|
|
| BALIKESİR-10 | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:26 | |
| Oyun-Spor A-Çocuklara Özgü Oyunlar: Çocuk Oyunları el oyunları,topluluk halinde oynanan grup oyunları ve ip oyunları olarak üçe ayrılabilir. 1-El Oyunları: Genellikle iki kişi ile oynanan oyunlardır. İki oyuncu karşılıklı dururlar,elleri ve ayaklarıyla söyledikleri tekerlemenin ahengine uygun ritmik hareketler yaparlar. Her iki oyuncu da aynı hareketleri aynı anda yapıp,aynı tekerlemeyi söylerler. Oyunda geçerli bu ritmik hareketler bazen iki çocuğun sadece ellerini değişik şekillerde vurarak, bazense hem elleri hem de ayak hareketleriyle oynanmaktadır. Hem el hem ayakla oynanan oyunlarda,bir birlerinin kollarına girip zıplaya zıplaya önce bir yana,sonra bir yana dönmeler yada önce birinin diğeri etrafında el şaklatarak dönmesi vb. şekiller göze çarpmaktadır. Bu oyunlarda tekerlemelere ahenkli bir hava verilerek oyunun ritmi sağlanır. Tekerlemenin ahengini sağlamak için mısra sonları kafiyelidir. Oyun türlerinde ölçü olmadığı gibi mısra sayısı da tekerlemenin uzunluğuna kısalığına bağlıdır. Oyun sözlerinde anlam aranmaz. Oyun sözleri çocukların rahatça söyleyebilecekleri sözlerden oluşur.Tekerlemeler: O mella nugetalla Uvva andır mandır matmazella Bir kuru kafa Koydum rafa Raftan aldım Tepsiye koydum Yemesiye tatlı Maymun suratlı İğde ağacı yarıldı Kralın kızı bayıldı Annesi geldi ayıldı Babası geldi bayıldı. ●Demir kapı aralık Kızlar beş bin dolarlık Erkekleri sorarsan Fıçıdan çıkmış pis balık ●-Adınız -Mualla -Ah ne ala Mualla -Yaşınız -Onbeş -Tam Bana göre bir eş .Eviniz? -Köşebeşı -Tam bizim kinin yanıbaşı. Ne yersiniz? -Fındık ,fıstık,dondurma -Biraz da bana verir misiniz? -Pışııık ! ●Annem babam Minareden su çeker su çeker Halka da boynumdan geçer Halka da boynumdan geçer ●Çantamı taktım koluma Çıktım asfalt yoluna Ben subayı beklerken Çöpçü girdi koluma●Ayakkabım toz atar Çöpçü bana göz atar Gözün kör olsun çöpçü Elalem bize bakar 2-Grupça Oynanan Oyunlar:İlde grupça oynanan çocuk oyunlarından birkaçı şunlardır:●Grup halinde toplanan çocuklar önce bir ebe seçerler. Bir yuvarlar oluşturulur. Ebe çocuklardan oluşan halkanın etrafında koşar adımlarla dolaşırken bir taraftanda hep bir ağızdan oyunun sözlerini tekrarlarlar: Arabistan buğdayları Seçtiğini biçerler Ebe etrafında döndüğü halkadan her hangi bir arkadaşının omuzundan tutarak : Kız seni almaya geldim, Halini sormaya geldim Bundan sonra çık dışarı Diyerek arkadaşını halkadan çıkarır,arkasına alır. Ebeye takılan oyuncu da ebeyle beraber koşar adımla halkanın etrafında dönmeye başlar. Bir yandan da oyunun sözlerini söylemeye devam ederler: Bir kızım oldu hah hah hah Bir kızım oldu hah hah hah Ebe yanına aldığı oyuncuyla en başından başlayarak aynı şeyleri tekrarlarlar. Böylece ebenin arkasına aldığı oyuncu sayısı her seferinde artar. Halkada bir kişi kalıncaya kadar oyuncular ebenin arkasına eklenerek devam eder. Bir kişi kaldığında oyun biter ve geri kalan bir kişi de tekrar başlayacak oyun için ebe seçilmiş olur. ●Oyuncular eşit sayıda gruba ayrılırlar.Sayışarak veya alışarak (Ebe grubu belirlemek için tekerleme veya küçük ayak oyunlarının kullanılması) ebe olan grubu belirlerler. Oyun için bir yer seçilir. Sınırları çizilir. Ebe gruptan bir kişi bekçi seçilerek oyun yerinde bırakılır. İki gruptan ebe olmayan gruptaki oyuncular kaçarlar. Diğer grubunu oyuncuları da onları yakalamaya çalışırlar. Bu arada oyuncular grup arkadaşlarını bilmek zorundadır. Ayrıca hızlı koşanlar da bu oyunda avantajlıdır. Yakalanan oyuncular getirilip oyun yerine,bekçinin gözetimine bırakılır. Grup arkadaşları da yakalanan oyuncuları kurtarabilmek için bekçiye ve ebe oyunculara yakalanmadan gelip yakalanmış arkadaşlarından birine temas edip “ Ceryan” demesi gerekmektedir. Bekçinin diğer oyuncuları yakalanmış oyunculara yaklaştırmaması gerekmektedir. Oyun, ebe oyuncuları diğer oyuncuları hepsini yakalayıp oyun yerine getirmesiyle sona erer. Bu kez hiç sayışmadan diğer grup ebe olur.●Eşit oyuncuya sahip iki grup oluşturulur.Birinci grup kendi aralarında hepsi birer takma isim bulurlar. Yan yana sıralanırlar. Aynı şekilde diğer grupta yan yana sıralanır. İki grup karşılıklı dururlar. Birinci grubun başı seke seke diğer grubun başına gider. Aralarında ahenkli bir şekilde şu konuşmalar geçer. -Seke seke ben geldim -Şıngırdaklım hoş geldin -Bey babamın tabakası kalmış,onu almaya geldim. -Beğen de beğendiğini al. Daha sonra birinci grubun baş oyuncusu diğer grubun oyuncularının arkasından dolaşarak bir oyuncunun gözlerini kapatır. Grubundaki oyunculardan birinin takma ismini söyleyerek çağırır. Çağırılan oyuncu gözleri kapalı oyuncunun yani ebenin alnına- kim olduğunu belli etmeden – vurup yerine döner. Ebenin gözleri açılır ve kimin vurduğu sorulur. Kimin vurduğunu bilirse o oyuncu ebe oyuncunun grubuna geçer. Bilemezse ebe oyuncu karşı gruba geçer. Oyun karşılıklı gidip gelmelerle devam eder. 3-İp Oyunları :Diğer oyunların yanı sıra ip atlama da çocukların özellikle kız çocuklarının en çok sevdikleri oyunlar arasında yer almaktadır. İki katlı ve tek katlı olarak sallanan iplerle atlanan ip oyunları vardır. Bir yandan ip atlanırken diğer yandan da bazı tekerlemeler söyleyerek oyun renklendirilir. İşte özellikle ip atlarken kullanılan tekerlemelerden bazıları şunlardır; ●Lelali Belkıs İçeriye gel kız İpten tut Dışarıya çık kız ●Şirin baba gir İçeriye gir Gargamel geliyor Dışarıya çık ●Arabi Arabi Döner dolabi Kızlar giyer Naylon çorabi Erkekler içer Raki şarabi Arabi Arabi Döner dolabi ●Şu karşı ki dağlar İçin için ağlar Annesi ölmüş Onun için ağlar Şu karşıya bak Otur da kalk Sigaranı yak Keyfine bak Denizde dalga Hoş geldin abla Mendili salla ----- kere hopla ●Balkondan atla Maydanoz topla Kız ben sana ne dedim Ağzını topla Kızın adı Neşe Saat geldi beşe Haydi gidelim dansa Orda yersin pasta ●Çi çi çikolata Hani bana limonata Limonata bitti Hanım kız gitti Nereye gitti İstanbul’a gitti İstanbul’da ne yapacak Terlik pabuç alacak Terlik pabucu napacak Düğünlerde şıngır mıngır giyecek. ●Aydede aydede Senin evin nerede Şahin tepede Karın napıyor Yemek yapıyor Kızın napıyor Dikiş dikiyor Oğlun napıyor Köpek bakıyor Hav hav hav B-Büyüklerin Oyunları:1-Geleneksel Kurtdereli Güreşleri Ata yadigârı olan güreşi yurt içinde ve yurt dışında büyük başarılarıyla temsil eden ve her güreşinde arkasında Türk milletinin olduğunu hissettiğini söyleyen Kurtdereli Mehmet Pehlivan hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Türk Cumhuriyeti Devleti döneminde örnek bir sporcu olmuştur. Dünya spor tarihinde önemli bir yeri olan Balıkesirli ünlü sporcu Kurtdereli Mehmet Pehlivan adıyla 1961’den beri yağlı güreşler Kurtdereli Köyü’nde yapılmaktadır. Güreş kategorileri şunlardır:Baş,başaltı,büyük orta,küçük ort. büyük boy, küçük ort. küçük boy,deste büyük boy, deste orta boy, deste küçük boy,tozkoparan,teşvik,minik 1, minik 2. Temmuz ayının ikinci haftasında yapılan güreşlere Kırkpınar Güreşlerinde bulunan güreşçiler Kırkpınar’ın ardından buraya gelerek katılmaktadır.Üç gün süren etkinliklerin son günü yağlı güreşleri kapsamaktadır.2-Şerif Pehlivan Güreşleri 1946-1949 yılları arasında Türkiye Baş Pehlivanı Sındırgılı Şerif Pehlivan anısına Sındırgı İlçesi,Yüreğil Belediye Başkanlığı’nca 2001 ve 2002 yıllarında Ekim ayı içerisinde Şerif Pehlivan Yağlı Güreşleri ve kültür etkinlikleri düzenlenmiştir.2003 ve 2004 yıllarında maddi yetersizliklerden güreşler yapılamamıştır. 3-Mahalli Yağlı Pehlivan Güreşleri İvrindi İlçesinde Eylül ayı içerisinde düzenlenen panayırlarda Mahalli Yağlı Pehlivan Güreşleri yapılmaktadır. Hayvan Gücüne Dayanan Sportif Oyunlar-Karşılaşmalar; 1-Edremit-Güre Geleneksel Deve Güreşi Şenlikleri Her yıl Aralık ayının son haftasında Edremit İlçesi’ne bağlı Güre Beldesi’nde geleneksel olarak deve güreşleri yapılmaktadır.Deve güreşlerine Ege Bölgesi’nin çeşitli yörelerinden ve Balıkesir İlçelerinden katılım olmaktadır. Özel olarak yetiştirilen ve “Tülü” adı verilen erkek develer bu şenliğe uygun olarak tahsis edilen geniş alanlarda,her türlü güvenlik önlemi alınarak güreştirilmektedir. Develer yaptıkları güreşe göre isim alırlar.Sağdan güreşen develere sağcı,soldan güreşen develere solcu,ayak oyunları yaparak rakibinin ayağını çengel alıp oturan develere bağcı,rakibini yıkmak ve kaçırmak için yan yana gelip ittiren ve başıyla ayaklarını yoklayan develere tekçi denilmektedir.Bunların içinde en makbul olan şekil tekçi develerin güreşidir. Güreşlerde 3 veya 5 kişiden kurulu Masa Heyeti ve bir Orta Hakem ile bir de Saha Komiseri bulunmaktadır. Ayrıca sahada görev yapan Ağız Bağcı,Ağız Kontrolörü,Urgancılar bulunmaktadır. Güreşlerde dereceye giren develerin sahiplerine para ödüllerinin yanı sıra develere de havut,havan vb. takımlar hediye edilmektedir. Şenlik olarak kutlanan bu organizasyon bölgede çok sevilmekte ve iç turizme hareket getirmektedir. 2-Burhaniye Deve Güreşleri Türkiye’nin en önemli birkaç deve güreşleri organizasyonundan biri olan Burhaniye Deve Güreşlerinin en az yüz yıllık bir geçmişi bulunmaktadır.Burhaniye ve Yöresinde her yıl üç defa Deve Güreşleri düzenlenmekte;Aydın,Germencik,Çanakkale,Antalya ve Bodrum olmak üzere çeşitli yörelerden her yarışmaya 75-100 arasında deve katılmaktadır.Güreşleri saha kapasitesine göre ortalama 5-6 bin kişi izlemektedir.Davul zurna eşliğinde yapılan deve güreşleri panayır havasında geçmektedir. Güreşler için develerin hazırlıkları güreş sezonunun sonunda (Mart sonları) develerin sırtlarındaki havutlar çıkarılarak başlanır ve develer bakıma çekilir.Ekim ayının başlarında ise havaların serinlemesiyle antrenmanlara başlanır.Ekim sonlarında havutlar tekrar takılır.Havut takılması dualı törenlerle yapılır,mevlit okutulur ve pilav ayran dağıtılır.Aralık ayı başlarında antrenmanlar yoğunlaştırılır. Yalnızca erkek develerin yarıştırıldığı güreşler üç kategoride yapılmaktadır: Başüstü, Baş,Başaltı.Teknik olarak ise develer güreşlerdeki dalışlarına göre adlandırılırlar.Sağdan dalanlara Sağcı, soldan dalanlara Solcu denilmektedir.Her iki yönden dalış yaparak dalış yaparak güreşen develer de vardır. Güreşlerde 3 veya 5 kişiden kurulu Masa Heyeti ve bir Orta Hakem ile bir de Saha Komiseri bulunmaktadır.Ayrıca sahada görev yapan Ağız Bağcı,Ağız Kontrolörü,Urgancılar bulunmaktadır. “Cazgır” adı verilen görevli ise bir çeşit sunuculuk görevi yapmakta çeşitli mani ve beyitlerle develeri güreş alanına davet etmektedir. Güreşlerde dereceye giren develerin sahiplerine para ödülleri yanı sıra develere de havut,havan vb. takımlar hediye edilmektedir. Yörede yapılan deve güreşlerinin tarihleri şöyledir: -Burhaniye :Aralık ayının 2.haftası -Pelitköy :Şubat ayının ilk haftası -Karaağaç :Şubat ayının son haftası Grup Halinde Yapılan İnsan Gücü ve Hayvan Gücüne dayanan Sportif Karşılaşmalar-Yarışmalar | |
| | | maviş Yönetici
| | | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:30 | |
| Halk Oyunları Balıkesir Halk Oyunları zengin bir yapıya sahiptir.Yörede bulunan birçok farklı etnik grup kültür çeşitliliğini ortaya çıkarmaktadır ve bu halk oyunlarınada yansımaktadır. Genel olarak bakıldığında İlde oyunlar daire,düz çizgi ve karşılıklı geçişler şeklinde oynanmaktadır.Yöredeki oyunlar genel halk oyunları türlerinden Zeybek,Güvende,Kaşık Oyunları ve Bengi sınıfına girmektedir. Balıkesir Yöresinde Günümüzde Oynanan Başlıca Halk Oyunlarının İsimleri: Harmandalı,İkili Güvende,Toplu Güvende,Bengi,Baydan Nazmiye,Karyolamın Demiri,Akpınar,Hatçam,Azime,Bağ Yüzünün Çamları,Durnalar,Tüllek(İğde Dalı),Demirciler, Ağır Hava,Koca Arap,Kemeraltı,Doğanlar Zeybeği,Sekme,Kayalcanın Taşları(Yörük Ali),Mendili Oyaladım,Karşılama,Şerifem,Aşağı Yoldan,Tünleme,Mende,Yörük Dağı,Ninna, Suda Balık Oynuyor,Sarı Karınca,Köroğlu,Aldı Dereleri,Koybatın Dereleri,Dursunbeyin Hanları,Şıngır,Edremit Güvende,Yılanı Yılanı,Savaştepe Zeybeği,Bandırmalı Güzelim,Alay Havası,İsmailler Zeybeği,Koca Kuş,Koca Ceviz,Dada Zeybeği,Entarisi Damgalı,Oğlanın Adı Hakkı,Ergama,Sabai Güvende,Tabancalı,Kozak Dağının Çamları,İsmailli,Yanık Hatçem. Kadınların Oynadıkları Oyun Adları: Akpınar, Hatçam, Mende, Azime, Durnalar, Demirciler,Tüllek (İğde Dalı), Mendili Oyaladım,Yörük Dağı,Ninna,Suda Balık Oynuyor,Bandırmalı Güzelim,Kozak Oyunu,Entarisi Damgalı,Oğlanın Adı Hakkı,Ergama,Sarı Karınca. Kadın Oyunlarında Çalgı: Geleneksel olarak bakır tava,kazan,kaşık ve zilli maşa kullanılmaktadır. Erkeklerin Oynadıkları Oyun Adları:İkili Güvende,Toplu Güvende,Bengi,Ağır Hava,Karşılama,Koca Arap,Kemeraltı, Sekme,Kayalcanın Taşları,Şıngır,Edremit Güvende,Yılanı Yılanı,Savaştepe Zeybeği,Alay Havası,İsmailler Zeybeği,Koca Kuş,Dada Zeybeği,Doğanlar Zeybeği,Aldı Dereleri,Koybatın Dereleri,Sabai Güvende,İsmailli,Tabancalı. Erkek Oyunlarında Çalgı:Geleneksel olarak bağlama,davul,zurna veya klarnet kullanılmaktadır. Yörede oynanan başlıca oyunlar şöyledir PAMUKÇU BENGİSİYörede ünlü olan oyun çeşitlerinden biridir.Pamukçu Köyü ile bu oyun özdeşleşmiştir. Kelime anlamı “sonu olmayan,ebedi” olan oyunun menşeisinde cengaverlik unsuru bulunmaktadır.Benginin kendine has bir çıkış havası vardır.Asıl havadan ayrı olup gezinti şeklindedir.Bengi 8-10-12-15 kişi ile oynandığı gibi,daha fazla kişilerle de oynanır.Bengi’de beş figür vardır.Figür aralarındaki hareketler ise oyunun manasını belirler.Oyunlar daire biçiminde ve soldan sağa doğru oynanır. Pamukçu yöresinde köy düğünlerinde,bayramlarda ve eğlencelerde İkili Güvende,Toplu Güvende ve Bengi oynanmaktadır.Bengi oyunun yurt çapında tanıtımı için 1975’de Pamukçu Köyü’nde bir dernek kurulmuştur. Dernek faaliyetlerini sürdürmektedir. İKİLİ GÜVENDE Murat KARABULUT tarafından derlenen oyun köy düğünlerinde, bayramlarda, Akpınar eğlencelerinde ve sohbetlerde gençler tarafından oynanır. Sadece iki kişi tarafından oynanan bu oyun oldukça hareketlidir. Belirgin figürleri dönme ve çökmelerdir. Bu oyun boy ve kabileler arasında yapılan mücadelede, iki tarafın en güçlü savaşçılarının karşılaşmasını temsil eder. Oyuna başlamadan önce müzik eşliğinde kısa bir gezinti yapılır. Yörede bu gezintiye “ Aldırma “ , oyuna başlama haline gelmeye de “ Oyuna Alma “ denir. Baştan sona kadar çökme ve dönme figürlerinden meydana gelen oyun, hızlı tempoda yapılan seri hareketlerle sürdürülür. TÜNLEMESevinç YAŞAR tarafından derlenen oyun bayanlar tarafından düğün ve kına gecelerinde oynanmaktadır.Daha çok Balıkesir ilinin Kepsut ilçesine bağlı Ahmet Ölen köyünde bu oyun görülmektedir. Oyun kadın ve genç kızların bakır tava ile söyledikleri türkü eşliğinde en az dört kişi veya daha fazla kişi ile kaşıkla oynanmaktadır. 1-Oyun Türküsünün Sözleri: Sevdiğim aşağıda ben yukarıda savaşam İzin ver Allah’ım yare kavuşam Sen benimsin ben seninim ey güzel. Barış, mezarların kar olmayınca Girmem evinize yar olmayınca Bu tepeden o tepeye ev olur Alem sevdiğine yanar del(i) olur. 2-Oyunun Figürleri :a)Düz Figür:Figür sağ ayakla nokta yapılarak başlar.Sağ ayak taban basarken sol ayak dizden yukarı çekilir ve sağ ayak üzerinde iki kez sekme yapılır. En son olarakta iki ayağın tabanı yere basılır.Aynı zamanda kollar baş hizasında yanda yukarıya kaldırılır.b)Geçiş Figürü:Figür sağ ayak nokta yapılarak başlar.Sağ ayak taban basarken sol ayak parmak ucu ile vücut ağırlığı yukarıya çekilir,bu hareket iki kez tekrar edilir.Daha sonra sol ayak taban basarken sağ ayak dizden yukarı çekilir ve bir kez sekme yapılır bundan sonra sağ ayak tabanı basılırken sol ayak dizden yukarı çekilir ve iki kez sekme yapılır.En son olarakta iki ayağın tabanı yere basılır.Aynı zamanda kollar baş hizasında yanda yukarıya kaldırılır. 3-Oyunda Giyim –Kuşam: 1-Başa;altta çetki üstte çember (Allı bez-Karanfilli bez ) 2-İçe;Dokumadan göynek yada dokuma olmayan fistan 3-Üstte;Kaftan ( Üçetek ) 4-Yakalık 5-Zıbın 6-Kemikli bağ 7-Şal ( Arkalaç ) 8-Peşkir 9-Yün çorap 4-Oyunda Aksesuar : Kaşık. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:36 | |
| BALIKESİR GELENEKSEL GİYSİLERİa)Kadın Giysileri:Baş giyiminde ilk al bez başa sarılıp uçları başın üst kısmına gelecek şekilde bağlanır.Al bez Yörüklerde ipek veya saten kumaştan olup,başın arkasına gelecek kısmı pul ve boncuklarla işlenmiştir.Kenarları yeşil şeritli boncuk,pul ve karanfillerle oyalanmıştır.Al bezin üzerine alın bezi bağlanır.Yörüklerde alın bezinde hakim renk çoğunlukla siyahtır.Bezin kenarları boncuk ve pullarla işlidir.Türkmenlerde ise al ve yeşil olmak üzere iki renk vardır.Başta öne ve arkaya gelecek olan bölümlerin ortaları ve uçları pullarla işlidir. Üst bedene göynek/gömlek giyilir.Kadın gömleklerinin boyu ayak bileğine kadar uzun,Yörüklerin yaşadığı bazı dağ köylerinde ise diz altında ön ve arka beden bütün halinde kesilir.Gömleklerin etekleri dize kadar çepeçevre kırmızı ve mavi yün iplerle işlenir.Yakası göğüse kadar açıktır.Bu açıklık düğme veya iğne ile kapatılır.Türkmenler de ise gömlek grep kumaşından yapılır.Belden başlayarak yan tarafa gelecek şekilde üçgen bir parça eklenir.Bu parçanın etek kısımları su taşı ve pullarla işlenir.Bu parçanın üst bölümünden aşağı doğru sarkan oya işleme üzerine püsküller görülür.Gömleğin altına şalvar (işlemeli don) giyilir.Şalvar pamuklu,dokuma bezden yapılan bol ağlı bir giyim parçasıdır.Donun üstüne iç etek ve en üste de üçetek giyilir.Üçetek ismi entarinin belden aşağı kısmının üç ayrı yaprak,dilim halinde yapılmasından gelir.Kutnu,telli,altı parmak,atlas benzeri kumaşlardan ve düz dokumalardan dikilir.Yaka yuvarlak kesimlidir.Ön kenarları,etekleri ve kol ağızları su taşları ile süslenmiştir.Üç eteğin arkasına kare şeklinde dokunmuş,üçgen şekilde katlanarak kullanılan arkalaç,öne çubuklu veya siyah dokumadan üzerine motifler işlenmiş önlük ve bunları bağlamada kolon (çalpara) sarılır. Kolon (çalpara) iki parmak kalınlığında yaklaşık iki metre uzunluğunda ve uçları dongurdaklı olan bir dokumadır.Dongurdaklı uçları arkalacın üzerinde sallanacak şekilde önlük üzerinden bele dolanır ve arkada düğümlenir. Üst bedene son olarak cepken giyilir.Yörede fermene,derme gibi isimler alan cepken kadife kumaştan yapılır ve sim-sarma ile motiflendirilir. Ayağa ise beyaz yünden nakışlı çorap ve karanfilli kundura,sırmalı potin,çarık,sarı edik veya göğe bakan giyilir. b)Erkek Giysileri:Erkek giyiminde başa beyaz veya kahverengi keçeden yapılan dal fes adı verilen fes giyilir.Yörüklerde daha çok koyu renkte olup kenarlarına yeşil şerit geçirilmiştir.Şeritin etrafı pul,boncuk ve karanfillerle süslenmiştir.Üçgen şekline getirilip üçgen tarafı sol yana gelecek şekilde dal fesin üzerine düğümlenir.Ovada yaşayanlar ise dal fes üzerine renkli,çubuklu veya siyah poşu sararlar.İnce katlanan poşu,fes ve kalpak üzerine dolanarak,üçgen tarafı sağ yana gelecek şekilde düğümlenir.Boyuna oyalı yazma üçgen şekli öne gelecek şekilde bağlanır. Üst kısıma gömlek üzerine camedan giyilir.Camedanın üzerine delme ve üzerine de kartal kanadı giyilir. Kadife,çuha veya dokumadan dikilir.Yakası “V” kesimli olup önü açıktır.Kolun sırf omuz kısmı bedene tutturulur,alt kısmı açıktır.Boyu el üzerine kadar iner.Yaka kenarı,etek ucu ve kol çevresi simli harç,kaytan ve sim telle işlenir. Alt giyimde ise dokuma bezden yapılan kısa don giyilip bel kısmına yün veya pamukla dokunmuş dikdörtgen şeklinde kuşak ve üstüne de kolon sarılır.Kuşağın üstüne de ön kısma beyaz renkte,işlemeli yağlık/gergef peşkiri üçgen veya dikdörtgen şekilde takılır. Ayak giyiminde yün çorap ve üzerine tozluk ve tozluk bağı adı verilen püsküllü bir bağ bağlanır.Ayağa siyah yemeni veya tulumbacı ayakkabısı giyilir. Dursunbey ve Bigadiç İlçelerinde erkek giyiminde çeşitli farklılıklar görülmektedir.BARANA GELENEĞİBarana kelimesi Farsça Barhana (Barhane) kelimesinden gelmektedir.Halk arasında konak,han gibi anlamlarda kullanılan bu kelime zamanla barana şekline dönüşerek topluluk adı olarak kullanılmıştır. Bugün Anadolu’nun çeşitli yörelerinde gezek,oturak,sıra gecesi ve şeker bağlaması gibi adlarla sürdürülen geleneklerle benzerlikler de göstermektedir. Esas itibariyle gençlerin kendilerini eğittikleri bir örgütlenme olan Barana’da eğlence bir araçtır.Daha sonraları toplumsal değişimlerin etkisiyle eğlence ön plana çıkmıştır. Her yıl hasat bitiminde eylül ortası veya ekim başı gibi başlayıp Hıdrelleze kadar devam eden bu gelenek Balıkesir’in Dursunbey İlçesi’nde görülmektedir. Hasat bitiminde Barana kurmak isteyen arkadaşlar biraraya gelerek Barana’yı oluştururlar.Bu aşamada önemli olan Barana’nın ismi ile görev bölümüdür.Barana’da beş önemli görev vardır.Bunlar için seçimler yapılır: a)Patron veya Başkan :Gençler arasında ve toplumda sayılan ve sevilen birisi seçilir.b)Hakim veya Başkan Yardımcısı :Başkan olmadığı zaman onun yerine geçer. c)Çavuş :Tarafsız ve adaletli birisi seçilir. d)Çavuş yardımcıları veya Falakacı:Güçlü kuvvetli ve saygılı kişilerden seçilir. Seçimlerin ardından ilk toplantının nerede yapılacağı kararlaştırılır.Toplantının günü ve yapılan seçilen cep defterine yazılır.Barana üyeleri 16 veya 17 kişiden oluşur.Ayrıca Baranalarada üyeler arasında en fazla üç yaş fark olması gerekmektedir.Barana grupları akranlar arasında kurulur. İlk toplantı bir evde olmaya başlar ve bu toplantılar kan kardeşliğini sembolize ettiği için “kanlı pilav” olarak ifade edilir. Barana’nın İşleyişi Barana üyeleri seçimin ardından bir Pazar akşamı sohbetin yapılacağı evde buluşmak üzere ayrılırlar. Ev sahibi dümbelek, tef ve zilli maşadan oluşan müzik aletlerini bir çuvalın içine koyup evine götür. Ailesine Pazar akşamı evde toplantı yapılacağını ve hazırlık yapmalarını ister. Aileler yıllardır bu uygulamayı bildikleri için oğullarının barana üyesi olmasından gurur duyarak, büyük bir mutlulukla hazırlıklarını tamamlayıp Pazar akşamını iple çekerler.Pazar akşamı Barana üyelerinin tamamı sohbetin yapılacağı evin en yakınındaki camiye giderek yatsı namazını kılarlar. Cami çıkışında birlikte eve doğru yönelirler ve belli bir mesafeden sonra başkanın işaret vermesiyle ‘ Sabahtan Kavuştum’ türküsünü söylemeye başlarlar. (Parçanın ilk dörtlüğü) Sabahtan kavuştum ben bir güzele Güzel senin uykuların uçtu mu Senin gönlün yad ellere düştü mü Gülün bir tanesi sen kerem eyle (ben yandım) Eve geldiklerinde merdiven dibinde şu parçaya geçilir: Küçüğüm nereden gelirsin Gasaved gönlümü alırsın (ben yandım) Ergeç sen benim olursun Gasaved gönlümü alırsın (ben yandım) Ev sahipleri türküyü duyar duymaz kapının önüne çıkarlar ve gelenleri karşılarlar.Misafirler tek tek “hoş geldiniz, sefa getirdiniz” denilerek içeri alınırlar.Avluda hep birlikte bir iki dönüp oynadıktan sonra sohbetin yapılacağı odaya çıkılır. Onları oda kapısında ev sahibi ve barana üyesi karşılar ve ‘evimize hoş geldiniz!’diyerek içeri alır.Odaya girişte belli bir sıra yoktur ama genellikle başkan önce diğer üyeler onun ardından içeri girmeye özen gösteririler.Oda ocaklığı(şömine) olan evin geniş odasına geçilir. İçeride hasırlar serilidir. Hasırların üstüne kilimler vardır odanın kenarlarında yastıklar vardır. Yastıkların hemen önünde oturanların rahat etmesini sağlayan minderler vardır.Ocaklığın yanı başına başkan tam bağdaş kurarak oturur,onun karşısına hakim oturur.Barana Başı’nın “rahat oturun” demesiyle sohbete şu türküyle başlanır: Eminemin çam dibinde sesi var Varın bakın bohçasında nesi var Bir yazmayla top püsküllü fesi var Aman Eminem kalk gidelim dağlara Mekân tutalım mor sümbüllü dağlara Hakimin yanında çavuşun yardımcıları gelecek şekilde gençler karşılıklı otururlar. Başkan gibi rahat oturan sadece hakimdir. Diğerleri diz üstü otururlar.Ev sahibi barana üyesi ve onun en can arkadaşları kapı açık ise kapının dışında dururlar.Herhangi bir hizmet görmek için hazır olurlar. Eve girildikten sonra,merdiven başında,oturulurken,söyleşiye başlarken hep ayrı özel ezgiler çalınıp koro halinde söylenir.Kırık hava,karşılama ve zeybek oynanır.Oyunlar esnasında oyunu bırakan kaşıkları bir arkadaşının önüne bırakır.Bu şekilde herkes oynamış olur.Başkanın “herrol” komutu ile oyunlara ara verilir.Ardından en yaygını “yüzük oyunu” olmak üzere çeşitli eğlencelik oyunlar oynanır.Daha sonra yemek yenir,kahveler içilir,masallar öyküler anlatılır,çeşitli konularda söyleşilir ve “Sohbet Övme” gibi çok özel ezgiler okunur. Sohbet Övme Türküsünün ilk dörtlüğü şöyledir: Uzun çarşı baştan başa Keklik seker taştan taşa Geçmiş olsun (...........) paşa Sevdiğim bir o,saydığım bir o Olacak sohbet senindir Senindir,gerçek senindir. Sohbet Övmede ayrıca o geceki ve gelecek toplantının söyleşilerini yapacak kişiler açıklanır.Sohbetin bir de yargılama bölümü vardır.Bu bölümde suçlular yargılanır ve suçlarına göre cezalara çarptırılır.Kumar oynamak,yalan söylemek,sarhoş olmak ve benzeri davranışlar suç sayılmakta ve suçlulara cezaları hemen uygulanmaktadır. Gizlilik Barana’nın önemli özelliklerinden biridir.Söyleşi yerinin açıklanması yasaktır.Sohbet ahbapları birbirlerini sevmek,saymak ve birbirlerine yardımcı olmakla yükümlüdürler. Baranalar tümüyle toplumsal,ahlaksal ve eğitsel bir kurum niteliğindedir.Dursunbey Baranası Türk geleneklerini sürdürmektedir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:37 | |
| Halk Müziği
Halk Müziği halk tarafından benimsenen ve kulaktan kulağa yayılarak halkın sahibini bilmeden çalıp söylediği ezgilere denilmektedir.Balıkesir İl sınırları birçok kültürel yapıya ev sahipliği yaptığı için müzik kültüründe de zenginlik görülmektedir.
Balıkesir Halk Müziği türlerine baktığımızda “Barana Havaları”, “Zeybek Havaları”, “Güvende” olarak çeşitleyebiliriz.Bunların yanında bir başka tür de Tahtacılar’da görülen semah,nefes ve deyişlerdir.Barana havalarında görüldüğü gibi zeybek,bengi ve güvende türünde müzikler ile düğün havaları,kına havaları,ağıtlar,sözlü oyun havaları,efe türküleri,yiğitlik,koçaklık üzerine yazılmış türküler,Edremit-Kaz Dağı yörelerindeki semah, nefesler ve deyişler yörenin ezgi yapılarına örnektir.
Ritmde 9 zamanlı usuller çoğunluktadır.4 zamanlı ana usuller ile 5 zamanlı birleşik usul örneklerine de rastlanmaktadır.
Yörenin başlıca türküleri şunlardır:Akpınar Yapısına,Evlerinin Önleri Sarı Karınca,Azime Türküsü,Ninna Ninna,Kayalcanın Daşları,Hatçam Çaylar Yaptın mı,Entarisi Damgalı,Mendili Oyaladım,Al Geydim Alsın Diye,Ayva Çiçek Açmış,İki Keklik,Aşağı Yoldan Geliyormuş Üç Atlı,Kurban Olam Kalem Tutan Ellere.
Ayva Çiçek Açmış Yöre: Dursunbey / Balıkesir Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek
Gönül bu sevdadan vaz mı geçecek
Bana da ettiklerin az mı gelecek
Yandım Allah yandım yandırma beni
Derin uykulardan kaldırma beni
Yandım Allah yandım yandan bakana
Canım kurban olsun camdan bakana.
Evlerinin önü vişne fidanı
Dolanı dolanı buldum odanı
Hani de bu odanın körpe fidanı
(Nakarat)
Evlerinin önü duttur geçilmez
Dutun yaprakları sıktır seçilmez
Anadan geçilir yardan geçilmez
(Nakarat)
Evlerinin önü bulgur dübeği
Dübeğe vurdukça sallar göbeği
Ne sen gelin oldun ne ben güveyi.
(Nakarat) | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:43 | |
| Geleneksel Halk Sanatları 1-Dokumalar: Balıkesir yöresine göçen Yörükler göçebe yaşam sürerken zamanla yerleşik hayata geçmişlerdir.Dokuma konusunda usta olan bu yerleşimlerde daha çok kirkitli dokumalara rastlanmaktadır.Halı dokumalarıyla ünlü olan Yağcıbedir Yörükleri Balıkesir Yöresinde XVII.yüzyıldan itibaren görülmeye başlamaktadır.Balıkesir’de Yağcıbedir Yörükleri’nin yerleşim yerleri şunlardır:Sındırgı İlçesi Karakaya,Eğridere,Alakır,Çakıllı,Eşmedere ve Gölcük Köyleri,Bigadiç İlçesi Kayalıdere Köyü,Kepsut İlçesi Ahmetölen Köyü. 1.1-Kirkitli Dokumalar 1.1.1-Yağcıbedir Halıları: Balıkesir İlinde Sındırgı İlçesinde dokunan ve adıyla ünlenen el sanatı olan Yağcıbedir Halıları Balıkesir denilince ilk akla gelen üründür.Bu halılar Yağcıbedir Yörüklerinin ellerinden çıkmakta olup Yörük kültürünün en önemli ürünlerinden biridir.Yağcıbedir Halılarının iki önemli özelliği vardır.Bunlardan biri doğal bitki yaprağı ve köklerinden elde edilen “kök boya” adı verilen boyalarla boyanmış ipleri diğeri ise özgün motif kullanımıdır.Renkli yün iplerden iştar tipi tezgahlarda dokunan halılarda “yörük düğümü” ya da “Türk düğümü” tarzında dokuma görülmektedir.Halılarda kullanılan renkler koyu kırmızı,koyu mavi,lacivert ve de az da olsa beyazdır.Lacivert renk zeminde ve bordürlerde,kırmızı renk bordürlerde,köşe ve göbek motiflerinde beyaz renk ise bordürlerde ve mihrap çizgilerinde görülür. Yağcıbedir Halıları motifleri bakımından Karagöz,Heybe Sulu ve Yedi Elli olarak üç gruba ayrılmaktadır.Bu grupların içinde bir çok motif çeşidi mevcuttur.Bunlardan bazıları : Canavar,koyun,geyik,at,yıldız,çiçek,mührüsüleyman, salyangoz,akrep,kartal,heybesuyu,eli belinde,mihrap,kırkayak,çınar yaprağı....Halıların boyutları genelde 110x200 m² dir. Yağcıbedir halıların ömrü 150-200 yıl olup bu halılar kullanıldıkça değer kazanmaktadır.Günümüzde yapımı devem eden halı dokumacılığında renk ve desenlerde farklı taleplerin olması halılarda yozlaşmaya sebep olmaktadır.Buna rağmen orijinal yapıya bağlı kalınarak da halı üretimi Yağcıbedir Yörük köylerinin olduğu (Sındırgı İlçesi Karakaya,Eğridere,Alakır,Çakıllı,Eşmedere ve Gölcük Köyleri,Bigadiç İlçesi Kayalıdere Köyü,Kepsut İlçesi Ahmetölen Köyü.) yerlerde devam etmektedir. Ayrıca köylerde 3000 civarında halı tezgahı olup,yılda yaklaşık olarak 300.000 adet çeşitli ebatlarda halı dokunmaktadır.Ülke ekonomisine yılda ortalama 1 trilyon TL. arası gelir sağlamaktadır. 1.1.2.-Zili/Sili Düz kirkitli dokuma türü olan zililere Balıkesir’in dağ köylerinde sık rastlanmaktadır.Kullanılan motif isimleri:beyaz tabak,gök tabak,çiyan ayağı,tavuk ayağı ve yedi baladır.Boyut olarak,motif sayısı ele alınarak,yedi tabaklı veya dokuz tabaklı olarak zililer yapılmaktadır. Renk olarak kahverengi,beyaz,kırmızı,mavi seçilmekte ve sipariş üzerine renk dokusu değiştirilmektedir.Yörede Kepsut İlçesi’nin Dedekaşı Köyü Zili dokumalarıyla ünlüdür. 1.2-Mekikli Dokumalar1.2.1.-Bez Dokuma : İpliği kumaş haline getirme işine dokuma denilmektedir.Balıkesir Yöresinde özellikle Manav Köylerinde bez dokumalar halen yapılmaktadır. Genelde ev sakinleri ve marangoz işbirliği ile yapılan dokuma tezgahları bu köylerde hemen hemen her evin bir odasında yer almaktadır.Bez dokumaların atkısında orlon,çözgüsünde pamuk ip,marama adı verilen baş örtülerinde ise yün ip kullanılmaktadır.Kırsal kesimin ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yapılan dokumalar çaput kilim/yaygı,marama,bohça olarak değerlendirilmektedir. 1.2.2-Şayak-Aba Dokuma : Şayak-Aba koyun yünü veya yapağı kullanılarak “Çufalık” adı verilen tezgahlarda dokunan kaba ve kalın bir kumaştır.Bu dokuma çeşidini daha çok Balıkesir İlçelerinden Balya,İvrindi,Kepsut ve Dursunbey’de kırsal kesimde yapıldığı ve giysi olarak kullanıldığı görülür. 1.3-Keçe Yapımı :Keçe hammaddesi yün olan,yünün sabunlu su ile ıslandırılıp birçok işlemden geçirilerek dövülmesi ile oluşturulan bir kumaştır.Türklerde göçebe yaşam ile ortaya çıkan geçmişi uzun olan bu el sanatı azalarak da olsa günümüze kadar gelmiştir. Kullanım alanları ise:Yaygı keçesi,paspas,kepenek,külah,yelek,pantolon,çantadı r. Keçenin yapımında yün yapılacak eşyaya göre tartılır ve yay-tokmak yardımıyla veya Makine ile taranıp,kabartılır.Yere açılan hasıra göz kararı ile yünün büyük bir kısmı saçkı ile atılarak yerleştirilir ve hasır rulo şeklinde sarılır. Bu sırada yünün keçeleşmesini sağlayacak sabunlu su için kazana su konulur ve kaynatılır.Kaynayan suya sabunda eklenerek ateş üzerinde su karıştırılır ve bu sabunlu su keçenin oluşumundaki her aşamada kullanılır. Rulo olarak sarılan hasır açılır ve yassılmış yünün üzerine tasa konulan sabunlu su süpürge yardımıyla,yünün her tarafına gelecek şekilde sepilir.Islandırılan yün hasıra sarılır. Hasırın dışına Tepme İşleminde kirlenmemesi için çuval bezinden sargı sarılır ve ip ile hasır sıkıca bağlanır.Keçe Ustası ayakları ile hasırı dükkanın içinde bir götürüp bir getirerek Tepmeye başlar.Tepme İşlemi yaklaşık yarım saat sürer ve yün gitgide gevşemeye başlar.I.Tepmeden sonra açılan hasırda keçeler ters yüz edilir.Keçenin kenarları kaba yün ve sabunlu su kullanılarak el yardımıyla düzeltilir bu işleme Çatkı denilir. Keçenin sağlamlığını arttırmak için keçenin altına ve üstüne bir kenara ayrılan yün saçkı ile sepilir.Eğer kepenek yapılıyorsa kepeneğin ense ve külah kısmı da bu sırada sepilmektedir.Sabunlu su yünün üzerine sepilerek hasır toplanır ve bağlanarak II.Tepme İşlemi gerçekleşir.Bu işlem yaklaşık yarım saat sürer ve açılan hasırdaki keçeye istenilen motif veya sipariş veren kişinin ad ve soyadı baş harfleri,sipariş üzerine yapılmıyorsa yapan Ustanın adını baş harfleri daha önceden hazırlanmış renkli keçe parçaları kullanılarak sabunlu su ile yapıştırılır.Tekrardan sabunlu su kullanılarak ıslanan keçe hasıra sarılarak bir on dakika daha tepilir ve keçe hasırın içinden çıkarılıp tezgah üzerine alınır. Sargı ile sarılan keçe kol gücü ile dövülüp haşlanmaya başlanır.Keçe iki üç saat boyunca hem ıslandırılır hem de dövülür.Kol ile dövme işleminin çeşitli biçimleri vardır:Yuvarlama,Kollama,Körükleme.Zaman geçtikçe keçe sertleşip sıkılaşmaya başlar ve biraz da küçülür.Yünün rengi keçe rengine gelince keçe katlanarak suyu süzülsün diye bir kenara konulup bir gün dinlendirilir.Böylece sık sık sabunlu su ile ıslandırılan keçenin emmediği suyu da akıtılmış olur. Keçe ertesi gün tezgah üzerine alınarak düzden,tersten,enden ve boydan olmak üzere farklı şekillerde katlanarak bir süre yuvarlama yapılır. Sonra tezgaha açılan keçeye tokaçla vurularak keçenin katlama yerleri ve kenar kısımları düzeltilir.Keçe sırığa sarılır,yaklaşık on dakika sırık ile keçe tezgah üzerinde yuvarlanıp açılır.Tokaç ile vurularak düzeltilen keçe şekline uygun bir şekilde asılarak kuruması için açık havaya çıkarılır.Havanın sıcaklık durumuna göre kuruma işlemi bir veya iki gün sürmektedir.Yapılan keçe türü Çoban Kepeneği ise son Tokaçlama İşleminden sonra Tokaç yardımıyla kepeneğin ön yüzünde açılacak olan kanatlar belirginleştirilir ve bıçak yardımıyla aşağıdan yukarıya bu kısımlar açılır.Makas ile ense ve yaka kısmı düzeltilir.Yeni açılan yivler el ile ovularak sertleştirilir.Böylece bu kısımlardan oluşacak açılımlar önlenmiş olur.Kepenek şekli bozulmasın diye askıya asılarak açık havada kurumaya bırakılır. Desen Oluşturmada Kullanılan Renkli Keçenin Hazırlanması:Bir teneke kutuda veya kazanda kaynatılan suyun içine istenilen renk için yün boyası atılır ve karıştırılır.Boya boza kıvamına gelince kazanın altındaki ateş azaltılarak içine renksiz keçe parçaları atılır ve kaynamaya bırakılır.Boyanın içine atılan bir avuca yakın tuz boyanın keçeye tamamen geçmesini sağlar ve yarım saate yakın boya içinde bekletilen keçeler istenen rengi alınca boyadan çıkarılır.Açık havaya çıkarılarak kurumaya bırakılır.Bu şekilde bir çok renkten hazırlanan renkli keçeler desen yapımında kullanılır.Keçeler desene göre kesilerek kullanılır. Yapılan keçe ürünleri sanayii ve kırsal kesimin ihtiyacını gidermeye yöneliktir.Balıkesir’de yapılan sanayi keçeleri ile kepenekler Eskişehir,İzmir,Ankara, İstanbul, Kastamonu, Bilecik, Bursa ve civar ilçelere pazarlanır. Balıkesir Merkez’de ve Savaştepe İlçesi Sarıbeyler Beldesi ve bazı dağ köylerinde yapımı devam etmektedir. 1.4-Oya Yapımı : Oya; iplik,boncuk,pul gibi gereçlerle tığ,iğne,mekik,firkete ve şiş kullanılarak çeşitli tekniklerle yapılan el sanatı ürünüdür.Oyalar isimlerini hayvanlardan,bitkilerden,figürlerden ve nesnelerden alırlar.Balıkesir yöresinde yaygın olarak yapılan oya çeşitleri iğne ve boncuk oyacılığıdır. İğne oyası,iplik üzerine veya kumaş kenarına motiflerin iki veya üç boyutlu olarak genellikle tane şekillerinin yan yana dizilmesi ile oluşturulmaktadır. Balıkesir’de iğne oyacılığında en tanınmış merkez Gönen İlçesidir.Yapılan oya modellerinin başlıcaları şunlardır:Sepette gül,katlı gül,gelin yelpazesi,gelin tacı,selvi yaprağı,kollu karanfil,kabak çiçeği,zilli maşa,portakal oya,dut oya,horoz ibiği,zülem kadeh,beşli kiraz,cilveli kiraz,tül işi,kirazlı çark,dutlu biber,hercai menekşe,sinek oya.Yapılan oyalar süs,çeyiz ve hediye olarak değerlendirilir.İlçede oya yapımı kadınlar arasında yaygın olup aile ekonomisinde büyük paya sahiptir. Gönen çevresinde özel bir yeri olan oyacılığın,ilçede Salı günleri kurulan “Oya Pazarı” ve her yıl 6 Eylül Kurtuluş Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Oya Festivali” ile gelişmesi ve sektörünün oluşması sağlanmıştır. Ayrıca Tığ Oyası (Tığ Danteli) de Balıkesir Yöresinde yaygın olarak görülmektedir.2.Ağaç İşleri : İvrindi İlçesi Korucu Beldesi ve köylerinde daha çok gördüğümüz ağaç işleri yapımına yörede dağ köylerinde de rastlamak mümkündür. Ağaçtan yapılan eşyalar:Kaşık,oklava,kirkit,ağızlık ve bastondur.İvrindi İlçesi Korucu Beldesinde yapılan ağaç kaşıklar boyanarak süs eşyası olarak da değerlendirilmektedir. 3.Çömlek Yapımı :Çömlek yapımı için uygun toprağın alınarak sulanıp,çiğnenmesi ve yoğrulması ardından motorlu çark üzerine konulup el ile şekil verilmesi ile oluşturulan eşyalara çömlek denilmektedir.Günümüzde İvrindi İlçesi Kayapa Beldesi’nde çömlek ürünleri desti,küp,sigara tablası,saksı ve güveç yapılmaktadır.Plastik eşyaların çıkması toprak işlerindeki talebin azalmasına sebep olmuştur.4.At Arabası Yapımı :Motorlu taşıt araçlarının çıkmasıyla önemini kaybeden at arabası yapımı yörede günümüzde yalnızca Susurluk İlçesi’nde yapılmaktadır.Ahşaptan yapılan at arabaları renkli boyalarla çeşitli manzaralar boyanarak süslenmektedir. 5.Yorgan Yapımı Balıkesir İlinde Yorgan Yapımı uzun yıllar öncesine dayanan bir sanat dalıdır.Teknolojinin gelişmesi,hazır çeyiz,hazır yorgan,hazır yastık sektörünün hızla ilerlemesi yorgan sanatını olumsuz etkilemiştir.Yörede yorgan ihtiyacını genelde Balıkesir Merkez’de bulunan on altı adet yorgan dükkanı karşılamaktadır.Yorganlar kullanımlarına ve isteğe bağlı olarak iki çeşit yapılmaktadır:Gündelik ve Fantezi(Model) Yorganlar.Çok emek isteyen bu el sanatında günümüzde model çeşitliliği dikkat çekmektedir. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:51 | |
| Halk Mimarisi Anadolu gibi tarihin derinliğine yaşandığı, uygarlıkların kesiştiği toprak parçasında bugüne ulaşan mimari mirasın korunması büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde korunması gerekli kültürel varlıklar arasında "geleneksel sivil mimarlık örnekleri" büyük yer tutmakta ve önem taşımaktadır. Balıkesir geleneksel evleri toplumun geçmişini, ekonomisini ve yaşam biçimini bizlere yansıtmaktadır. İlimizde Anadolu geleneksel ev mimarisini yansıtan örneklerin hemen hemen çoğunluğu kentimizin l5. yüzyıldan kalma çekirdek dokusunu oluşturan Aygören, Dumlupınar, Karaoğlan ve Karesi Mahallelerinde yer almaktadır. Bugün az sayıda ayakta kalabilen bu evlerin tamamı 19.yy. sonu-20.yy. başına tarihlendirilmiştir.Yapılar dama planlı ve dikey kesişen sokakların üzerine sıralanmışlardır. Evlere bakıldığında iç ve dış cephelerinde sadelik göze çarpmaktadır. Evlerin içinde kalem işi duvar ve tavan tezyinatları bulunmamaktadır. Buna, karşılık iki özel örnek dışında basit ahşap tavan süsleri görülmektedir. Genel olarak ev yapısı taş temelli, ağaç merteklerle destekli ve genellikle dış üst kat cepheleri ahşapla kaplı şekildedir. İlimizdeki evlerin başlıca özelliklerine bakıldığında ; - Taşıma sistemi, çamur harçlı-taş örgü duvardan oluşmuştur. . - Evler genelde arazinin kot farkından oluşan bodrum ile üzerine yapılmış bir veya iki kattan oluşurlar. Binaların zemin katları mutfak ve kiler gibi servis mekanları olarak düzenlenmiştir. Üst katlar ise sofanın iki yanına yerleştirilmiş yaşam mekanları şeklinde kullanılmıştır. - Evlerde sofa gerisinde bulunan yüklük veya dolap ile odalara da yüklük ve gusülhane yerleştirilerek sade fakat fonksiyonel mekanlar yaratılmıştır. - Üst katlarda taşıyıcı sisteme ahşap kiriş ve hatıllar dahil edilmiştir. Dış ve iç cephelerde ahşabın dayanıklılığı ve dekoratif özelliğinden faydalanılarak ahşabın sıcaklığı evlere yansıtılmıştır. - Ahşap iskeletli duvarlar sayesinde yapının yükü zemine aktarılmıştır. - Saçaklar iklim şartlarına uygun olarak çok geniş değildir. - Tek veya çift taraflı merdivenlerle ulaşılan ana girişler iki sütunla desteklenen bir revakla geri çekilmiştir. - Yukarı sürmeli giyotin tipinde yapılmış dikdörtgen, sık ve küçük pencereler ile cephe hareketlendirilmiş ve aydınlık mekanlar yaratılmıştır. - Yapılarda düz ve çıkmalı olmak üzere iki çeşit cephe tipi görülür. Çıkmalı cephede üst kat çıkmaları sade eliböğründeler (payandalar) ile desteklenmiştir. - Cepheye hakim olan kat, pencere ve çıkmalar ile dışa açılan "esas yaşam" katıdır. Ayvalık Evleri: Ayvalık Evleri Roma ve Helen yapı izlerini taşıyan “Neo-Klasik Mimari” çizgisi taşımaktadır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 04:56 | |
| Mutfak ve Yemek Kültürü Balıkesir İli coğrafi şartları ve çeşitli etnik grupları coğrafyasında barındırması nedeniyle zengin bir mutfak kültürüne sahiptir.Her etnik grubun kendine has bir mutfak kültürü olduğu gibi zamanla etkileşimleri de olmuştur. İlin coğrafyasında tarıma elverişli toprakların büyük bir kısmında tahıl ekimi yapılmaktadır.Geri kalan kısımlarda ise baklagiller ve sanayi bitkileri yetiştirilir.Körfez Bölgesi’nde zeytin üretiminin gelişmiş olması yemeklerde zeytinyağı kullanımının yaygın olmasını sağlamıştır.Balıkesir yöresinde iç kesimlerde yemeklerde zeytinyağının yanında çiçek yağı ve tereyağı da kullanılmaktadır. Yöre mutfağı sebze ve ot yemekleri yönünden zengin olup yöre mutfağında ünlü birçok yemek vardır:Askalubrus,Mürdük Aşı,Sarmaşık,Börülce,Acı Filiz Kavurması... Yörede hayvancılık gelişmiş olup hayvansal ürünler tüm sofralarda yerini almıştır.Hayvansal gıdalarda Manyas,Gönen ve Susurluk İlçeleri tanınmıştır. Bunun yanında Körfez Bölgesi’nde beslenme de deniz ürünleri önemli yer tutmaktadır.Deniz ürünleri taze yenildiği gibi tuzlanarak da uzun süre saklanıp tüketilmektedir. Ayrıca hamur işleri de yaygın olup tüketimi fazladır.Mantı ve börek yapımlarının yanında köylerde mayalı ekmek yapımı da hamur işleri arasına girmektedir. Keşkek : Malzemeler :Etli kuzu kemiği(2 kaburga göğsü), 500 gr. keşkeklik buğday,250 gr. tereyağı, 1 kaşık salça,yeteri kadar tuz. Yapılışı :Keşkeklik buğday bir gün önceden yıkanır ve haşlanır.Bir kabın tabanına etli kuzu kemiği dizilir ve üzerine de buğday konulur.Buğdayların üzerine çıkacak kadar sıcak su ilave edilerek pişirilir.Ara sıra keşkek karıştırılır.Buğdaylar ezilinceye kadar ara ara sıcak su da ekleyerek yemek pişirilir.Etin piştiği de anlaşıldıktan sonra kemikler yemekten çıkarılıp kemikleri ayıklanıp yemeğin içine konulur. Yemek tahta bir kaşık ile dövülerek merhem haline getirilir. Sonradan eritilmiş kızgın tereyağı,karabiber ve kırmızı biber ve salça ilave edilerek ikram edilir.Yemeğin özelliği ,etin belli olmayacak kadar dövülmüş olmasıdır. Tirit :Tiritlik ekmek küçük küçük doğranır ve tepsiye dizilir. Üzerine tavuk suyu dökülür. Tavuk etleri ve haşlanmış tavuk konulur. Tereyağı kızdırılıp üzerine dökülür. Karabiber konulur. Tavuk haşlanırken içine domates konarak haşlanır. Tavuk suyunun biraz renk alması sağlanır. Tiritin yufkadan yapılanı da vardır. yemek karabiber ve maydanoz ile süslenerek servis yapılır. Sura : Malzemeler :1 adet kuzu veya oğlak eti ön kolu,150 gr. kuzu ciğeri,yarım su bardağı zeytin yağı,2 su bardağı pirinç,1 çorba kaşığı çam fıstığı,1 adet kuru soğan,1 çorba kaşığı kuş üzümü,yarım çay kaşığı yeni bahar, yarım çay kaşığı karabiber,yarım çay kaşığı tarçın,2 ye4mek kaşığı tuz,1 yemek kaşığı domates salçası. Yapılışı- Daha çok kurban bayramlarında yapılan ve özel günlerde tercih edilen bir yemektir. Kuzu ön kolu kaburga tarafından bıçakla açılır içine önceden hazırlanmış iç pilav doldurulur. Bu bölüm iğne iplikle dikilir. Bir kapta sulandırılan salça etin üzerine sürülür. Pişirme kabına su da eklenerek et pişirilir. Saçaklı Mantı : Malzemeler :4 su bardağı un,1 adet yumurta,2 yemek kaşığı margarin,1 adet tavuk,5 yemek kaşığı tereyağı. Yapılışı :Yumurtalı hamur açılır. Açılan hamur yufka haline getirilir. Yapılan yufkalar ince ince kıyılır. Uzun saçaklar meydana getirilir. Tepsiye dizilerek fırında yağ ile kızarıncaya kadar pişirilir. Kızarınca üzerine tavuk suyu dökülür. Tavuk etleri lif lif ayrılarak üzerine dağıtılarak servis yapılır. Tavuklu Mantı:Hamur yoğrulur içi boş olarak dört tarafından bükülerek şekil verilir ve fırınlanır. Tavuk suyunda mantılar haşlanır. Üzerine tavuk etleri ve haşlanmış nohut dökülür. Daha sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür. Tereyağ kızdırılır üzerine dökülür. Çeşitli baharatlarla ( nane , pul biber ) servis yapılır. 1 Kg. tuzsuz peynir tencereye konur. İçine bir çay kaşığı kabartma tozu atılır. İçine iki yumurta sarısı, çalkalanarak ilave edilir. Hafif ateşte karıştıra karıştıra yağı çıkıp bal rengi sarısına bürünene kadar bir saat pişirilir. Kıvama gelmiş olan peynire 250 gr. irmik, 100 gr. un , 1Kg. toz şeker ilave edilir. Şeker eriyip yağ salana kadar bir süre karıştırılarak pişirilir. Soğutularak servis yapılır. Peynirli Patlıcan :Malzemeler :1 kilo patlıcan,Manyas peyniri,2-3 diş sarımsak,domates sosu. Yapılışı :Patlıcanlar alacalı olarak soyulur ve 5-10 dakika tuzlu suda bekletilir ve enli olarak kesilir.Enli kesilen patlıcanlardan iki halka arasına rendelenen peynir konulur.Bir kürdan yardımıyla iki patlıcan birbirine bağlanır ve kızgın yağda kızartılır.Tabağa alınan patlıcanların üzerine sarımsaklı domates sosu dökülür. Düğün Çorbası : Malzemeler :Yarım su bardağı,haşlanmış nohut,1 çorba kaşığı tereyağı,3 diş sarımsak,2 adet yumurta(sarıları kullanılacak),yarım su bardağı un,yarım su bardağı arpa şehriye. Yapılışı :Et suyuna şehriyeler atılarak pişirilir.İki yumurta sarısı ve un yarım su bardağı su ile kıvamlı hale gelecek şekilde çırpılarak kaynayan şehriyeli et suyuna yedirilir.Haşlanmış nohut ve dövülmüş sarımsak ilave edilerek çorba pişmeye bırakılır.Çorbanın içindeki arpa şehriyeler piştikten sonra ayrı bir kapta kızdırılan tereyağı tabağa alınan çorbanın üzerine gezdirilir. Zerde Tatlısı :Malzemeler :1 su bardağı pirinç,2,5 su bardağı şeker,50 gr. kızamık şekeri,2 yemek kaşığı gül suyu,3-5 adet karanfil,Yarım çay kaşığı tarçın. Yapılışı :Su ile pirinç kaynatılır. Kaynadıktan sonra şekeri ve gülsuyu ilave edilerek pişirilir. İkram edileceği zaman Kızamık şekeri (veya kımızı loğusa şekeri) ve tarçın ile süslenir. Balıkesir Kaymaklısı :Malzemeler :1 kg Un, 300 gr tereyağı,6 yumurta,700 gr kaymak, 2 kg. şeker ve üstüne gelinceye kadar su. Yapılışı :Un hamur tahtasında elenir, ortası açılır. Tereyağı ve süt konup karıştırılır. Yoğrulur. Dinlendirildikten sonra on iki parçaya bölünüp yağlı bir tepsiye konulur. Her yufkanın kırılmaması için elle su serpilir, diğer 6 yufkada diğer yağlı tepsiye yerleştirilir. Fırında veya mangalda pişirilir. Alt kısımları kızarınca iki tepside ateşten indirilir. Birinci tepsideki yufkaların üst yufkası üzerine bolca kaymak yayılır. Kümeler halinde de konulabilir. Diğer tepsideki yufkaların alttaki kızarmış tarafı üste gelmek üzere birinci tepsideki kaymakların üzerine kapatılır. Ilık halde reçel şurupları koyulduğunda şerbet soğuk hamur üzerine gezdirilerek dökülür, kapak katılır. Soğuduktan sonra servis yapılır. Höşmerim :Balıkesir mahalli yemekleri oldukça zengindir. Bu yemekler özellikle düğün, hayır gibi törensel mahiyetteki toplantılarda hazırlanmakta ve davetlilere sunulmaktadır. Bu yemekler arasında tirit, börülce, sura, manav tarhanası, saçaklı mantı, keşkek, mafis, güveç, peynirli patlıcan, düğün çorbası , zerde gibi yemekler ile Balıkesir Kaymaklısı, höşmerim, kalbura bastı gibi tatlılar dikkati çekmektedir. Malzemeler : 1kg tuzsuz taze peynir, 2 yumurta sarısı, 250 gr. irmik ,100 gr un,1kg. toz şeker,bir çay kaşığı kabartma tozu Yapılışı : 1kg tuzsuz taze peynir tencereye konur. İçine bir çay kaşığı kabartma tozu atılır. 2 yumurta sarısı çalkalanarak ilave edilir. Hafif ateşte karıştıra karıştıra yağı çıkıp bal rengi sarısına bürünene kadar bir saat pişirilir. Kıvama gelmiş olan peynire 250 gr. irmik , 100 gr un,1kg. toz şeker ilave edilir. Şeker eriyip yağ salana kadar bir süre karıştırılır. Renk için bir miktar safran konulabilir. Soğuduktan sonra servis yapılır. Mafiş Tatlısı :Malzemeler :1 yumurta,1 fincan yoğurt,1 fincan ayçiçek yağı,1 fiske tuz,1 çay kaşığı karbonat,alabildiği kadar un. Yapılışı :Yumurta,yoğurt, ayçiçek yağı, tuz,karbonat ve un hamur haline gelecek kadar yoğrulur. Ceviz büyüklüğünde parçalanır. Her parça iki el büyüklüğünde oklava ile ince ince açılır ve kareler halinde kesilir.Kareler fiyonk şeklinde ortadan büzülerek kızgın yağa atılarak kızartılır. Yağdan alınan hamurlar önceden hazırlanmış soğuk olan şuruba atılır. Tatlılar şurubu çekince servis tabağına alınır. Börülce Ekşilemesi:Börülce Türkiye' de daha ziyade Balıkesir' de yetiştirilen ve yemek çeşitleri yapılan bir sebzedir. Sallama ya da sıyırma da denilen bir haşlama salatasıdır. Haşlanmış börülcenin üzerine zeytinyağı ve koruk suyu ile döğülmüş sarımsaktan oluşan bir karışım ilave edilir ve servis yapılır. Sarımsaklı Bulgur:Bulgur, tavuğun haşlandığı suda haşlanır. Suyu çekildikçe su ilave edilir. Bulgur merhem gibi oluncaya kadar pişirilir. Biraz sulu bırakılır. Bulgur tepsiye dökülür. Üzerine didilmiş tavuklar dökülür. Sarımsak dökülür ve karıştırılır. Üzerine çiğ zeytinyağı gezdirilir. Bunun aslı tavşan eti ile yapılanıdır. Kaymak Hamuru: Kaymak ocakta un ile helva gibi karıştırılır. Kaşıkla iz yapılarak kesilir ve ılık olarak servis yapılır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 05:01 | |
| Turizm
Kıyı Turizmi
İlimizin iki denize kıyı vermesi, Marmara ve Ege Denizi’ndeki Adaları ile ilimizde yoğun bir şekilde mevsimsel olarak yaz dönemi içerisinde deniz turizmi yaşanmaktadır.
1. AYVALIK İLÇESİ
-Sarımsaklı Plajları : İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır. 7 km uzunluğunda 100
m. eninde bir kumsala sahip plaj; birçok konaklama tesisine, kafeteryaya özellikle deniz mahsulleri satan restoranlara ve gazinolara sahiptir.
-Şahinkaya(Badavut): Sarımsaklı plajlarının devamı olup, ince ve temiz kuma sahiptir.
-Altınova : Ayvalık ilçesinin şirin bir bucağı olan Altınova, temiz sahillere sahiptir. İlçe merkezine 13 km. olan belde, piknik ve gezi yerleri ile orman içinde dinlenmeye olanak sağlamaktadır.
-Ali Çetinkaya(Armutçuk): İlçenin kuzey kıyısında temiz,ince kumu ile halka açık bir plajdır.
-Duba Mevkii: Alibey Adası yolu üzerindedir.
-Alibey Adası (Cunda): İlçe merkezine karayolu ile 8 km. uzaklıktadır. Adanın çevresi doğal plajdır. Balık lokantaları ile ünlüdür.
2.BANDIRMA İLÇESİ :
Kapıdağ’ın Bandırma’ya bakan sahillerinde doğal ve geniş kumsallar bulunmaktadır. Bunlardan Kocakum ve Tanaça mevkiindekiler ünlüdür.
3.EDREMİT İLÇESİ :
-Akçay : Edremit’e 10 km uzaklıktadır. Sahil şeridi olup, kısmen çakıllıdır. Her yerinden fışkıran tatlı , soğuk suları ve artezyenleri ile ünlüdür.
-Altınoluk : Edremit’e 28 km. mesafededir. Oksijen deposu özelliğini taşıyan yörede çok sayıda konaklama tesisi ve eğlence mekanları bulunmaktadır.
4.ERDEK İLÇESİ :
Çakıllı olmayan altın renkli kum şeridinin baştan başa sardığı Erdek sahilleri Türkiye’nin en güzel tabii plajlarındandır. Plaj, Edincik altlarından başlayıp Çuğra’ ya kadar uzanır. Sahillerin hemen hemen tamamında konaklama tesisleri ve kamplar bulunmaktadır. Narlı, Ocaklar, İlhan,Turan ve Ormanlı köyleri de tabii kumsallarla çevrili plaj yerleridir.
5.BURHANİYE İLÇESİ :
-Ören : İlçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Sahillerinin tamamı temiz, tabii ve ince kumludur. Öğretmen evleri ve İskele Mevkiinden de denize girilebilmektedir. Yaklaşık 10 km. uzunluğundaki bu kumsalların eni 30-60 m. arasındadır.
6.GÖNEN İLÇESİ :
Gönen’e 26 km. mesafede tabii kumsalları ile ünlü Denizkent, konaklama tesisleri lokantaları ve gazinoları ile güzel bir tatil beldesidir.
7. MARMARA İLÇESİ :
Yeşil ile mavinin kucaklaştığı kıyılar, tabii plajlarla kaplıdır. İlçeye ulaşım deniz yolu ile sağlanmaktadır. Özellikle Avşa Adası yaz aylarında, İstanbul-Avşa arası gemi ve deniz otobüsü ile gelen önemli miktarda yerli ve yabancı turist akınına uğramaktadır. Doğal plaj olan Avşa Adası plajının yanı sıra Ekinlik ve dibi mermer olan Saraylar Köyü’ndeki Mermer Plajı ilgi çekici olanlarıdır. | |
| | | maviş Yönetici
| Konu: Geri: BALIKESİR-10 12th Mayıs 2010, 05:03 | |
| Kültür TurizmiKutsal Yerler ve Tarihi Yapılar 1.CAMİLER :a)Balıkesir Merkez İlçede Yer Alan Tescilli Camiler:Zağnos Paşa Külliyesi: Cami, hamam, türbe, muvakkıthane, muallimhane ve bedestenden oluşan site, Balıkesir’in en büyük ve mimari yönden en mükemmel külliyesidir. Ahmet Vefik Paşa meydanında bulunan bu eserin muallimhane, imaret ve bedesteni bulunmamaktadır. 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in ünlü veziri Zağnos Mehmed Paşa tarafından, o zamanki şehrin kenarına yapılarak Balıkesir diğer yöne yayılmasını sağlamıştır. Külliyeden sadece hamam günümüze dek özgünlüğünü koruyabilmiştir. 1897 yılındaki depremde yıkılan camii ve türbe 1908 yılında Mutasarrıf Ömer Ali Bey tarafından yeniden yaptırılmıştır. Camii; Özgün yapıdan sadece kuzey kapısı üzerindeki ve iç bölümdeki yazıt kalmıştır. 1908 yılında yeniden yapımı sırasında Rum ve Ermeni ustaların çalışması nedeniyle, Osmanlı sanatının son döneminde görülen melez üslubun etkilerini taşımaktadır. Kare planlı, dört payeye oturan büyük kubbeli yanları tonozlu ve köşelerde köşe kubbeleri bulunan düzgün yontma taş ve tuğladan yapılmış bir yapıdır. Dış görünüşünde yatay ve dikey hatları dikkat çeker. Caminin iç bölümüne çift kanatlı ahşap kapılarla girilir. Kapıların önüne dört köşeli mermer sutünların taşıdığı, ahşap tavanlı kurşun kaplı ve eğimli bir çatı ile örtülü sundurmalar yer alır. Kalın duvarlarla çevrili ibadet yeri dört kalın kare paye ve bu payeleri birleştiren kemerlerle birbirinden ayrılmıştır. Köşe kubbelerinde ve kemerlerde Osmanlı sanatında kullanılmış olan rumi, palmet ve kıvrık dal motiflerinden oluşan kalem işi süslemeler göze çarpar. Mihrap, son dönem Osmanlı sanatının tüm özelliklerini taşımaktadır. Kubbenin geçişi ve yarım tonozlar kıvrık dal, çiçek ve lale motifleri ile süslüdür. Kubbenin iki köşesindeki pencerelerin arası çinilerle süslenmiştir. Barok tarzda ve kesme taştan yapılmış olan minare, barok bir külahla biter. Caminin biri kuzeyde diğeri güneyde olmak üzere iki şadırvanı bulunmaktadır. Kuzeydeki şadırvan on iki köşeli mermer olup, suyu Paşa hamamından gelmektedir. Yıldırım Camii:Yıldırım Mahallesi’nde yer alan Camii’nin, çeşitli kaynaklardan ve vakfiyesinden edinilen bilgilere göre, 1338 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Büyük bir avlu içerisinde yer alan ve imaret ile birlikte külliye durumundadır. Camii, 1818 ve 1897 depreminden sonra onarım görmüştür. Kuzey ve güney yönünde düzgün dikdörtgen planlıdır. İç mekan beşer sütunlu, iki diziyle üç bölüme ayrılmıştır. Kesme taştan inşa edilen yapı, çatı kiremidi ile örtülüdür. Ahşap minberin kapısı üzerindeki dikdörtgen panoda ‘Kufi’ bir yazı bulunmaktadır. Tahtalı Cami,Kasaplar Cami,Mescit,Şeyh Lütfullah Cami, Hakkı Çavuş Cami, İbrahim Ağa Cami, Martlı Cami, Hacı Alibey Cami, Karaoğlan Cami,Alacamescit Cami,Umurbey Cami,Yeşilli Cami,Eski Hamidiye Cami, Eski Yıldırım Cami,Hacı Kaya Camii,Seferağa Cami,Okçu Cami,Eminağa Cami,Çırpılı Cami,Hacı Sefer Cami, Kırımlı Cami, Yoğurtçu Cami,Vicdaniye Cami, İbrahim Bey Cami, Çınarlı Cami, Kayabey Cami, Mecidiye Cami, Akçaköy Cami. b)Balıkesir İlçelerinde Bulunan Tescilli Camiler -Ayvalık;Saatli Camii :İlçe merkezinde, İsmet Paşa Mahallesinde yerli Rumlar tarafından kilise olarak yapılmış, 1928’den sonra camiye dönüştürülmüştür.Hamidiye Cami:Sakarya mahallesindedir. İlçede cami olarak yapılmış tek özgün yapıttır. Sultan Abdülhamit tarafından 19. yy’ın ikinci yarısında yapılmıştır. Melez üslubun bir örneği olan cami, kareye yakın planlı ve kırmızı kesme taştandır.Hayrettin Paşa Cami:19. yy’ın ikinci yarısında yapılmış olan kilise daha sonra camiye çevrilmiştir. Çınarlı Cami:İlçe merkezinde, Hamdibey Mahallesindedir.19.yy’ın ikinci yarısında Ayvalık’ta oturan Rumlarca yapılmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra camiye çevrilmiştir. Moloz ve kesme taş malzemesiyle yapılan yapının planı dikdörtgendir. Ortası kubbe ve yanları tonoz ile örtülü binanın içerisinde tonozların önündeki galeriyi taşıyan kalın sütunlar bulunmaktadır. Bu sütunlar kompozit başlıklıdır. Çamlık Cami ‘de ilçe merkezinde bulunmaktadır. -Bandırma; Haydar Çavuş Cami:Tek kubbeli kare planlı sade bir yapı olan camiyi, 19.yy başlarında Haydar Çavuş yaptırmıştır. 1873 yılında yanan cami, neo- klasik anlayışta yeniden yapılmıştır. Sunullah Cami, Habibullah Hamarat Cami, Hacı Yusuf Cami, ,Çınarlı Şevkiye Cami,Bandırma Ulu Cami,Eski Doğruca Köyü Cami, Emre Köyü Cami, Bigadiç Yeşilli Cami diğerleridir. -Burhaniye Şahinler Köyü Camii:Yaklaşık 150 yıllık olduğu tahmin edilen camii, Türk –İslam aleminde , içerisinde eski hat örnekleri olmayan, buna karşın köy mezarlığı ve Rezelli Değirmeni ile çeşitli doğa ve meyve fresklerinden oluşan süslemeli kubbeleriyle çok ayrı özellikte bir camidir. 1993-94 yıllarında Vakıflar Müdürlüğü tarafından Kültür Bakanlığı Anıtlar Yüksek Kurulu denetiminde restore edilmiştir. Koca Cami,Hanay Cami,Çerkeş Cami Minaresi, Hacı Ahmet Cami Hasan Ağa İskele Cami (Osman Ağa Cami)Cami de diğerleridir. -Dursunbey; Horata Cami Halhallı Cami Yeni Cami Çarşı Cami. -Edremit Kurşunlu Camii: Selçuklular döneminde Yusuf Sinan tarafından yaptırılmıştır. Kubbesi kurşunla örtülü olduğundan Kurşunlu Camii denilmiştir. Avlusunda Yusuf Sinan’ın kabri vardır. Başucundaki yazı, Balıkesir sınırları içindeki en eski kitabedir . İbrahim Cami, Ağa Cami, Pazaryeri Cami, Yakup Ağa Cami, Alemizade Cami, Dedeler Cami , Kavcı Cami, Mahkeme Cami, Hamidiye (Tatarlar) Cami , Bekir Ağa Cami, Altınoluk Beldesi Köyiçi Cami diğerleridir. -BigadiçKasımPaşa Camii:1549'da Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Cezerizade Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır.Tamamen kesme taşlarla yapılan cami birkaç defa tamir olmuşsa da minaresi orijinal hali ile günümüze gelmiştir. Yapıldığı dönemin tüm mimari özelliklerini yansıtan Kasım Paşa Camii’nin duvarlarında 1901 tarihli levhalarda hat sanatının değişik örnekleri mevcuttur. Halen Bigadiç'in merkez camii olarak kullanılan Yeşilli Camii, 1715 tarihinde Bigadiçli Çavuşzade İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır.Yangın, deprem gibi sebeplerle üç defa onarım görmüştür. Bu yüzden üzerine harcanan emek ve yapılan masraflar bir hayli fazladır. -Erdek Paşalimanı Adası Paşalimanı Cami -Gömeç Merkez Cami -Gönen Hodul Köyü Cami, Çobanhamidiye Köyü cami -Havran Çarşı Cami Ebubekir Cami,Orta Cami, Tekkem Cami, Büyükdere Köyü Cami -Kepsut Dereli Köyü Cami -Manyas Mecip Köyü Cami -Marmara Adası İskele Cami -Savaştepe Çavlı Köyü Cami -Sındırgı Cami -Susurluk Burhaniye Cami 2. KİLİSE VE MANASTIRLAR : -Balıkesir Merkez Akçaköy Kilise Kalıntısı -Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi :1873 yılında inşa edilen kilise; akmayan, işlemeli sarımsak taşlarıyla dikkati çeken Aşağı Çeşme sırasındadır. Bulunduğu yer, Hıristiyanlar ile Müslümanların birlikte yaşadığı kentin ilk mahallesidir. Çevresindeki sokak dokusu ve neo-klasik özellik taşıyan sivil mimari dokusu, tipik evleriyle bir bütünlük içindedir. Kilise; mimari özellikleri, içteki mermer işçiliği, dini konuları içeren tavan süslemeleri, İsa’nın doğumundan ölümüne kadar anlatan resimleri , balık derisi üzerine yapılmış azize portreleri ile kentin halen bozulmamış en dikkate değer eseridir. Aya Nikola(Taksiyarhis) Kilisesi : Alibey Adası’ndadır. Tevrat ve İncil’den alınan dini konuların işlendiği fresklerle süslenmiştir.Ayışığı Manastırı :Ayışığı Manastırı diye Türkçeleştirilen Patriça’ daki (Alibey Adası’nın kuzeye doğru uzantısı) Manastıra, Birinci ve İkinci Köyü geçtikten sonra ulaşılır. Büyük ölçüde kendine özgü yapısı ve özelliklerini koruyabilmiştir. Leka Manastırı :Dalyan Boğazının körfeze girerken sol yakadaki zeytin ağaçlarının arasından görünen boğaza hakim manastır. Geleneksel manastır yapısının korunmuş olması, yapımında keşişlerin çalışmış olmasındandır. Ayazma Kilisesi:İon sütunlu Fenoremeni Kilisesi, ortodokslarca içindeki kutsal su nedeniyle ‘ayazma’ olarak anılmaktadır.Agios Nikolaos (Aya Triada) Kilisesi, Harap Kilise, Küçük Kilise , Aşıklar Tepesi diğerleridir.-Edremit; Güre Beldesi Kilise Kalıntısı -Erdek Yukarı Yapıcı Köyü Kirazlı Manastırı: Antik dönemde Didumus Dağı olarak bilinen dağın eteğinde manastır, kilise ve yapı gruplarından oluşan bir kompleks tir. Duvar tekniğine göre; 19.yy’da(1800’lü yıllar) Rumların kullandığı bir dini anıt yapı olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut temellerden ve duvar kalıntılarından bodrum üzerine 2 katlı olduğu görülmektedir. Bugün mevcut olan kilisenin, güney duvarı ile absis duvarının bir kısmı ayakta ve yüzeyde bulunmaktadır. Ormanlı Köyü Manastır Kalıntısı, Ballıpınar Köyü Kilise Kalıntısı, Karşıyaka Beldesi Kilise Kalıntıları da bulunmaktadır.-Gönen; H.Hüseyin Bey Köyü Kilise -Marmara Adası;Çınarlı Köyü Manastır Kalıntısı, Ekinlik Köyü Kilise Kalıntısı 3. ŞEHİTLİKLER : -Balıkesir Merkez Hava Şehitliği - “ “ Garnizon Şehitliği -Ayvalık Şehitliği -Bandırma Hava Şehitliği - “ Ayyıldız Tepe Şehitliği - “ Son Kurşun Anıtı - “ Edincik Şehitliği -Burhaniye Karaağaç Şehitliği - “ Hüseyinoğlu Aziz Şehitliği -Edremit Şehitliği -Erdek Şehitliği -Gönen Şehitliği - “ Kıbrıs Şehitleri Abidesi -Kepsut İnebey Şehitliği -Manyas Şehitliği | |
| | | | BALIKESİR-10 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|