Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Forumnefer'e hoş geldiniz.

Eğer üye iseniz lütfen giriş yapınız, henüz üye değilseniz ve forumdan tam olarak yararlanmak istiyorsanız bizim topluluğumuza katılabilirsiniz.
iyi Formlar dileriz.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Suphi Ziya Özbekkan

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ne-fer
Yönetici
Yönetici
ne-fer



Suphi Ziya Özbekkan  Empty
MesajKonu: Suphi Ziya Özbekkan    Suphi Ziya Özbekkan  Empty5th Şubat 2011, 06:49

Suphi Ziya Özbekkan  Suphi_ziya_ozbekkan

Suphi Ziya Özbekkan 1887 yılında İstanbul'da Türbe semtinde doğdu.
Babası devlet adamı ve ünlü mûsıkîşinaslarımızdan Ziya Paşa;annesi Samipaşa-zâde Suphi Paşa'nın kızı Ayşe Behiye Hanım'dır.Hamdullah Suphi Tanrı Över ,sanatkârın dayısıdır.

Altı yaşına kadar özel öğretmenlerden ders alarak eğitildi.Bir Fransız mürebbiyeden önce Fransızca öğrendi.Annesinden elde ettiği Farsça bilgisini, Vecihe Daryal'ın babası Abdülmecid Daryal'dan aldığı derslerle ilerletti.Ders gördüğü öğretmenler o zamanın isim yapmış okullarının,özellikle Galatasaray Sultanisi'nin en tanınmış öğretmenleriydi.

İlk memuriyeti,İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi iken 1903 yılında girdiği Hariciye Nezareti Fransızca kâtip yardımcılığıdır.Amcası Reşid Paşa Roma büyükelçisi iken Roma'ya tayin oldu.İki yıl burada,bir yıl Cenevre'de görev yaptı.1908 yılında "Tensikat Komisyonu" üyeliğine getirildi,1911 yılında Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.1914 yılında tayin olduğu "İtibar-ı Millî Bankası" genel kâtipliği sırasında,1920 yılına kadar pek çok dış gezilere katıldı.1922 yılında bu görevinden ayrılarak avukatlık yapmağa başladı.Ankara'da bulunduğu yıllarda bazı yabancı şirketlerde çalıştıBundan sonra "Türk Ticaret ve Sanayi Bankası" müdürlüğüne atandı;1927 yılında Dışişleri Bakanlığı'na geçerek "Siyasi Müşavirlik" yaptı.Üç yıl sonra Ticaret Bakanlığı'na nakletti.1930 yılından sonra Kahie,Roma,Londra büyükelçiliklerine ticaret danışmanı oldu.1943'de ülkeye dönerek aynı bakanlığın inceleme kuruluna üye oldu.Bu sıralarda Toprak Mahsulleri Ofisi'nin yönetim kurulu üyeliğini de yapmıştır.

1943-1945 yılları arasında Ankara Radyosu Müdürlüğü'nde bulundu;1952 yılında emekli oldu.Bundan sonra aynı yerde sanat danışmanı,üslûb hocası olarak 1962 yılına kadar çalıştı.Günümüzde halen kayıtları yapılıp özellikle TRT Radyolarında yayınlanmakta olan "Küçük Koro" nun da kurucusudur.

Suphi Ziya Bey 19 Temmuz 1966 Salı günü Ankara'da öldü;21 Temmuz 1966 Perşembe günü kılınan cenaze namazından sonra Cebeci Asrî mezarlığı'nda toprağa verildi.İkiçocuk babası olan Özbekkan,anadili kadar Fransızca bilirdi.

Farsça ve Arapça'ya da vakıftı.İleri yasına rağmen "Devlet Lisan İmtihanına" girmiş,iyi İngilizce bildiğini ispatlamıştı.Ağabeyi İbrahim Ziya Özbekkan'ın aksine ağır hareketli,gururlu gözüken,az konuşan,herkesle kolay kolay samimi olamayan bir kişiliği vardı.O zamanki mûsıkî çevrelerine pek girmez,kendi çevresinden çıkmak istemezdi.Şiirle de uğraşmış,bestelerinin bazılarının sözlerini kendisi yazmıştır.

Türk Mûsıkîsi'ni babasının konağındaki sanat atmosferini teneffüs ederek tanıdı.Konağa Hacı Kirami Efendi,Leon Hancıyan,Tanburî Cemil Bey,Üsküdarlı Ziya Bey,Hanende Hüsamettin Bey,Udî Nevres Bey,Lavtacı Andon,Ali Rıfat Çağatay,Raûf Yektâ Bey,Kemani Kirkor gibi sanatkârlar devam ederdi.Ablasının da sesi güzeldi ve Tanburî Ali Efendi'den ders alırdı. Ünlü hanende Nasib hanım harem ve selamlıkta yapılan fasıllara katılırdı.İbrahim Ziya Özbekkan,Ali Rıfat Bey'den Ud dersi alırken Suphi Ziya Bey de Tanbur çalmağa heves etti;ancak Ali Rıfat Bey "Bir evde iki mızraplı saz olmaz" fikrini ileri sürerek Kemençe çalmasını tavsiye etti.Böylece kemençeci Vasil'den Kemençe dersleri almağa başladı ve bu dersler dört yıl sürdü.

Hacı Kirami Efendi ile Leon Hancıyan'dan makam ve usûl öğrendi. Sazında biraz ilerledikten sonra konaktaki fasıllara katılmaya başladı.Düzenli bir mûsıkî öğrenimi görmemesine rağmen mûsıkînin pratik yönlerini,özellikle geçki tekniğini iyi bilir;makam ve usûllerin gereğini yerine eksiksiz olarak getirirdi. Eserleri başkaları tarafından notaya alınmıştır.

Bestekârlığa kırk iki yaşında,Hüzzam makamında bir İlâhi denemesi ile başladı.İlk din dışı bestesi,sözleri Fazıl Ahmed Aykaç'a ait olan"Neden hiç durmadan sevmiş" güfteli Uşşak makamındaki şarkısıdır.Bunu"Gücendi biraz sözlerime biraz münfail oldu" ve sözleri büyükbabası Sami Paşa'ya ait olan "Semt-i dildare bu demler güzerin var mı sabâ ? " şarkıları izledi.Suphi Ziya Bey,kendisi ile değişik tarihlerde yapılan mûsıkî sohbetlerinde Dede Efendi ile Hacı Arif Bey'den çok etkilendiğini,en çok da Mustafa Çavuş'u sevdiğini söylemiştir.Nitekim,"Gönül verdim bir dilbere" güfteli şarkısının Dr.Suphi Ezgi,Mustafa Çavuş'un bir eseri olduğuna inanmıştır. "Dökülmüş zanbak gibi"sözleriyle başlayan şarkısında da aynı espri vardır.

Lemi Atlı'dan sonra gelenekçi Türk Sanat Mûsıkîsi Bestekârlarının son halkası sayılır.Onun ölümü ile bu tür sanat anlayışı ve yaratıcılığı sona ermiştir denir.Bestekârlığa geç başlaması,mûsıkîmizde kullanılmış ve kullanılmakta olan her unsuru sabırla incelemiş olmasından ileri gelse gerektir.

Her beste formunu çok iyi yorumlamış,bestekârlık tekniğini,usûl ve makamların melodik yapısını içine sindirerek buna göre beste yapmıştır.Eserlerinde eşsiz bir duygu zenginliği ve ifade gücü dikkati çeker.Birkaç örneğin dışında "Makam-güfte","Güfte-Melodi" uygunluğu en üst düzeydedir.Geçki zarafeti ve zenginliği dikkat çekicidir.Viyana'da ölen kızı Hümeyra için bestelediği "Titrer yüreğim her ne zaman yâdıma gelsen" güfteli Muhayyer şarkısı,Hicaz Divan'ı,Uşşak makamındaki "Ne zaman gelse hayalin bu harabata senin" güfteli şarkısı, daha doğrusu hepsi birbirinden güzel,birbirinden orijinal eserlerdir.Kullanmış olduğu her formda mükemmel eserler vermiştir.

Mûsıkî eserleri repertuvarımızda bulunan,bilinen besteleri şunlardır:

Bir ilâhi,bir gülbank,üç beste,üç ağır semai,beş yürük semai,bir Divan, Bir Koşma,bir Köçekçe,İki türkü,kırk kadar şarkı...

Mûsıkîmize birbirinden güzel şarkılar kazandıran bu değerli sanatçıyı saygıyla ve rahmetle anıyoruz ...

Hazırlayan : Tâhir Aydoğdu


Arşivlerde bulunan eserlerinden bazıları :

Makam Form Eserin Adı Usûl
Acem Aşiran Yürük Semai Bilmem neye yar dide–ı giryanıma bakmaz Yürük Semai
Bayati Şarkı Hayli demdir kim cüday–ı kuy–ı yar oldun gö Düyek
Bayati Şarkı Bir gün gelecek sen de gönül şad olacaksın Aksak
Bayati Araban Köçekçe Yaramaz yavru ceylan Aksak
Bestenigar Beste Bağ–ı dehrin hem hazanın nem baharın gör Çenber
Bestenigar Şarkı Ne demlerdi sezay–ı bezm–ı ülfet olduğum demler Aksak Semai
Bûselik Şarkı Boş kalbimi bir hatıranın gölgesi bekler Aksak
Evc Şarkı Ne vefa var ne şifa bu dil–ı biçareye yardan Aksak
Gerdaniye Türkü Uçun kuşlar uçun doğduğum tere Aksak
Hicaz Şarkı Anılsın yar ile bir yerde mey nuş ettiğim de Düyek
Hicaz Şarkı Bir zamanlar şevk–ı cuş–a–cuş olan Curcuna
Hicaz Şarkı Dilerim buse olup kalmayı her an dudağında Curcuna
Hicaz Divan Dün gece yes ile kendimden geçtim Sofyan
Hicaz Şarkı Ehl–ı zevkin neşesi kaçmış yıkılmış lanesi Curcuna
Hicaz Şarkı Beni güldürmedin alemde neden ey yüzü ma Aksak
Hicazkar Şarkı Vuslat–ı canana erişmiş gönül Curcuna
Hüseyni Şarkı Feryad ediyor bir gül için bülbül–ı şeyda Curcuna
Hüseyni Koşma Madem ki vardı hicran Serbest
Hüseyni Şarkı Hasretle zar–zar gönül çeker firak–ı yar gönü Curcuna
Hüzzam İlahi Ben bilmez idim gizli ayan hep sen imişsin Yürük Semai
Hüzzam Şarkı Gülü sevdiyse gönül hüsnüne benzer diyedir Aksak
Hüzzam Şarkı Tevbe ettim aşka cana dilde rahat kalmadı Müsemmen
Isfahan Şarkı Ağlarım ağladığım yare nümayan olmaz Curcuna
Isfahan Yürük Semai Baht–ı na–sazım beni dil–dardan dur eyledi Yürük Semai
Isfahan Beste Yare varsın peyk–ı nalem ah–u zarım söylesi Muhammes
Isfahan Beste Gülsitan–ı dehre geldik reng yok bu kalmamı Devr–i Kebir
Isfahan Ağır Semai Nedir ey çerh–ı zalim yari yarinden cüda kıl Aksak Semai
Isfahan Yürük Semai Ol nahl–ı çemen serv–ı hıraman olacaktır Yürük Semai
Isfahan Şarkı Ben esir–ı derd–ı hicranım vefasız yare ne Devr–i Hindi
Karcığar Şarkı Her vakt–ı seher bülbülü guş eyledi ol gül Aksak
Kürdilihicazkâr Şarkı Bir gamlı hazanın seherinde ısrara ne hacet Curcuna
Kürdilihicazkâr Şarkı Bahçenizde sünbül olsam sevdiğiniz bir gül Aksak
Mahur Şarkı Durmadan aksın eğer isterse her gün gözyaşı Devr–i Hindi
Muhayyer Türkü Dedim bu kız ne güzel, nişanlıdır dediler Aksak
Muhayyer Şarkı Titrer yüreğim her nezaman yadıma gelsen Aksak
Muhayyer Şarkı Nar bahçesinin goncası gül–gun dehenindir Aksak
Müstear Şarkı Dönsek mi bu aşkın şafağından gitsek mi Curcuna
Nevâ–Bûselik Şarkı Gönül verdim bir dilbere Aksak
Nev'eser Şarkı Sesimde şarkısı aşkın figan olup gidiyor Sengin Semai
Nihavend Şarkı Edilsin badeler nuş inlesin tanbur sabah olsu Curcuna
Rast Gülbank Allaah bes vü der–heme–an zul–cemal bes Serbest
Rast Şarkı Aşkı muhabbet gibi sandı gönül Curcuna
Saba Ağır Semai Ağlarım ağladığım yare nümayan olmaz Ağır Aksak Semai
Saba Beste Aşıkaa tan etmek olmaz mübteladır neylesin Çenber
Saba Beste Saba seririn ol meh söyle gönülde kursun Lenk Fahte
Saba Şarkı Semt–ı dil–dara bu demler güzerin var mı sab Aksak
Saba Yürük Semai Ey bad–ı saba yar ile vuslat ne zamandır Yürük Semai
Sabâ–Zemzeme Yürük Semai Saba yolun düşerse o tıfl–ı dil–sitana sor Yürük Semai
Suz–i Dil Şarkı Hüsnünde bahar neşvesi var teşne–ı vuslat Aksak
Suzinak Şarkı Dağıtıp aleme peymaneyi sun zehri bana Aksak
Şehnaz–Buselik Şarkı Mahv oldu bütün sevgilerim tatlı çağımda Aksak
Şevk–Efza Şarkı Şimdi ay bir serv–ı simindir suda Aksak
Tahir–Buselik Şarkı Baht–ı na–sazım beni dil–dardan dur eyledi Aksak
Uşşak Şarkı Aklımı başımdan alan gözlerin Curcuna
Uşşak Şarkı Gücendi biraz sözlerime münfail oldu Curcuna
Uşşak Şarkı Yarim güler güller açar yaz olur Aksak
Uşşak Şarkı Her şey bu zaman evinde na–çar geçer Aksak
Uşşak Şarkı Mevsimle geçen şimdiki aşklar da kısaldı Aksak
Uşşak Türkü Dökülmüş zanbak gibi perişan leylak gibi Aksak
Uşşak Şarkı Ne zaman gelse hayalin bu harabata senin Aksak
Uşşak Şarkı Neden hiç durmadan sevmiş bu gönlüm Curcuna
Yegâh Şarkı Dem bezm–ı visalinde heba olmak içindir Aksak
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Suphi Ziya Özbekkan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
»  Itri'den Suphi Ziya Ökbekkan'a Türk Musikisi
» Halit Ziya Uşaklıgil
» Ziya Taskent Konseri
» Ziya Taskent - Odeon Yillari
» ENVER ZİYA KARAL-TANZİMAT-I HAYRİYE DEVRİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: THM-TSM-POP-ENSTRÜMANTAL VE DİĞER MÜZİK TANITIMLARI :: THM-TSM-POP-ENSTRÜMANTAL VE DİĞER MÜZİK TANITIMLARI :: Türk Sanat Musıkisi Bestekarları-
Buraya geçin: