ermenistan Kralı TİGRANUS’ un Romalılar ile arası bozulunca Roma Generali LUCULLUS Ermeni Krallığı üzerine yürüdü; POPPEIUS Ergani geçidini aşarak Diyarbakır’da TIGRANA-KERTA Kalasine sığınmiş olan Ermenistan Kralı TIGRANUS’u yendi. Böylece Bütün Sophene bölgesini eline geçirdi. Roma Generali GUREGIO da Ermenistan’ın başşehri olan ARTAXATA’yı alarak Ermenistan Krallığı Romalılara bağladıktan sonra Ermeniler bundan sonra pek varlık gösteremediler.

MÜSLÜMANLIĞIN YAYILIŞINDAN SONRA BİNGÖL


Hz.Ömer zamanında Suriye ve Irak Arapların eline geçti. İslam Komandanlarından Halit İbn-i Velid; Arned (Diyarbakır), Maden ve Palu Kalelerini aldı. Bingöl’ün Azakpert Kalesini de aldı. Erzincan Bölgesine kadar uzandı.


Bundan sonra Anadolu’da yer yer karışıklıklar meydana geldi. Bu karışıklıklar devam ederken; 1040 yılında Oğuz Boyları birleşerek, Selçuklu Devletini kurdular. Kısa bir zaman içinde teşkilatlandılar. Kurtuluş’un Oğlu Süleyman Anadolu’yu Urartılardan kurtarmak için sefere çıkmaya karar verdi. Önce Antalya ve civarını aldı. Çubuy Bey de Komojen, Sopene, Hını Ziyad isimleri anılan bölgeleri ele geçirdi. Böylece Selçuklular Anadolu’yu ele geçirmek için çeşitli yollardan harekete geçtiler Anadolu’nun alınması işini Tuğrul Bey özerkliğine aldı. Uç koldan harekele geçti. Emir Dinar Malatya’dan dönünce Bingöl’ü aldı. Muş ve Sasona bölgesine gelince Bizans askerlerinin hücumuna uğradı. Çok kayıp verdi. Kış bastığı için Ilenesan’a döndü. Alparslan hükümdar olunca Malazgirt’i aldı. Daha sonra Muş, Bingöl, Silvan ve Diyarbakır’ı ele geçirdi. Selçuklular da taht kavgası ve iç huzursuzluklar başlayınca Moğollar Anadolu’ya saldırdı. Baycu Noyan , Erzurum’u kuşattı. Bingöl Moğolların eline geçti.

UZUN HASAN DEVRİNDE BINGOL


İlk olarak Diyarbakır’ı kendilerine yurt edinen Ak koyunlular Bingöl ve Erzurum’u aldılar. 1394 yılında Erzincan üzerine yürüdüler. Kadı Burhanettin ile anlaşarak Erzincan’ı da aldılar. Uzun Hasan, Trabzon Lum İmparatorunun kızı Despina ile evlenince Bingöl’ün Genç kazasında Despina için bir saray yaptırdı. Uzun Hasan’ınFatih Sultan Mehmet ile arası açılınca Oluk beli denilen yerde savaş yapılmıştır. 1473 yılında yapılan savaşta Uzun Hasan yenildi. Bu suretle bölge, Osmanlıların eline geçti.

SAFEVİLER DEVRİNDE BİNGÖL


Ak koyunlular devrinde Muş, Kiğı, Solhan, Pasinler eyalet merkezi iken Genç küçük memurlar tarafından idare ediliyordu. 1473 yılında Ak koyunlular idaresine son verilince; Iran Hükümdarı Şah İsmail doğuya saldırılara başladı. Bingöl Bölgesini ele geçirdi.

Yavuz Sultan Selim, İran’a sefer yapmaya karar verdi. İki ordu Çaldıranda karşılaştı. Çaldıran Savaşında Şah lsmail’i yendi. Doğu Anadolu’nun bütünlüğünü sağlama işini Vezir Bıyıklı Mehmet Paşa ile Tarihçi Idris Bitlisi’ye verdi.

OSMANLI DÖNEMİNDE BİNGÖL


1514'de Yavuz Sultan Selim Bingöl'ün kuzeyini, Erzincan, Tercan ve Erzurum'u Osmanlıların hakimiyetine sokmuştu.

Çapakçur beylerinden Süleyman Bey, Osmanlıların egemenliğini kabul ederek, Çapakçur(Bingöl) Osmanlılara geçti.


"Çapakçur ve havalisi Süleyman Beye, diğer kaleler de Ahmet beye düşmüştü. Osmanlı himayesinde yaşayan bu kardeşler ilk zamanlarda iyi geçindilerse de sonraları araları açıldı. Ahmet Beyin teşebbüsü ile Bab-ı Ali Süleyman Beyi ittiham etti ve hatta bir fermanla Süleyman Bey,Çapakçur'da idam edildi. Süleyman Beyin idamından sonra oğlu Maksut Bey Osmanlı hizmetine girerek ve Kanuni ile Nehçivan seferine çıkıp Arap çayı önünde büyük yararlıklar gösterdiğinden kanuni pederlerinden Mevrus Çapakçur kalesini Maksut Beye,ocaklık namıyla tefviz eyledi." (45)

-3-

Kanuni Sultan Süleyman Diyarbakır eyaletini teşkil ettiğinde Çapakçur'u Sancak olarak buraya bağlamış. Bingöl Osmanlılar için önemli bir yere sahipti. Çünkü Bingöl Osmanlıların İran'a karşı yürüttüğü mücadelelerde bir üs olarak kullanıldığı gibi ekonomik bakımdan da önem arz etmektedir.


"23 Mayıs 1554'te Kanuni Sultan Süleyman Bingöl yöresinde idi.Göynük suyu boyundaki Hokhzik denilen yerde yeniçeriler Sultanı büyük bir törenle karşıladılar.


Çapakçur 1578 Şirvan'a asker gönderdi. Safeviler'e karşı bu şehir ve kaleyi korudu.


"19.yüzyılın ikinci yarısında eyaletlerin kaldırılmasından sonra Çapakçur Bitlis Vilayetinin Genç sancağı içerisinde yer alan ve aynı adı taşıyan Kaza'nın merkezi oldu. V.Cuinet'e göre 19. Yüzyılların sonlarında Çapakçur 450 haneli 8 dükkanlı bir fırını olan meyve bahçeleri ve üzüm bağlarıyla çevrili küçük bir yerleşme yeri idi ve nüfusu da 1075 kadardı. Ayrıca burada Şayak adı verilen kaba bir dokuma üretiliyor ve çevredeki yerlere gönderiliyordu."(48)


Selçuklu Dönemi

1243 Selçukların Kösedağ savaşını kaybetmesiyle Anadolu'da Moğol istilası başlamış ve Bingöl Moğolların istilasına uğramıştır. "Doğudan gelen Moğol taarruzu karşısında Harzemlilerden Bereket, Sarıhan aşiretleri, Cebellibereket'e Solhan aşireti de aynı ismi taşıyan mıntıkaya gelmişlerdir.Rivayete göre ordusu dağılan Harzemşah civar köylerden birine saklandığı bir sırada hariç bir köylü şahı görmüş ve yanına yaklaşarak Ahlat'ta kardeşimi öldüren (Harzemşah) budur diye Onu kargısıyla öldürmüştür. Zazalar bundan sonra Şah'ın yattığı bu yeri türbe ittihaz eylemişler ve Solhan aşiretinin meskun olduğu köye de Harzemşah köyü denilmiştir."(26)


Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ili, 38 27' ve 40°27'doğu boylamlarıyla, 41°20' ve 39°54' kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Bingöl, doğuda Muş, kuzeyde Erzincan ve Erzurum, batıda Tunceli ve Elazığ, güneyde ise Diyarbakır ili ile komşudur.

Bingöl'ün ilçeler itibariyle yüzölçümü ve ilçe merkezlerinin deniz seviyesinden yükseklikleri Tablo-1'de görülmektedir.Bingöl'ün yüzölçümünün yüzde 22.82'si merkez ilçeye aittir. Merkez ilçeden sonra sırasıyla Genç, Karlıova ve Solhan gelmektedir. Rakımı en düşük ilçeler İl merkez ve Genç ilçe merkezidir.Rakımı en yüksek ilçe ise Karlıova'dır. İlimizde belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç'te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova'da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı'da Kiğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı'da Karer Yaylası'dır.Hayvancılık için de çok elverişli olan bu yaylalar, Beritan aşireti (Bertyan) ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir. Yine bu yaylalarda yapılan arıcılıktan elde edilen bal yurdun her tarafından aranır duruma gelmiştir.


Birinci Cihan Harbi başlayınca Osmanlı Devleti de harbe girdi.1915 yılında Ruslar taarruza geçerek Eleşkirt,Malazgirt ve Pasin’lere kadar ilerledi.


Bunun üzerine halk,Bingölleri aşarak Varto ve Karlıova’ya doğru göç etmeye başladı.Ermeniler Türk Ordusundan kaçarak Rus Ordusuna geçti.Ruslar 16 Şubat 1916’da Erzurum’a girdiler.Bunun üzerine,Karerli Küçük Ağanın önderliği ile;Karer Dağları Sığı Boğazı ve Eşek Meydanında (sonradan Şeref Meydanı),Milli Kuvvetler cephe almaya başladı.Çapakçur’a yetişen iki tümen askerimiz de bu Milli Kuvvetlere katıldı.Ruslar Mart ayı sonlarına doğru bu cephelere saldırmaya başladı.15 günlük bir çarpışma sonunda büyük kayıplar vererek Şerafettin ve Çafreş Dağlarına doğru kaçmaya başladılar.15 Mayıs 1916’da Ruslar Şeref Meydanından Erzincan’a kadar bütün cephelerde tekrar saldırıya geçtiler.Fakat bu sırada Çanakkale Zaferinden dönen Türk Ordusu Rus Cephesine yığınak yapmaya başlamıştı.Bu orduya Ahmet İzzet Paşa kumanda ediyordu.Çapakçurun Gazik (Kuruca) köyünde karargahını kurdu.2.Kolorduya kumanda eden Faik Paşa da Sancak Bucağının Simsor köyünde karargahını kurdu.Ordu birlikleri Karer Dağı ve Şeref Meydanında mevzilendiler. Ruslar 5 Haziran 1916 da bir çok cephede taarruza geçtiler.Fakat bu taarruzda da başarı gösteremediler. Bir çok ölü bırakarak geri çekilmeye başladılar.

8 Haziran 1916 da Ruslar Çapakçur Cephesine taarruza geçtiler. Muğla Müfrezeleri buna karşı koydular. 9 Haziranda iki piyade taburu ile takviye edilen Rus Süvarileri Oğnut Müfrezelerini Sığı istikametinde geri çekilmeye mecbur etti. 11 Haziranda Masla Deresine taarruza geçtiler. Buğlan Müfrezeleri Melekhan’a doğru uzanan sırtları tutmaya başladılar.

13 Haziranda Masalla (Balıklı Çay) deresi ve Sığı boğazındaki Oğnut Müfrezesine taarruz eden Ruslar, bir netice elde edemediler. 26 Haziranda 3. Kolordu Masalla deresinin batı kısmına geçti. Sazani kuzeybatısında bulunan Rusları, Masalla Dersinin doğusuna attı. Ruslar, Temmuz Ayının başlarında tekrar saldırıya geçtiler. Bu taarruzda Birliklerimizde bir gerileme görüldü. 9 Temmuzda buraya 7. Tümen’e ait bazı birlikler ile Milis kuvvetleri gönderildi. Ruslar 12 Temmuz 1916 da Muş cephesinden taarruza geçtiler. Çok kanlı bir çarpışmadan sonra Ruslar büyük kayıplarla geri çekilmeye başladılar.


13-14 Temmuz gecesi 66. Tümen’e mensup 261. Alayın yaptığı bir gece baskını ile 8.Tümenin cephesi yarıldı. Tümen, Şen Mevziine çekildi. Ruslar 8. Tümeni takip ederek taarruzlarına da deva ettiler. 8. Tümen Malam’da köyündeki mevzilerine çekildi. 25 Temmuz 1916 da Erzincan Rusların eline geçti.


27 Temmuz da hafif Rus Kuvvetleri Celigöl tepesi ve Oğnut İstikametinde taarruza geçmişlerse de geri püskürtüldü. 29 Temmuz da tekrar Celigöl tepesine taarruza geçtiler.


Fakat bin’e yakın Rus askeri öldürülerek bu taarruzda durduruldu. 1 Ağustos günü Ruslar çok üstün kuvvetlerle Celigöl tepesine yeni bir saldırıya geçtiler. Topçu ateşininde desteğini gören Rus kuvvetleri burada da tutunamayarak Arçük ve Karer dağı hattına çekilmeye mecbur oldular. 3 ve 6 Ağustos’ta taarruza geçen Türk Kuvvetleri karşısında Ruslar tutunamadılar. Nazerbeyof komutasındaki Rus kuvvetleri Bitlis’in güney mevzilerine çekildi. 6 Ağustos’ta Muş, Rus kuvvetlerinden temizlendi. Böylece Ruslar perişan bir halde Murat vadisinin kuzeyine atılmış oldular.



Yine 8 Ağustos günü 7.Tümen, Buğlan geldiğini, 53. Tümen Melikan yaylasını , 14. Tümen Celigöl Tepesini ve 1. Tümen’de Halifan – Çatak hattını Azakpert ve Termen Hatlarını elde etmişlerdi . Rus kuvvetleri 17 ve 19 Ağustos 1919 da yedi taburluk bir kuvvetle taarruza geçtilerse de yine başarı elde edemediler. 20 Ağustos 7. Tümen’in sol kanadında çok miktarda kuvvetlerle saldırdılar. 1. Kolordu Masalla deresindeki mevzilerine çekildi. 22 Ağustosta Ruslar elde ettikleri arazileri tahkim etmeye başladılar.23 Ağustos’ta Bitlis ve Muş’a taarruz ettiler. 28 Ağustos akşamı şiddetli çarpışmalar oldu. 29 Ağustos’ta karşı taarruza geçen 16.ve 3. Kolordu kuvvetleri düşmanı geri püskürttüler. Melikhan köyünün doğu ve kuzeybatısını ele geçirdiler.Kolordu Komutanı Faik Paşa 47. tümen’in gözetleme yerinde harekatı takip ederken şehit oldu. 2. Kolordu düşman taarruzunu kırarak karşı taarruza geçti, 31 Ağustos’ta Ordu Komutanı kıtalara istirahat verdiği sırada Ruslar bunu fırsat bilerek 16. Kolorduya taarruz etti ve bunları Masalla deresinin gerisine attı.9 Eylül’de Kara-Baba Tepesini elde etmek isteyen Ruslar taarruza geçti.Demlek,Tümük Ovasındaki mevzilerimizi elde ederek Karababa’nın kuzeyine geldiler.Fakat 34.Alayın taarruzu ile Ruslar tamamen geri çekilmeye mecbur edildi.

7 Aralık 1917’de Rusya’da çıkan ihtilal üzerine Erzincan’da Ruslarla mütareke imza edilerek Ruslar,doğu illerimizi terk ettiler.

CUMHURİYET DEVRİNDE BİNGÖL

Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında Elazığ 1929 yılında da Muş illerine bağlanan Bingöl, 1936 yılında Vilayet olmuştur.1945 yılında da İl Merkezi olan Çapakçur’un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.

İl sınırları içinde arazi oldukça engebeli ve yüksektir.Denizden ortalama yüksekliği 1250 metreyi aşar.Dağlar çok geniş bir alan kaplar.Bingöl dağlarının yapısında genellikle bazalt ve andezitler bulunur.Bu püskürük kütle tabandaki tortul tabakaları örtmüştür.



Dolayısıyla püskürük kütleler tortul kütlelerden daha gençtir.Kuzey-batı,güney-doğu yönünde uzanan Bingöl dağlarının kuzey yamaçları hafif eğimli olduğu halde,güney kesimleri oldukça diktir.Güney yamaçta sıcak su kaynaklarına rastlanması bu yamaç yüzeyinin fay çizgisi tarafından dikleştirildiği,dolayısıyla buradan bir çayın geçtiği açıkça anlaşılmaktadır.Türkiye’nin deprem zonları incelendiğinde ilimizin bulunduğu yerden kuzey-doğu güney-batı yönünde uzanan bariz fay hatlarının geçtiği görülür.Bölgede çeşitli istikametlere doğru uzanan fay çizgilerine rastlanır.Fay çizgilerinin,farklı yüzey seviyeleri meydana getirmeden tortul tabakaların altında gizlendiği yer yer satıha çıktığı bu yerlerden de sıcak su kaynaklarının çıktığı gözlenince belirsiz fay çizgilerinin bilgenin her yerinde olabileceği kanaati oluşmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:57

YAPMADAN DÖNME

*
Yüzen Ada'yı görmeden,
*
Bingöl Halkoyunlarını izlemeden,
*
Ata Park ve Soğuk Çeşmede yemek yemeden,
*
Bingöl Balı ve Dut Pekmezi satın almadan,

.... dönmeyin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 02:59

BİNGÖL FOTOGRAF GALERİSİ



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178759&RESIMISIM=1



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178762&RESIMISIM=2




BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178766&RESIMISIM=3
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:00

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178770&RESIMISIM=4



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178773&RESIMISIM=5


BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178776&RESIMISIM=6
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:02

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178779&RESIMISIM=7



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178782&RESIMISIM=8



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178785&RESIMISIM=9
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:03

BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178788&RESIMISIM=10



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178791&RESIMISIM=11



BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=178794&RESIMISIM=12
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:08

KÜLTÜREL DETAYLAR

Cami ve Kaleler
Sentarius Kalesi
Murat Irmağı Vadisi’ndedir. Bingöl il merkezinin 20 km. çevresini denetlemek üzere yapılan üç önemli kaleden biridir. Urartu dönemine aittir.
Kral Kızı Kalesi (Dano-Hini)

Genç ilçesinde yer alan kale Diyarbakır çayı ile Konsper Çayı’nın buluştuğu yerde bir tepeye yapılmıştır. Keynekler denen bu yer yıkıntı durumdadır. Söylentilere göre Pers Kralı Dano kaleyi kızı için yaptırmıştır.
Kiğı Kalesi
BİNGÖL_12 Rg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=173237&RESIMISIM=1162523159


İlçe merkezinin güneydoğusunda yer alan Kiğı Kalesi,çok sağlam bir yapıya sahiptir. Etrafı sarp kayalıklarla kaplıdır. Kale içinde bina harabeleri bulunmaktadır. Erzincan tarihinde bu kalenin Acemlerin akınına maruz kaldığı rivayet olunmaktadır. Kale'ye giren İranlıların halka büyük işkence yaptıkları, evleri yakıp yıktıkları, erkeklerin çoğunu öldürdüklerinden ve kadınlara kötü davrandıklarından bahsedilmektedir. Burayı terketmeye mecbur kalan ahalinin Kiğı'ya gelip Kaleli mahallesinde yerleştikleri ve bu mahallenin bu yüzden "Kaleli" adını aldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Kale içindeki harebelerde zamanında yapılan kazılarda çeşitli ev ve süs eşyalarına rastlandığı söylenmektedir. Kale'nin Peri Suyu'na bakan yamaçları çok dik olduğundan bu yönden Kale'ye çıkmak oldukça güçtür. Kale'ye dar bir yol ile gidilmektedir. Kale etrafındaki düzlüklerde halen ziraat yapılmaktadır.
Acemler'den önce İslamlar devrinde Hazreti Ömerül Faruk zamanında ehli islam eline geçen Kiğı, Müslümanlardan önce Roma hakimiyetinde bulunuyordu. Ebu Übeyde'nin Başkumandanlığı zamanında Halit Bin Velit, Kiğı Kalesi'ni Roma Hanedanından Kiğa'nın oğlu Talon'dan teslim almıştır.
Kiğı Camisi

Kiğı Camii ilçenin en eski eserlerindendir. Minarenin üstünde Arap harfleriyle yazılı bir yazıdan; bu eserin, Bayındırlı Pir Ali Bey Bin İbrahim Bey tarafrından Hicri 700 tarihinde inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Ayrı bir kayıtta ise, bilahare yıkılan minarenin, Hacı Hasan tarafından tamir ettirildiği ve Pir Ali Bey oğlu Pilten Bey tarafından da caminin onarıldığı yazılmaktadır. Akkoyunlular devrine isabet eden bu tarihlerden de anlaşılacağı gibi Kiğı'nın bir Akkoyunlu şehri olduğu meydana çıkmaktadır.
Cami tek minareli ve tek şerefelidir. Avlusunda Kiğı eşrafından Hacı Mehmet Efendi'nin (Zermek Şehzadelerinden) kabri bulunmaktadır. Bu zat ilmi ve üstün zekası ve silahşörlüğü ile de meşhurdur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:09

Halk Oyunları

Bingöl halk oyunları kendine özgü karakteri ile büyük bir beğeni kazanmıştır. Özellikle komşu iller tarafından taklit edilmektedir.Bingöl halk oyunlarının bilhassa Diyarbakır'da oynandığına tanık olmaktayız.

Kartal Oyunu

Bu oyunda Oyuncular, dağlarda sert kayalar üzerinde uçan kartalları andırır. Oyunun, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıktığı rivayet edilir. Karlıova'dan Şeref Meydanı'na doğru saldırıya geçen Rus kuvvetleri ile askerlerimiz ve milis kuvvetlerimiz arasında meydana gelen savaşta galip gelen kuvvetlerimizin kahramanca savaşını öyküler. Savaş meydanında kalan düşman cesetlerine kartalların hücum etmesiyle, kartal oyunu sembolize edilmiştir.

Delilo Oyunu

Oyun kızlı ve erkekli oynanır. Çevrede en fazla oynanan oyunlardan biridir.

Meryemo El ele tutuşarak bir çember yapılır. Tutulan eller içe ve dışa doğru sallanır. İleri çökme hareketleri yapılır. Oyun oynanırken şu türkü söylenir.

Çepik (El Çırpma)

Çok sert figürleri olan bir oyundur. Oyun, yöre insanının tabiat ile olan mücadelesini ve oyuncular arasında bir nevi kuvvet denemesini yansıtır. Oyun; davul, zurna eşliğinde oynanır. Müziğin başlaması ile birlikte sağ ayakla oyuna başlanır. Üç adım öne yürünür, üç adım bitiminde eller çırpılır. Bu hareketlerin bir kaç kez tekrarından sonra eşler birbirlerine dönerek ellerinin içleri ile üçer defa sert bir şekilde karşılıklı vuruşurlar. Bu vurma hareketleri bir kaç kez yapılır

Çaçan

Hareketli bir oyundur. Yörede en çok sevilen ve tutulan oyunlardandır, Ayaklar yeri döverek tempo tutulur ve öne doğru üç sıçrama yapılır. Hareketlerin aynı anda yapılmasına özen gösterilir. Oyun oynanırken en çok şu türkü söylenir.

Diğer Halk Oyunları

Gövend (Halay), Horani

Seyirlik ve Eğlencelik Oyunlar

Sarımsak Oyunu, Darı Sulama, Değirmenci, Muhtar, Kalaycı, Kalkağan Şenliği, Çulapı (Üç Ayaklı Çatal Ağaç) Oyunu, Gelin Oyunu, Cirit Oyunu, Şel Atmak (Taş Atmak)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:10

Yöresel El Sanatları



Halı

Genellikle ilkel tezgahlarda dokunmaktadır. İlkel metodlarla yapılan halıların tezgahı , önce karşılıklı dört adet kazık çakılır. Kazıklar sabit olup halının uzunluğuna ve enine göre ayarlanarak çakılır. Kazıkların arka tarafına birer ağaç yerleştirilir. Daha sonra halının başlama kısmına kasnak yerleştirilir. Dokuma işinde ilmekler atılır, ilmek uzunluğu kadar kesildikten sonra kerkitle sıkıştırılır. Halı makas ile kesilir. Tezgahta tek kişi çalışır.

Kilim

Tezgahın kuruluşu ilkel halı tezgahının aynısıdır. Kilim dokumada halıdan farklı olarak ilmekler atılmayıp, çözgü iplerinin arasından masura geçirilir ve kerkitle sıkıştırılır.

Palas

Palas keçi kılından oluşan iple yapılır.Tezgahı kilim tezgahının aynısı olup fazla desen işlerine yer verilmez. Daha çok simetrik ve geometrik desenler kullanılır.

Heybe

Kolayca eşya ve yük taşımak için birbirine yapışık iki torbadan ibarettir.Genellikle heybe omuzda, at ve diğer yük hayvanlarında yük taşıma aracı olarak kullanılmaktadır.

Keçe

Diktörtgen biçiminde dikilip soğuk günlerde çobanlara giydirilir.

Çorap ve Eldiven

Çorap yapımına üç şişle başlanır. Çorabın yapılışı tahminen dört santime ulaştığı zaman şiş sayısı beşe çıkarılır. Çoraplar beyaz düz ve desenli olarak örülür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:11

Adetler

Her toplumun kendine has adet ve inanışları vardır. Yöremizde geçmişten günümüze gelen ve halk arasında var olan, töreler, adetler, inançlar halk tabipliği az da olsa itibar görmektedir.

* Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmayıncaya kadar evden çıkarılmaz, o ev komşulara ateş vermez.

* Yeni doğan çocuğun kulağına ezan okunur.

* Karga (Saksağan) kapıda öterse uğursuzluk getirir

*Eve yeni gelen gelinin kayınbaba ve kayınbiraderlerle konuşması ayıplanır.

*Aile büyüklerine karşı çocuğu kucağına alma, onunla ilgilenme ve sevme hoş karşılanmaz.

* Güneş ve ay tutulmalarında ezan okunur ve iki rekat namaz kılınır.

*Kesilen tırnaklar toprağa gömülür.

*Köpeklerin uluması uğursuzluk getirir.

* Cuma günleri yaş odun kesilmez,ekin biçilmez

* Ölü evinde üçgün yemek pişirilmez

*Yeni doğan bebeğin kesilen göbeği cami duvarına konursa çocuk din alimi, okul duvarına konursa tahsilli olur.

*Sarılık hastalığına yakalanan kimselere sarı boncuk veya altın takılır, sarı elbise giydirilir.

* Cuma günleri çamaşır yıkanmaz.

* Nazardan korunmak için mavi boncuk veya muska takılır.

*Bazı çıbanları patlatmak , içindeki iltabı çekmek için üzerine soğan veya geniş yapraklı bitki(yörede Pelhaves denilen yaprak konur)

* Armut ve elma ağaçları çok çiçek açarsa o yıl kar yağar.

*Geceleri hava bulutlu olup içinde kırmızılık varsa yağış olmaz.

*Bulutlar doğuya doğru kayarsa hava güneşli olur, Batıya kayarsa yağış olur.

* Kuşlar sürü halinde ağaçların tepesine konarsa o yıl kışın erken geleceğine ve şiddetli geçeçeğine inanılır.

* Geceleyin aynaya bakmak uğursuzluk getirir.

*Akşamları evi süpürmek bereket kaçırır.

* Yolculuk yapanların arkasına su dökülür.

* Arının soktuğu yere çamur sürülür,Sıcak taş ve demir bastırılır.

*Gün batımından sonra tırnak kesmek uğursuzluk getirir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:13

Edebiyat

Atasözleri ve Deyimler

Bingöl ili ve yöresinde halkın kullandığı Atasözleri ve Deyimler

1- Adı çıkacağına canı çıksın

2- Ağa malı deniz yemiyen domuz

3- Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur

4- Açtı ağzını yumdu gözünü

5- Ağzından bal akıyor

6- Ak ile kara dere kenarında belli olur

7- Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme

8- Allah dağına göre kar yağdırır

9- Almadan vermek Allah'a mahsustur

10-Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al

11-Aslı neyse nesli odur-Aslına çekmeyen haramzadedir.

12-Ateş ile barut bir arada olmaz

13-Attan indi eşeğe bindi

14-Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var

15-Bakmakla öğrenilseydi, kediler kasap olurdu

16-Beş parmağın beşi de bir değil

17-Bin dinle, bir söyle

18-Bir ayağı çukurda-Büyük lokma çukurda kalır

19-Çalışmak ibadetin yarısıdır

20-Çoban ne yesinki köpeğine yedirsin

21-Davulun sesi uzaktan hoş gelir

22-Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer

23-El atına binen yaya kalır

24-Elin hamuru ile erkek işine karışma

25-Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur

26-Eşekler çalışır, atlar yer

27-Ev sahibinin hatırı olmazsa köpeğini dövmek kolaydır

28-Evin danası evin öküzünden korkmaz

29-Eyyam sana uymazsa sen eyyama uy

30-Garip kuşun yuvasını Allah yapar


MANİLER


Amca kızı damdadır
Beş parmağı kandadır
Gittim kanı silmeye
Baktım gönlü bendedir

Bingöl aşağı çarşı
Dükanlar karşı karşı
İçiyorsan zıkkımı
Kibriti cebinde taşı

Bingöl dört dağ içinde
Yanarım yağ içinde
Kim Bingöl’ü sorarsa
Birtanem var içinde

Mangal maşasız olmaz
Bingöl paşasız olmaz
Ankara’dan tel geldi
Kızlar kocasız olmaz

Karanfilin filizi
Kim bilir içimizi
Hafif bir rüzgar esti
Ayırdı ikimizi

Mani maniye geldim
Yoğurt yemeye geldim
Maksadım yoğurt değil
Yari görmeye geldim

Çitimi çit ederim
Ucunu fit ederim
Senin gibi oğlanı
Kapıma it ederim

Yarimin adı Ahmet
Setresi emanet
Emanetse emanet
Yine gönlümde Ahmet

Buradan baş aşağı
Belinde şal kuşağı
Hergün gel buradan savuş
Çatlasın el uşağı

Esmer bugün ağlamış
Yüreğimi dağlamış
Siyah kaşı üstüne
Beyaz puşu bağlamış

Esmerim biçim biçim
Ölürüm esmer için
Dünya bana düşmandır
Esmer sevdiğim için

Şu derenin geveni
Geven sarmış bedeni
Paşadan emir gelmiş
Seven alsın seveni

Bingöl’de çalışırım
Ustama danışırım
Dün gece rüya gördüm
O yarla konuşurum

Çaçan keşişin kızı
Yanında var baldızı
Gelin gençler yağma var
Kaçıralım bu kızı

Sıgaramı yandırdım
Pencereye kondurdum
Anne gözlerin aydın
Ben bir subay kandırdım

Şu dere buz bağlamış
Dibi nergiz bağlamış
Baba beni evlendir
Bingöl’de kız kalmamış

Susadım su içmeye
Bana çeşme gösterin
Çeşme beni kandırmaz
Al yanaktan isterim

Dam üstünde damımız
Yüksektir ayvanımız
Bize bir gelin gelmiş
Çatlasın düşmanımız
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:16

TURİZM AKTİVİTELERİ


Kış Turizmi

Bingöl Kayak Merkezi'nin şehir merkezine olan uzaklığı 25 km’dir. Ulaşımın özel araçlarla sağlandığı kayak merkezinde karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup kayak sezonu aralık ayında başlayıp mart ayına kadar devam etmektedir.

Kayak merkezinde, 50 yatak kapasiteli bir kayak evi bulunmakta, sağlık ve diğer hizmetler için Bingöl kent merkezine gitmek gerekmektedir.

Kayak merkezinde bulunan pistin uzunluğu 1.000 m. olup, acemi ve ileri düzey kayakçılar için güzergâhlar bulunmaktadır. Ortalama meylin %25 olduğu merkezde alt istasyon 1.650 m., üst istasyon 1.890 m. yüksekliğindedir.


Termal Turizm


Kös Kaplıcaları

Bingöl – Karlıova karayolunun 20. km’sinde yer alan kaplıcalara ulaşım yaz ve kış aylarında rahatlıkla sağlanabilmektedir. Yapılan araştırmalar, kaplıca suyunun içildiğinde, mide motolitesini artırdığını, maden suyu olarak içilebileceği, romatizma ve kadın hastalıklarına iyi geldiğini ortaya koymuştur.


Kamp ve Karavan Turizmi


Yolçatı ve Kığı kayak evleri kamp ve karavan turizmine elverişli imkanlar sunmaktadırlar.
Yüzen Ada
Solhan ilçesinin Hazarşah köyü Aksakal mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada tamamen doğal, üç tarafı dağlar ve tepeler ile çevrilmiş bir krater gölüdür. Yüzen Ada şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat görüntüsüne sahiptir. Gölün ortasında bulunan iki ada, göl üzerinde serbest hareket etme kabiliyetine sahiptir. Adalar göl içinde bağımsızdır ve üzerinde iken adaların iki yana ağır ağır hareket ettiğini görmek mümkündür. Balık yetiştirmenin mümkün olduğu göldeki su tatlı olup, herhangi bir madensel tuz ihtiva etmemektedir.


Mağaralar


Bingöl ilinde belli bir tarihi geçmişe ve insan eliyle işlenmiş bir yapıya sahip olan mağaralar vardır.

Kiğı Çiçektepe Köyü Mağarası

Mağara, Kiğı ilçesinin Çiçektepe köyünde, Sivri Dağı'nın eteğinde bulunmaktadır. Mağarada iki oda, at için yer, yemlik ve çocuk beşiği mevcuttur. Mağaranın bulunduğu yer oldukça eğimli bir yapıya sahiptir. Ayrıca Mağara önündeki mevcut yolla Erzincan'a gidildiği rivayet edilmektedir.

Bu mağara, Kiğı'nın çok eski çağlardan beri insan topluluklarına mesken olduğunu göstermektedir.

Zağ Mağarası

Zağ Mağarası, Murat Nehri kıyısında, Gökçeli ve Yenidal köyleri arasında sarp bir kayalıkta bulunmaktadır. Murat Nehri'ne bakan tarafı yerden 200-300 metre yükseklikte olup kayaların oyulmasıyla yapılmıştır.

Mağara, üç kat üzerinde kurulmuştur. Her bir katında da 26 oda mevcuttur. Katlar arası geçiş yuvarlak bacalarla, odadan odaya geçişler ise kapılarla sağlanmıştır. Birinci katta Zahire deposu olarak kullanıldığı sanılan kuyular, alt katta oturma odaları, en üst katta iki haremlik odası mevcuttur. Mağara zaman içinde hasar görmüşse de şu anda 17 odası hala yapısını korumaktadır.

Kalkanlı Köyü Mağaraları

Yayladere ilçesine bağlı Kalkanlı Köyü yakınlarında bulunan mağaralar, bir çok oyma sanatı ile süslenmiştir. Mağaralar ve mağaraların çevrelediği şelale turistik bir öneme sahiptir.

Kübik Mağarası

Kübik mağarası, Karlıova ilçesinin Kübik Köyü yakınlarındadır. Içinde cilalı Taş ve Tunç Devrine ait bazı kalıntılar vardır. Duvarlarında bir takım oymalar ve işlemeler mevcuttur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:17

Gezilecek Yerler


Yüzen Ada


Solhan ilçesi Hanzarşah Köyü Aksakal Göl Mezrasındaki Ada, o yörede yaşayan halk tarafından keşfedilmiştir. Söz konusu ada, şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat olayına sahiptir. Bingöl-Solhan karayolunda 4.5 Km. uzaklıktadır. Yolu stabilize olup, 1.5 km'dir. Yolun asfaltlanması ve gölün ıslahı halinde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini artıracaktır. Bingöl'ün turizmi doğa güzelliklerine dayanır. Yüzen Ada da tamamen doğaldır. Göl'ün üç tarafı dağlar ve tepelerle çevrilmiş düz arazi üzerinde bulunan krater göl konumundadır. Göl'ün şimdiki alanı 300 m2' nin üzerindedir. Islahı halinde 500 m2'den fazla olur. Gölün derinliği 50 metreden fazla olduğu sanılmaktadır. Göle devamlı akıntı olduğu tespit edilmiştir. Gölün altından ve kemerlerinden giren su, gölün alt tarafından, gölden daha aşağıdan dereyi beslemektedir. Ufak ufak kaynaklar bu görüşü teyit etmektedir. Yaz ve kış aylarında su seviyesi aynı kalmaktadır.

Su tatlı ve berrak olup, herhangi bir madensel tuz ihtiva etmemektedir. Balık yetiştirmek mümkündür. Gölün ortasından hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır.

Ayrıca Göl'ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir. Göl'ün çevresinde de çeşitli bitkilere rastlamak mümkündür. Yeşil alanın dışında kalan arazi gölden çok yüksektir. Çevresi meşe ve yeşil alan ile kaplıdır.

Balık yetiştirmek mümkündür. Gölün ortasından hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki Kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca Göl'ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir. Göl'ün çevresinde de çeşitli bitkilere rastlamak mümkündür. Yeşil alanın dışında kalan arazi gölden çok yüksektir. Çevresi meşe ve yeşil alan ile kaplıdır.


GÜNEŞİN DOĞUŞU


İlimiz Karlıova ilçesinin 3250 m. yükseklikteki Bingöl Dağlarının Kale Tepesi'nden " Güneşin Doğuşu"nu normal durumundan çok farklı seyretmek mümkündür. Her yıl 15 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında en iyi şekilde seyredilebilir. "Güneşin Doğuşu" çok değişik şekillerde, normal halinden çok farklı, heyacanlı ve oldukça korkunç sahneler yaratmaktadır. Dünyada tam anlamıyla;

"Güneşin Doğuşu" iki yerden izlenir. Birincisi İsviçrenin Alp Dağlarından, ikincisi; Bingöl Dağlarının Kale Tepesi'nden seyredilir. Ulaşım imkanı güçtür. Karlıova ilçesine kadar yol asfalt, dağın zirvesine kadar ham yoldur. Dağın altına kadar arabayla gidildikten sonra zirveye 25-30 dk. yaya çıkılır. Etrafta soğuk su kaynakları ve yeşilllikler görülür. Yol güzergahında dinlenme, konaklama tesisleri mevcut değildir. Güneş doğarken ilk etapda hafif bir kızartı ile belirir. Kızartı etrafta çok renkli güzellikler ve dekorlar yaratır. Daha sonra insana korku veren bir karartı şeklini alır. Kızarıklıklar kor parçası haline gelir. Kor parçası içinde insan yüzünü andıran üç büyük leke (Siyah renkli) belirir. Güneş karartı halinde yavaş yavaş açılmaya başlar. Ufukta görülerek oluşumunu tamamlamak üzere iken altın bir küre gibi görünmeye başlar.

Döndükçe etrafa binlerce ışık saçar. İnsanoğlunun daha önce görmediği renkleri o andagörmek mümkündür. Daha sonra güneş elmas parçası gibi kıristalleşip eski durumunualmaya başlar. Oldukça heyacanlı anlar yaşatır. Gözlerde yaşarma, ışık saçma ve anında seyr edememe gibi durumlar olur.

Solhan İlçesinin Hazarşah Köyü Aksakal Mezrası mevkiinde bulunan bir doğa harikası olan Yüzen Ada çok ilginç olduğu, kadar çok da güzel bir yapıya sahiptir. Gölün ortasında bulunan ada, göl üzerinde serbest hareket etme kabiliyetine sahiptir.

Kayak Merkezi

Bingöl (Yolaçtı) Kayak Merkezi (Kış Turizmi)

Termal

Kös Termal Turizm Merkezi (Sağlık Turizmi)

Avcılık

Avcılık yönünden Bingöl, tabiatın insanoğluna bahşettiği ender yerlerden biridir. Eylül-Ekim-Kasım aylarında keklik, tavşan, çulluk, tilki, çil ve bıldırcın avı yapılmaktadır. Ocak ve Şubat aylarında da tavşan, keklik, tilki, kurt ve sansar gibi hayvanların avı yapılmaktadır. Kasım-Aralık-Ocak-Şubat aylarında Murat, Göynük, Gülbahar, Gayt ve Çapakçur çaylarında balık avlanmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:18

Sit Alanları

BİNGÖL

TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AĞUSTOS 2005)

Sit Alanları

Arkeolojik Sit Alanı : 5
Kentsel Sit Alanı : -
Doğal Sit Alanı : 1
Tarihi Sit Alanı : -

Toplam : 6

Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 23

GENEL TOPLAM : 29
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:19

Ne Yenir?

Yöre ürünlerine dayanan Bingöl mutfağında yemeklerin çoğu bulgur, ayran, süt, et, çökelek ve yenilebilir bitkilerden yapılmaktadır. Çorba, bulgur pilavı ve daha ziyade hamura dayalı olarak yapılan gömme, sirın, tutmaç, keşkek gibi yemekler en çok yapılan yemek türlerindendir. Halkın büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşadığı için tarımsal ürünlerden ve ona bağlı olarak hayvansal ürünlerden istifade ederek beslenme ihtiyacını karşılamaktadır. Bunların dışında sebzeli yemekler, tatlılar, turşular ve kahvaltılık ürünlerde yöre mutfağına zenginlin ve çeşitlilik katan diğer besin maddeleridir.

Pek çok yörede olduğu gibi Bingöl yöresinde de yaz ve kış mevsiminde yenilen yemekler farklılık göstermektedir. Yazları sebzeli; kışları ise etli ve kurutulmuş sebzelerden yapılan yemekler ile hamur işi yemekler rağbet görmektedir. Yine yemekler sabah, öğlen ve akşam öğünlerinde de farklılık arzederler. Şehir merkezinde kahvaltıda çay, süt, çökelek, peynir, tereyağı, zeytin ve benzeri yenildiği gibi mercimek ve ezo gelin, yayla çorbalarına da rağbet edilmektedir.

Öğle ve akşam yemekleri de daha ziyade bulgurlu, hamurlu, etli ve sebzeli yemeklerdir. Özellikle akşam yemekleri erkeklerin eve geldiği en kalabalık öğün olduğu için günün en iyi hazırlanan yemekleridir. Ayrıca bazı özel günlerde ve durumlarda (bayram, mevlüt, taziye, ramazan ayı orucu) yemekler daha özene bezene yapılır. Diğer yörelerde olduğu gibi en seçkin ve en leziz yemek pişirilir. Etli, sebzeli yemekler, çorbalar, turşular, içecekler ve tatlılar hazırlanır. Yöre mutfağında dikkati çeken bir başka özellikte pişirilen ekmeklerdir. Fabrika ekmeğinin yanında halk mümkün mertebe yörede tandır veya sacda pişirilen ekmeğe yönelmektedir.

Birçok aile kendi yaptıkları ekmeği tüketmektedirler. Bu hususa şehir merkezlerinde de rastlamak mümkündür. Bingöl ve köylerinde ekmek ağırlıklı olarak buğday unundan yapıldığı gibi mısır ve darı unundan da yapılmaktadır. Köylerde halkın “ nun kuryek “ tabir ettiği ekmek ayrı bir tada sahip olup çevrede çok sevilen bir ekmek çeşididir. Bingöl yemekleri çorbalar, pilavlar, sebzeli ve yenilebilir bitkilerden yapılan yemekler hamura dayalı yemeklerdir.

Salatalar, tatlılar ve turşular gibi çok yönlü bir çeşitliliğe sahiptir. Tatlılar arasında Bingöl burma kadayıfı ve diğer kadayıf çeşitleri meşhur olup ayrı bir lezzete sahiptir.

Köfteler: İçli köfte, sulu köfte, yoğurtlu köfte, kuru köfte, kabak köftesi, yumurtalı köfte, ayranlı köfte, kızartma köfte, gıldırık köfte, çiğ köfte.

Turşular: Acı biber turşusu, lahana turşusu, domates turşusu, fasulye turşusu, patlıcan salamura, yaprak salamura, biber salamura...

Tatlılar : Burma kadayıf, silki baklava, aşure, zerde, sütlaç, revani, un helvası, dolanger...

Yukarıda adı geçen köfte, tatlı ve turşu çeşitlerinin çoğu Bingöl yemek kültürüne zaman içinde etkileşimler neticesinde girerek ona zenginlik katmıştır.

Bunların yanında Bingöl’e mahsus olan onun yemek kültürünü başlıca mahalli yemekler şunlardır:

Löl (gömme), mastuva, ayran çorbası (germe dui), turakin (patıfe), tutmaç çorbası, kılç, lopık, maliyez, parmar (semiz otu), pılık.

Bu mahalli yemeklerin malzemesi ve yapılışına ayrıntılı olarak bakalım:

GÖMME :

Malzemesi....: 1 Kğ. un, 1 kğ. ayran ve 1/2 kğ. tereyağı ve sarmısak. Yapılışı: Özellikle kış mevsiminde yapılan ilimize özgü bir yemek çeşididir. Kullanılan malzemeye göre bir kaç isim alır. Asıl gömme killi topraktan yapılmış özel bir ocakta pişirilmekle beraber bazan iki sac arasında pişirilir. Hazrılanan hamura (mayasız olacak, sadece un ve suyla yoğrulacaktır) ocağın büyüklüğüne göre kalın ve yuvarlar bir ekmek şekli verilir. Kızgın ocağın tabanı temizlendikten sonra ocağa konur. Üzerine sac kapatılır, ateşle örtülür ve pişirilmeye bırakılır. İyice pişirilen ekmek çıkarılır. Biraz soğutulur ve geniş bir kabın içine ufak ufak doğranır. Üzerine sarmısaklı ayran dökülür. Ayrıca bir tavada eritilen kızgın yağ dökülerek hoşafla birlikte servis yapılır...

AYRAN ÇORBASI

Malzemesi : 1 veya 2 kğ. ayran (yoğurt), 1 kaşık tuz, bir avuç un, 1 adet yumurta, 500 gr döğme ve bir avuç nohut... Yapılışı : Geniş bir tencerenin içine ayran boşaltılarak içine un, yumurta sarısı ilave edilip iyice karıştırılır. Normal bir ateşte tahta kaşıkla kaynayıncaya kadar karıştırılır. Ayran kaynara geldikten sonra nohut ilave edilir. Biraz sonra ateşten alınıp servis yapılır...

MASTUVA

Malzemesi : 2 kğ. ayran, 250 gr. pirinç, 125 gr. tereyağı... Yapılışı: Pirinç ayıklanıp yıkandıktan sonra geniş bir tencereye konur ve ayran ilave edilir. Karıştırılarak normal yanan ocağa konur. Ayranın çürümemesi için kaynayıncaya kadar tahta bir kaşıkla (kepçeyle) sürekli karıştırılır. Kaynadıktan sonra karıştırma işlemi bırakılarak katı hale gelene kadar pişirilir.

TUTMAÇ ÇORBASI

Malzemesi: 500 gr. Un, 1 kg.yoğurt, 2 baş sarımsak, 1 kaşık tereyağı, 200 gr.kavurma, yeteri kadar toz biber, nane ve tuz

Yapılışı : Un biraz tuz ile yoğrulur. Hamur haline getirilip, yoğrulan hamur kağıt inceliğinde yufkalar haline getirilir. Temiz bir bez üzerinde tek tek istenilen büyüklükte kesilir.

Önceden hazırlanmış yoğurda bir miktar su karıştırılıp hafif ateşte kaynayıncaya kadar karıştırılır. 5 dakika kaynadıktan sonra kesilmiş olan yufkalar ilave edilir. Bir miktar kavurma içine atılarak 15 dakika sonra ateşten indirilir. Tavada eritilen tereyağına isteğe göre acı biber, nane konarak ateşte kavrulur. Tabaklara konan çorbaya bu sos ilave edilerek servis yapılır.

SORİNA PEL

Malzemesi : Yufka ekmek, yoğurt, Sarımsak, tuz ve Tereyağı.

Yapılışı : Pişirilip hazırlanan yufkalar 4-5 cm.dürülür. Dürülen yufkalar hamur tahtası üzerinde yine 4-5 cm. Aralıklarla kesilir.

Kesilen parçalar dik gelecek şekilde yan yana sıkı sıkıya dizilir. Dövülen sarımsakla yoğurt katılarak sarımsaklı yoğurt yapılır. Dizilen ekmeğin üzerine dökülür. Daha sonra üzerine kızartılmış tereyağı ilave edilerek yemek servise hazır hale getirilir.

KELDOŞ

Malzemesi : Un, tuz, ılık su, ayran, tereyağı.

Yapılışı : Mayasız una ılık su katılarak iyice yoğrulur. Yoğrulan hamur orta büyüklükte bir tepsiye konarak el ile tepsinin içinde dağıtılarak düzeltilir. Yanan ocaktaki köz açılır, altındaki kül temizlenir, tepsideki hamur közün içinde açılan yere düzgün konularak üstü sac ile örtülür. Sacın üstüne köz ateş konur, iyice kızartıldıktan sonra ekmek çıkartılarak soğumaya bırakılır. Soğuyan ekmek ufak ufak bir kaba doğranır, daha önce hazırlanan sarımsaklı ayran ve tereyağı üzerine dökülerek servis yapılır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:21

Nasıl Gidilir?

Karayolu: Türkiye'nin her yerinden karayolu ulaşımı mümkün olup, Otogar kent merkezindedir.

Otogar Tel : (+90-426) 214 38 48 -214 38 58 -214 38 68

Demiryolu: Genç ilçesinde bulunan istasyon vasıtasıyla doğuda Tatvan'a, batıda ise Elazığ bağlantılı olarak İstanbul'a kadar demiryolu ulaşımı mümkündür.

İstasyon Tel : (+90-426) 411 30 27

Havayolu: Kente en yakın havaalanı Muş ilinde(118 km) bulunmakta olup, Cumartesi ve Pazar hariç Ankara'dan direkt uçak seferleri bulunmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:21

Ne Alınır?

Yörede üretilen dut pekmezi ve Bingöl balı alınabilir.
Dokumacılık: Bingöl ve çevresinde halı, kilim, paspas, çorap, eldiven, heybe gibi el sanatları ürünleri ailelerin ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Genelde ilkel tezgâhlarda dokunmakta olan kilim, yöre insanlarının büyük bir ustalıkla yaptığı bir el sanatıdır. Kilimlerde yörenin kültürel dokusu, canlı hayvan resimleri ve süslemeleri, geometrik ve simetrik desenler kullanılır.

Örgücülük – İşlemecilik: Yörede çorap, eldiven, külah vb. örgü işleri çok yaygındır. Örgücülük ticaret amacıyla yapılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
maviş
Yönetici
Yönetici
maviş



BİNGÖL_12 Empty
MesajKonu: Geri: BİNGÖL_12   BİNGÖL_12 Empty21st Mayıs 2010, 03:26

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BİNGÖL_12
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: EĞİTİM - E BOOK -EDEBİYATIMIZ - TÜRK TARİHİ VE KÜLTÜRÜMÜZ - YURDUMUZ :: YURDUMUZ :: İl İl Türkiyemiz-
Buraya geçin: